Başarmak için ne gerekir?



Sabaha huzurlu  başladığım içinmidir bilemiyorum günüm çok huzurlu, can dostum Meleğim, eşi Ahmet abi ve Azram geldiler. 

 Bütün gün Meleklerle gezdik o kadar çok sohbet ettik ki hayatıma dair, hayatlarına dair...
 Dost dediğin insanın hayatında  iz bırakmak sa gerçekten  bir dost bu Melek...
 Herşeyde çıkar arayan insanlardan o kadar uzak.
 Bu gün yemek yerken gözüme takılan bir kedi hayatta herkesin bir mücadele içine girdiğini   kimi bilinçli kimi bilinçsiz herkesin bir şeyler için çabaladığını  mutlu olmak için bir şeylerle uğraşmak gerektiğini  gösterir gibiydi...
 Niyet etmeden, niyetine girmeden, çabalamadan hiç bir şey elde edilmiyor...
 Ya sizce?














Sabah Duası



 Mutluluk kaplasın kalbini:)
Güzellikler kaplasın gününü:)
Güzel insanlar kaplasın çevreni:)
Huzur kaplasın yüreğini :)
Şefkatin kaplasın aileni:)
 Çikolata kaplasın sofranı:)
Gülücüklerin kaplasın  gölgeni:)
İyi niyetin kaplasın evreni:)

mesajların kaplasın sitemi:)




Bizim Bahçe





Bu gün yorucu bir gündü geceden kızlarına  kışlık yufka açmak için anlaşmıştık ev sahibimle.  
Sabah dokuzda  bahçeden gelen bir erkek sesine uyandım, camdan baktım bir adam ve alt katımızdaki sapık amcanın hanımı.
 Hemen koşa koşa aşağı indim   teyze bir polis getirmiş ev sahibimle konuşuyorlar  kimliğini gösterdi infaz memuruymuş, biz amcayı borcu var diye aldık içere zaten raporları var çok hasta diye  parayı ödeyince çıkaracağız, zaten bilseydim zordalar gelip tutuklamazdık dedi.
 Şaşırdım o senin lüksün değilki, dedim ne demek tutuklamazdım!  
Aldım bir daha baktım kimliğine, haberleri gösterdim  haberim yok benim  yapmaz amcam diyor  akrabanız mı  dedim hayır diyor  nereden biliyorsunuz yapmayacağını peki bu suçu işlememişmi şimdi diyorum . Bana bilmem bakmam lazım siz teyzeyi hor görüyormuşsunuz dün evden çıkın demişsiniz ondan  bana gelip rica etti dedi diyor.
  Biz bir şey demedik, dün biz bahçede otururken geldi. 
Ev sahibim eşin hapisten çıkana kadar otur çıktıktan sonra evden taşının dedi, oda başladı anlatmaya  benim kızımı on yaşından bu yana koynunda uyuttu bir zararı olmadı dedi, öyle deyince ben   teyze siz altı yıllık evlisiniz   kızın  otuz yaşında nasıl oluyor dedim  kendi eşinin ölmesini bekledik  bende evliydim o da evliydi eşim döverdi beni o alıp baktı ama karısı istemedi betonda uyudum,  karısı ölene kadar başka ev tutuk  bizi baktı karısı kanser oldu ,öldü ben çok muhtaçtım'' Şimdi siz olsanız ne yaparsınız sen kendi hemcinsine neler yapmışsın özrün kabahatinden büyük birde polisi almış gelmiş başımıza tabii polis mi oda şüpheli , Polise param yok dediği için ,polis ben vereceğim kirayı dedi ,oysa daha dün bize bir kese para gösterdi  bize neyse sanki .  
 Onlar çekip gitti bizde birşeyler atıştırıp  hamurlarla uğraşmaya başladık,  ben yufkaları  biraz büyüttüm onlara verdim üç kişide açtı, yufkaları açıp  biraz sendirip  buzdolabında saklıyormuşlar, banada yapacağız  ama benim dolabım donduruculu değil, bana kuruturuz.
 Kadınlar toplanınca  helede yaşları  varsa değmeyin sohbete .  Bu gün anladım ki herkesin  acıları, sırları var kimse dört dörtlük değil bu hayatta ancak layıkıyla yaşamak istiyor herkes bu hayatı.
 Biz  o kadar uğraştık  iş bitince yemek yemeye bile halimiz kalmamış , aperatif bir şeyler atıştırdık. Bu gün hem spor hem diyet yapmış oldum en sağlıksızından...
 İki kızınada telefon etti gelip yufkaları alın diye ikiside bahaneler uydurup gelmedi işleri varmış.Yufkaları koymaya dolapta yok!   
 Ne demişler  baba oğluna bağ vermiş  oğul babasına bir salkım üzüm vermemiş...
Bazı evlatlar  bağı almaya bile  zahmet etmiyor!




Huy Andım

(H) uyAndım 
Gün aydı Kalp andı 
sabah oldu kalp yine  onu andı
 sanma bu günlük  aslında her gün ona yandı 
 unutmaz ne desem huy işte kalp andı
 Her gecenin sabahı vardı
her günde o vardı
 gülsem, konuşsam
yesem, içsem
diyar diyar gezsem
unutulmadı bu sabah kalp yine onu andı
erken gitti dediler 
büyüseydi şunu olurdu dediler
uyudum unuttum sandım
sabah oldu  gün aydı  kalp yine onu andı...


Eğleniyonuz Mu Anam?



Eminönü değil, evin önü! Muhabbet var (embele annat annat bitmir), lezzet var (ele datlı, ele güzel), ana baba duası var (en möggeminden). Daha ne olsun gadasını aldığım...





















Şişko olmuşum











 Gün itibariyle  niyet ettim kendi rızam için zayıflamaya:)
 Burada paylaşayım dedim de şimdilik nasıl olur bilemiyorum haftalıkmı paylaşırım günlük mü  paylaşırım, duruma göre ayarlayacağım. 
  Bu sabah diyete başladım 
 Diyet listem;
 Kahvaltıda :  Bir yumurta iki dilim ekmek  ve bir salkım üzüm yedim .
 öğlene kadar bir  nescafe
Öğlen: Bir tabak şehriye çorbası 
 öğleden sonra bir  dondurma
 Akşam:  bir tabak patatesli pirinç yemeği
 Akşam yemeği 19:00
 Spor;
 Olduğum yerde
  on dakika hızlı yürüyüş yaptım vücudum  ısınsın diye
 20 squat
4 şınav :) 10 da dizlerimi koyup çektim.

İğde ve ıhlamur yaprağı çayı  içiyorum

 Not: kendim için geçerlidir :)





















Sultan


Vizyon tarihi 15 Temmuz 2016 (2s 50dk)
Yönetmen Ali Abbas Zafar
Oyuncular: Marrese Crump, Salman Khan, Anushka Sharma
Tür Bollywood, Dram, Sport event
Ülke Hindistan
Sultan Temmuzda İzleyiciyle buluştu, 
Salman  Khan adının 
  hakkını vermiş yine Rol arkadaşı Anushka Sharma ile birbirleriyle çok uyumlu ikili olmuşlar film boyunca bunu hissedebiliyorsunuz.

  Konusu daha filmin en başından itibaren sürüklemeye başlıyor. Sultana bazen kızıyor bazen acıyorsunuz, Aarfa'yı izlerken kendinizden bir şeyler buluyorsunuz en son bir kaç cümle söylemek gerekirse  çok başarılı bir film olmuş.









Sultan ve Aarfa 









........




Hint filmi danssız olur mu hiç:)




Sosyal mesajını her zamanki gibi  çok güzel vermiş.


Çocuk istismarı




Alt kat komşum bir istismarcıymış ve aylardır aranıyormuş , elleri kolları sallaya sallaya gezdiler aylarca, yaşlı diye güvenip evi kiraya veren ev sahibimle birlikte yatıyoruz korkudan .  
İnsan  saçı beyazlamış nur yüzlü yaşlı  yetmişine merdiven dayamış   gırtlak kanseri bir ihtiyarı gördüğünde ne düşünür , üstelik  her zaman çevredeki herkese çok yardımcı olan bir ihtiyar .
  Yaşlısın yaş kemale ermiş artık toprağa gireceksin nasıl bunu yapmayı düşünürsün?
 Bizim alt kata  mart sonları gibi taşındılar, o günden bu yana bana çok tuhaf geldi bu  adam ve  kadının  konuşmaları hareketleri  şurada yazmıştım daha öncede bir çok yazımda belirtmiştim, altından bir şey çıkacak bunlar normal gelmiyor diyordum ev sahibimide sık sık uyarıyordum çok samimi oldun abartma diye.
 -Yaşlı amcacık diyordu.
   Kadınlara çok tuhaf bir bakışı var yiyecek gibi bakıyor diyorum ev sahibim bana, senin kalbin kötü diyor adamcık hasta ,kanser o günah diyordu.  Bir şeyler olduğunu anlamıştımda bu kadarda değil,   beynim çorba oldu düşünmekten    meğerse istismarcıymış ve aranıyormuş:(

 Üstelik mart ayından bu yana  kesinleşmiş  cezası için aranıyormuş.    Cuma günü polisler gelip götürmüş ben işten eve geldiğimde henüz gitmişler hanımı ağlıyordu, baştan olayı bilmiyoruz tabii bize dedilerki  alkollüyken beni dövdü eşim ondan üç bin lira para cezası var fakiriz veremedik . Zaten ekmek vb. şeyler için bakkala gitmezler ya bana ya ev sahibine ya  başka bir komşuya devlet yaşlılık maaşlarını kesmiş . meğerse sebebi adreslerini bulabilmek için kesilmiş maaşları gidip buranın adresini vermiş maaş bağlansın diye. Yakayıda ele vermiş oldu.

  Akşam üstü ev sahibim geldi hadi gel biraz uğrayalım geçmiş olsuna dedi ,gittik ağlıyor zaten bahçe ortak olunca hep bahçede feryat figan ağlıyor gitti yiğidim diye.  neyse  ziyarete gittik, ya dedim geri al  madem  şikayetini 
- yok aldırmıyorlar dedi, oğullarından falan para istiyor telefonla,  telefonda ceza evinin içini anlatıyor oğluna telefonu kapayınca  sordum sen nerden biliyorsun bu kadar detaylı dedim   bir ara iftiradan yattı  5 ay kadar o zaman öğrendim  kızın biri  bunları 67 kişi içeriye attırdı  bee bee  yaptı tutuklattı dedi .
 bee bee ne dedim kız dilsiz ve sağır   el işaretiyle göstermiş hepsini  , iftira attılar adamımı içere aldılar ,
hastanelerde  her yerini traş ettiler çıplak  muayene ettiler  hep dedi ben şook tabii içime kurt düştü  eve çıktım, zaten  geçtiğimiz yıllarda bir olay olmuştu ve çok konuşulmuştu burada zanlıların hepsini hapse atmışlardı aklıma o  olay geldi bağlantısı olabilirmi diye. 
   googleye  '14 yaşındaki engelli kıza 'yazdım çıkan haberi okurken bir bakayım bizim amcanın adıda var içinde hemen ev sahibime götürdüm laptopu yazıyı  okuttum ona , gitmiş kadına söylemiş kuğu getirdi bana okuttu  yazıklar olsun demiş.
 Kadın savunmuş tabii eşini  iftira atıldı demiş  hiç tanımıyormuş o odun kesmiş onların yanında sadece . odun kesti diye içerimi alınır hiç bunun tahlili testi var,  yanlış çıkmış hepsi  diyormuş. Akşamda kız kendi kaşınmış demiş.  delireceğim
 Zaten adamın hareketleri bizi çok rahatsız ediyordu   kadına durmadan hakaretler ediyordu , hep küfürlü konuşmaları, hep bizi izliyordu, bahçeye müstehcen çıkıyordu   ev sahibine söylüyorum bak biz aynı bahçedeyiz sen çok bakıyorsun demekki diyordu, aklıma geldikçe çıldırıyorum  ev sahibinin torunları hep bahçede oynuyor oda onlara tahtadan  bir şeyler yapmaya çalışıyordu  ev sahibim aman ne iyi amca deyip duruyordu şimdi dua ediyor aman iyiki torunları  yalnız bırakmamışım diye . akşam  nette araştırma yaptım neler yapılabilir diye?

 Bir siteye rastladım yurt dışındaki suçlular için yapılmış bakmak isteyenlere adres ,     http://www.familywatchdog.us/ (pedofoli)Sübyancılık yüzünden hüküm giyenlerin haritasını  görebiliyorsun. aynı şey Türkiye!dede olsa keşke sayfayı Türkçeye çevirip istediğiniz bilgiye ulaşabilirsiniz. bence çok büyük bir caydırıcılığı olur  ne olacak  al kes sonra adını gizlesinler gözünü çizsinler resimlerde, kimse bilmesin sen normalmiş gibi bir hayata devam et.  yazık ettiğin hayat!
  Kimseye güvenemeyeceğiz!



Sabah oldu



Günaydın güzel pazarlarlar,  bir hafta pazar gününü  yatakta uyuyarak geçirmeyi hayal eden ben    pazar sabahı yedide uyandım:)
 Bu gün güneş size güzel enerjiler versin:)





Rengarenk tasarımlar













    














Öncelikle  Hayırlı akşamlar diliyorum, Rabb'im hepimizin gönlüne göre versin herkese kendi ameliyle muamele etsin ,
  Dün akşam  genç  bir blogger girişimci  arkadaşımız bana bir tanıtım yazısı yollayacağını ve onu paylaşıp paylaşamayacağımı sordu.
 Seve seve kabul ettim. ileride çok ünlü  meşhur biri olduğunda sende beni hatırla olurmu:))
 Çok güzel tasarımlarına  ve kendini tanıttığı yazısına hep birlikte bakalım.Desteklerinizi esirgemeyeceğinizden eminim. sevgilerimle.
 Başarılar diliyorum.



Başarılı insan "zor olabilir, ama imkânsız değil." der. Başarısız insan, "mümkün olabilir ama çok zor" der. . . ! Hz Mevlana








 - Bize öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz?

Tabii, 1982 doğumluyum. Bir süre finans sektöründe çalıştıktan sonra 2013 yılında beni daha özgür kılacak bir hayat tarzına geçiş yapmak için ilk adımımı attım. Şimdi tabiri caizse Nachnuch Bags’in tek çalışanı ve müdürüyüm.

- Tasarım yapmaya nasıl karar verdiniz?

Kendimi bildim bileli el işlerine meraklıyımdır. İlk olarak barbie bebeklerime kıyafet dikerek başladım. Lise eğitimimi bu yönde almam bana işin teknik yönlerini keşfettirdi. Sonra üniversite eğitimimde ters köşe yaparak İşletme okumaya karar verdim. Uzunca bir süre boyunca dikiş olayından kendimi soyutladım. Lakin algım hiç bir zaman tam anlamıyla kapanmadı. Moda dergileri almaya, kendimce bir şeyler dikmeye devam ettim. Ta ki 2013 yılına kadar. Arkadaşlarıma yılbaşı hediyesi olarak ped çantası dikmeye karar verdim ve kolları sıvadım. Hediye ettiğimde herkes hayretle karşıladı. Bu yönümden haberdar olmayan insanlardan övgü dolu sözler duymak beni yeniden dikiş ile haşır neşir olmaya itti ve tasarım serüvenim böylece başlamış oldu.

- Nachnuch’un anlamı nedir? 
 Marka isminini nasıl buldunuz? 
Markalaşabilmek için bir isme ihtiyacım vardı. Uzun bir süre bu konu hakkında düşündüm. Sonunda hiç bir anlamı olmayan, sadece fonetiği hoşuma gittiği için Nachnuch (naçnuç) demeye başladım. Görüşüne değer verdiğim insanların onayını da aldıktan sonra, artık Yasemin’in çantaları olmaktan çıktılar. Şimdi herkesin onları tanıdığı ad olan Nahcnuch diye anılıyorlar. Marka logomu İtalyan bir arkadaşım tasarladı. 2016 yılında ise Marka ve logo tescilimi aldım. Artık Nachnuch Bags tam anlamıyla bana ait bir marka.

- Yeni tasarımlar yaparken geçmiş tasarımlarınızdan etkileniyor musunuz?

Hayır. Bence bir tasarımcı sürekli kendini aşmaya çalışmalı, sürekli yaratmalı. Eskilere takılı kalırsam, yeni ve özgün şeyler üretemem. 

- Kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz?

Müşterilerimin isteklerine kulak veriyorum. Lakin ben bağımsız çalışmaktan yanayım. Bir çok kez kişiye özel tasarım yaptım. Sadece nelerden hoşlanıp, hoşlanmadıklarını soruyorum. Sonra onları baz alarak kendi özgün çalışmamı yapıyorum. Diğer türlü, tüm  detayı veren müşteriler beni yoruyor. Kendimi bir terzi gibi hissetmek hoşuma gitmiyor açıkcası. 

- Tasarım yaparken etkilendiğin ve dikkat ettiğiniz hususlar nelerdir?

Doğanın renkleri bana ilham veriyor. Çevremdeki  her şeyden etkilendiğimi söyleyebilirim. Bazen bir oyuncaktan bile etkileniyorum. Çünkü onlar rengarenk oluyorlar. Farklı renk uyumlarını bu şekilde yakalıyorum. Seri üretim şeklinde çalışmamaya özen gösteriyorum. Birebir aynı çantayı hiç bir zaman dikmedim ve bundan böyle dikmeyi de düşünmüyorum. Bazı müşterilerimin ısrarı üzerine aynı çantayı, küçük farklılıklar ile değiştirip kişiye özel yapabiliyorum. 

-Tasarımlarınız ile ulaşmayı amaçladığınız hedef kitleniz nedir?

Kişisel bir stil yaratma isteği olan herkes. Ufak detaylarda farklılıklar yaratarak, akılda kalıcı çantalar diktiğime inanıyorum. İnsanların çantalarımı gördüğü zaman, işte bu tam bir Nachnuch stili demeleri istiyorum.

- İnsanların tasarımlarınıza nasıl tepkiler vermesini istiyorsunuz?

Şaşırmalarını isterim. İnsanları şaşırtmak güzel. 

- Erkekler için tasarım yapmayı düşünüyor musunuz?

Evet. Projelerim arasında var. Türk erkeklerinin renksiz ve tekdüze çantalardan kurtulmasını ve hayalarına renk katmalarını çok istiyorum. Erkek müşterilerim oldu ve diktiğim çantaları çok sevdiler. Bu olumlu geri dönüşler, beni bu konuda tasarım yapabilmek adına cesaretlendirdi.

- Markanızın yurt dışına açılma konusunda girişimleri var mı?

Şu an Polonya’da yaşıyor olmamı göz önüne alırsak, çoktan açıldım diyebilirim. Bir çok ülkeden müşterilerim var. 

- Tasarımlarınıza satın almak isteyenler nerelerden ulaşabilirler?

Instagram ve Facebook üzerinden bana ulaşabilirler. 
https://www.instagram.com/nachnuch_bags/
https://www.facebook.com/Nachnuch/

Türkiye dışı siparişler için etsy.com adlı siteyi kullanıyorum.
  https://www.etsy.com/people/nachnuch 

Ayrıca her türlü bilgi için nachnuch@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler.

- Son olarak gelecekteki projelerinizden ipuçları alabilir miyiz?

Kendi mağazamı açmak istiyorum. Ama şu an gündemimde www.nachnuch.com online mağazam var.  













Hint Filmi: Suriya 24


   3,5 kez izledim a dostlar, mohteşem mohteşem! 

 Filmi ilk börek sararken keşfettim. Tek başıma izleyip de mundar etmeyeyim diyerek yarım bıraktım, buçuğu budur. Sonra başka başka kişi ve yerlerde bıkmadan izledim, her defasında aynı zevkle. Bilim kurgu sevmeyen ben, böyle ettiysem derhal izleyin derim.



 İyi kalpli zeka küpü adamımız Sethuraman, zamanı durdurabilen, ileri geri alabilen bir saat yapmaya çalışıyor. Başarıyor da. Lakin kötü kalpli, zeka küpü olmayan ikizi Athreya o an burnunun dibinde bitiyor. Derdi saat bittabi. 

 Sethuraman çevik hareketlerle saat kutusunu, kuytu yerde icat harikası beşiğinde debelenen oğlunun yanına saklıyor. 

 Tabi bu sırada kötü ikiz hıncını Sethuraman'ın karısından alıyor. Bilim adamımız, bebişi ve saatiyle kaçmayı başarıyor.
  Oh be diyorsunuz, iyilee kazansın gari. Netekim öyle olmuyor, bir dizi maceradan sonra bebiş, yanına gizlenen kutuda ne olduğundan habersiz büyüyor.




  Bu arada filmin başrol oyuncusu Suriya, ikizler ve oğlu olarak üç rolde. Maşallah diyorum. 

   Her duyguya hitap edecek bir film adeta. Yok yok... Gerilimle başlıyor, ortalarda aşk-komedi, sonlara doğru dram-gerilim. 

   Filmi izlerken acayip mutlu olacağınızı, müzikleri de dahil her anında beyninizin haz oranını çılgınca yükselteceğini garanti ediyorum. Zamanı durdurma sahneleri, sürprizleri beni benden aldı.




   Spoilersız organik yazacağım diye epeyce zorlandım. Daha konuşturmayın beni, tez izleyin anacım!..

⭐ 



Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...