Pandispanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Pandispanya etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bir Dirhem Muzlu Puding

Son zamanlarda hayatım neredeyse hep mutfakta geçiyor. Uyuma kısmını işte bir tek orada gerçekleştiremiyorum :). Cicilerimin yanı sıra yemekte yaptığım için üstüm başım bildiğiniz buram buram yemek kokuyor. Rahatsız mıyım? Hayııııırrrrrr! Her ne kadar parmümü beğensemde mutfak kokusu gibisi yok sevgili okuyucularım. Yemek yapmaya dalmışken tatlılarımdan da mahrum kalmıyorum elbet. Sıra sıra hepsini cırt cırt yapıyorum. Mesela bugün, Beğendi üzeri Izgara Köfte yaptım. Öncesinde ise, Puding de el yapımı olmak şartıyla Vanilyalı Pandispanyalı Muzlu Puding yaptım. Hemde bir sürüüüüüüüüü.. Üzerlerini minik çikolatalarla ve kalp şeklinde şekerleme ile süsledim. Daha ılıkken bir tanesini de mideye indirdim. Ohhhhh.. Canıma değsin yahu! :)) Yaz olsaydı yanına bir top dondurma ile servis yapılabilirdi mesela. Hem hafif hemde sevilen bir cici olduğunu düşünürsek hiç de fena değil doğrusu! :) En kötü kısım ise daha bir de bunun akşam yemeği safhası var.. Hmmppfhhh...
Son zamanlarda hayat benim için biraz yorucu geçiyor sevgili okuyucularım. Oraya git bunu yap şunu dene derken savruluyor insan. Ehhh.. Bir de büyük projem devreye girmek üzere! İnanılmaz heyecanlıyım! Gün geçtikçe ve herşey görünür hal aldığı için insan daha da heyecan bombardımanına tutuluyor. Hatta bazı geceler uyuyamıyorum bile.. Yaa uff..Yine maymun oldum! Mutfağa bir gideyim bari.. Nerdeydi şu Muzlu Pudingler???? Karnımda gurrr gurrr yapıyor hani :)))
Bon Appetit!

Rainbow Cake Vol.3


Rainbow Cake olayında kendimi aşmaya karar vermiş bir kişilik olarak, yola devam ediyorum sevgili okuyucularım! Yalnız bu sefer yaptığım diğerlerine göre biraz daha farklı oldu. Daha önceleri kendi kek reçetemi kullanıyordum fakat bu sefer, Rainbow Cake'ten Pasta yapmaya karar verdim!!! Yani neymişş? Pandispanya kullandımmm!!! İçini de 4 renk yaptım. Yani; yeşil, mavi, pembe ve sarı. Ahhhhhhh.. Benim şu hippy ruhum yok muuuu? Her kat ayrı ayrı yapıldı ve üst üstü kondu. Bu arada pastacığımı 00:00'de yapmaya başladım. Yaklaşık 3:00 gibi bitti yavrucak! :) Normal sınırlarda olmadığımı artık hepiniz öğrendiniz ne de olsa! Rahat rahat sizinle paylaşabiliyorum! :)) Bu sefer Amerikan tarzı olmasını istedim. Hani böyle kocaman! Neredeyse CheeseCake Factory imalatı tarzı! :)) Etrafı ve içi tamamen Cheese Cream Frosting ile döşendi. Serra ve annem, ilk önce bu konuda biraz şüpheciydiler. Gelin görün ki Tereyağ, PudraŞekeri ve Krem Peynirinden yapılmış bu Frosting, bir güzel oldu! İnanamazsınız sevgili okuyucularım! Her katın içini ayarı ayrı bu malzemeyle sıvadım ve aralarına Damla Beyaz Çikolata koydum. Hani arada rengi bozmasın diye! :) Nitekim çok doğru bir karar vermişim. Pastayı kestiğim zaman bunu şıp diye anladım! :) Yalnız bir hatam vardı. Daha önce böyle Frosting işine girişmediğim için bilemedim tabi ki. Benim yaptığım; dışını da sıvadıktan sonra süsledim ve buzdolabında bir gece beklemesi için koydum. Oysa yapmam gereken, dışını sıvadıktan sonra bir gece bekletmemdi çocuğumu. Dışı donduğunda süslemesi daha kolay yapılırmış meğer. Öteki türlü, yani daha katılaşmamışken süsler etrafa dağılabiliyorlarmış. Neyse bu ilk pasta denememdi ve ben bir şey daha öğrenmiş oldum! Yuppppiiiiii...! Ertesi gün, teyzemler bize mangala geldiler. Havalarda soğuduğu için bahçede mangal yapması biraz zor tabi. Mecburen içeride yaptık. Yemek yendikten sonra, ben havalı havalı benim cüssesi büyük kızımı, yaklaşık olarak bir karış boyunda oldu, masaya koydum. Etrafta "Wooooowwwww!" sesleri yükseldi. Bende koltuklar kabardı tabi! :) Hemende tavuk gibi şişerim! :) Sonra Serra'nın bana aldığı ve kullanmaya kıyamadığım Brabantia Şef Bıçağımla herkese dilim dilim kestim. Tadım aşamasından sonra, her zamanki gibi, gözlere bakıldı ve subjelerimin tepkileri beklendi! :) Bizimkiler, özellikle teyzem, anlata anlata bitiremedi. En büyük destekçilerimden olan teyzem, bana bir gün mükemmel bir Pastacı Şefi olacağımı söyledi. İnsanın gözleri dolar mı böyle bir şeye? Benim doldu! :) Heyyyttttt!! Ver gazı teyzeeee! Ver gazııııı!! :))) Kesseler acımaz yahu!! :))) Tamammmm.. sakinim! Derin nefes alıyoruuummm! :) İşte, yaptığım bir şeyden mutlu olunca böyle oluyorum. Göklere dağlara yazasım geliyor. Ne mütavazilik kalıyor ne hanımefendilik sevgili okuyucularım! :)
Okulun açılmasına bir hafta kaldı. Şimdiden uykularım kaçıyor heyecandan. Hatta bu salı günü orientasyon var. Yüzdüm yüzdüm kuyruğuna geldim. Farkındaysanız, ilk B noktama gelmiş bulunuyorum! Ha ha! Olmaz diyenler nolduuuuuuu???!!!! :) Eğer isterseniz, yapılamayacak ve olmayacak şey yoktur! Bazen bende inancımı yitirebiliyorum. Bakmayın devamlı sarkastik konuştuğuma ve güldüğüme! Derin bir nefes alıyorum ve baştan başlıyorum. En baştan hemde.. Görüyorsunuz ya, bir hayal gerçekleşiyor. Neden sizinki de olmasın?.. 7 aydır canla başla ilk hayalimi gerçekleştirmek için çabalıyorum hatta çoğu zaman kafayı bile yiyorum diyebiliriz. Neden biliyor musunuz? Mutlu olmak için.. Evet! Doğru duydunuz, mutlu olmak için dedim sevgili okuyucularım. Sadece bir hayal kurup, bunu amaç edinip, hiçbir şey yapmadan olmaz! Hayat, kimi zaman çok kısa kimi zaman çok uzun gelir. Dolambaçlı yollardan geçeriz. Eğer onlarda, bende bir hayali gerçekleştirebiliyorsak, neden siz bunu yapamayasınız? Neden? Bir zamanda başlamalı, bir yerde başlamalı, şimdiden daha iyi bir zaman yok! Hadi kalkın şu bilgisayarın karşısından ve kendinize söyleyin! "Mucizeler mümkündür!"
Bon Appetit!

Rainbow Cake Vol.2

Buhran dolu geçen günlerin ardından neyseki bugün yağmur boy gösterdi. Sabah çok güzel bir şekilde uyandım ve ister istemez ayakalrım beni mutfağa götürdü. Almayadan gelen babaannem benden Pandispanya yapmamı istemişti ama pasta şekline sokmadıktan sonra benim için pek anlam ifade etmiyor. Onu kıracak mıyım? Tabi ki, Hayır! Bugün Pandispanya yerine onun ve babamın seveceği tarzda kek yapmaya karar verdim. Askerlerim tezgahta yerlerini aldılar. Yumurtalar, PudraŞekeri, Un, Limon Kabuğu Rendesi, Vanilya Esansı, Kabartma Tozu ve Tereyağ olmak üzere gözlerimin içine melül melül baktı yavrucaklar. İtiraf ediyorum, bugün ortalığı biraz pislettim! Hatta terliğimin içine bile biraz un girmiş olabilir! :) Homojen yapıdaki kekim yağlanmış kek kalıbına RainBow Cake olacak şekilde kondu ve 170 derece fırına 1 saat pişmek üzere kondu. Bu sefer 2 renk yapmak istedim. Pembe ve yeşili birbirine çok yakıştırdığım içi bu renkleri kullanmaya karar verdim. Bu yapıdaki kekte en güzel kısım ise, kestiğiniz zaman içinden fosforlu renklerin fışkırması! Tadı zaten güzel ve renklerden muhteşem olunca "yeme de yanında yat" mottosunu gütmek zorunda kalıyorsunuz sevgili okuyucularım. Öğle yemeği olarak kek mi yediniz? dediğinizi duyar gibiyim. Cevabım: Evet! :)) Yanında da Arzu'nun yaptığı muhteşem meyve suyu ağızlarımızda şenlik yarattı resmen! 2 renk güzel ama ben cıvıl cıvıl rengarenk sevdiğim için bir dahaki sefer yine çoklu renk sistemini kullanacağım. Kendimi yememek için ansıl zor tutuyorum bir bilseniz.. Hayır! Hayır! Mutfağa gitmek yok! :)
Bu arada rüyamda kocaman bir pasta yapıyordum. Yan tarafımda da Wüsthoff Şef Çantası duruyordu. Ahhhhh! Ahhhhhh..! Yürek dayanır mııııııı?! Bir yerlerden bulmalıyım! Bir yerlerden bulmalıyım! Bir yerlerden bulmalıyım! :)
Bon Appetit!

Babamı Çıldırtan Limonlu Bademli Tart


İnanılmaz kötü başlayan haftayı düşürsek, bugün gerçekten en güzel gündü diyebilirim gönül rahatlığıyla. Yunustan pasta hakkında aldığım güzel haberlerin üstüne bazı iç açıcı telefonlar aldım. Öncelikle şunu belirtmem gerekiyor; pastada kullandığım pandispanya geleneksel pandispanyadan biraz daha değişik. Biraz daha fransız vari diyebilirim :)). Beni tanıyanlar bilir, fransız hayranlığım vardır. Hemde bayağı! Sevilmesi beni nasıl mutlu etti anlatamam. Bildiğiniz gibi kazandığım bütün para, okul fonuma gidiyor. Bu durumda hem maddi hem manevi içimde kıpır kıpır bir şey oluşuyor. Yaklaştın kızım.. Yaklaştınn... Bu yolda bana destek olan herkese milyonlarca kere minnettarım. Özellikle Yunus ve Uğur'a. Onların isimlerini belirtmezsem orta yerimden çatlayabilirdim :)) Gelelim bugünün tatlı mönüsüneeee! Sevgili kurabiye canavarı kıvamındaki babam için bir şey yapmak istedim. Kendisi hem hiçbir şeyi beğenmez hemde kritiklerinde üstüne yoktur. En sevdiği şey; hafif kekler! Mesela, limonlu ya da sade vanilyayı kek gibi. Beni de şaşırtıyor açıkçası. Kolay zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz! Kekler kolay da, önümde sayamayacağım kadar tarif ellerimi kıpır kıpır ederken şimdi oturup limonlu kek mi yapacağım diye düşünmüyor değilim :). (Buşkocum bunları okurken içten içe kızmamanı temenni ediyorum ) Bende düşündüm, Limonlu ve Bademli Tart yapmaya karar verdim! Ohhh! İçinde 150 gr. badem içi, şeker, yumurta ve tereyağ olan bir içim su! Tabanında da un, şeker, tereyağ, bir tutam tuz, yumurta var. Muhteşem birleşimler öbeği! İçindeki bademin çokluğundan biraz badem ezmesini anımsayabilirsiniz yerken ama oldukça hafif. Fıstık gibi oldu cici tartım! Babamda güzelce çay eşliğinde yedi, bitirdi hatta süpürdü :). Mutfaktan süzülen koku benim içimi eritiyor resmen. Hele ki, benim gibi rejimdeyseniz!!! Bu işin en riskli yanlarından biri de bu! Evet! Kilo alıyorsunuzzzzzz.. Ben şişmanlamam falan demeyin. Alıyorsunuz işte! Lami cimi yok! :) Akşam mısır gevreğiyle doymak zorunda kaldım ne yazık ki. En son skinny kotlarım üstüme olmuyordu. Eh, küçük hanım rejime girmen lazım dedim kendi kendime. Şu anda halimi görseniz, tart bana bakıyor ve ben yan gözle tarta! İşkenceeeee.. Bon Appetit!

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...