sanaya irani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sanaya irani etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Hint Dizisi: Bir Garip Aşk



  Dikkat! Bol aşk ve bol macera içerir.

    Kanal 7'nin ilk yayınladığı Hint dizisi. Siz bunu ilk kez tvde görüp içine düşerken biz ohooo başka dizileri de devirmiş kıyaslama yapıyorduk hatun kız.


   Bu diziyi hem altyazılı, hem de tvde Türkçe izledim. Dublaja karşı olmama rağmen yine de güzeldi seslendirme, yakıştırdım. Sadece kanal bazı uzun bölümleri keserken kopukluk olmuş. Daha özenli yapabilirlerdi. Güzel tarafı ise kaliteli görüntüde izlemek. 

    Orjinal adı, Iss Pyaar Ko Kya Naam Doon? Türkçesi, Bu Aşka Ne Ad Vereyim? (Cümlenin sıralanışını görünce bu Hintçe kolay zaar deyip mevzuya el attım. Yaklaşık bir aydır öğrenmeye çalışıyorum. Süreci merak edenler varsa yorum bölümünden sorabilirsiniz.) 

    398 bölümden oluşuyor orjinali. Bölümler 20 dk. Bizim Bir Garip Aşk versiyonu ise 102 bölüm ve 1,5 saat kadar.


   Konu ise Hint klasiklerinden.
"Nefret ediyorum senden, nefret!.. Buna nasıl cüret edersin? "
  Duyguların aktarımı, karakterlerin cuk oturması, müzikleri, gelenekleri... Diziyi muhteşem yapıyor. (İyisiniz hoşsunuz da puta tapmayaydınız be gülüm!) 

  Khushi... (Güzel kızımız, adı gibi mutlu) Öyle deli dolu ki, insana enerji veriyor. Çok dindar, sürekli ellerini birleştirip yukarı bakıyor. (Ya hu biz müslümanız, bizim dizilerde bu kadar dua etmiyorlar!) 
 Kıyafetleri, takıları... Eminim hayran kalacaksınız. Ve her üzüldüğünde yaptığı meşhur jalebi tatlısı... (Ben de erinmedim yaptım valla. Hem de misafire. Çookkk lezzetli oldu.)

  Arnav... (Esas oğlan. Bu arada adam Türkiye'ye geldi. Kötü bir organizasyondu, inşallah pişman olmamıştır.) Arnav gıcık, agresif, inancı yok, maddiyatçı...


   Gün geliyor, fakir ama gururlu Khushi'nin yolu bu zengin ama küstah oğlanla kesişiyor. Hem de pek çok kez. 
 Nasıl oluyorsa adama borçlanıyor. İşe gireyim de şu mendeburun borcunu ödeyip kurtulayım diyerek bir şirkette çalışmaya başlıyor. Eh şirket kimin anlamışsınızdır! Ya ne olacağdı...

  Nefret halleri de, aşk halleri de çok içten. Birbirine çok yakışan bir çift. (Rudra ile Paro da çok yakışıyordu.)

   Dizinin güzel taraflarından biri de tabi ki hiç müstehcen sahne olmaması. Aşkı, nasıl bu kadar güzel ve temiz anlatmışlar diyorsunuz.


   Bollywood etkileri de bolca mevcut ama hiç rahatsız etmiyor hatta romantizm alıp başını gidiyor o anlarda. Misal: 
   İkili karşılaşınca esen rüzgar (Evin içi de dahil), Khushi'nin zarif bayılmaları (Biz yığılıyoruz genelde, o ayakta bayılıyor), sık sık şalın, oğlanın bir yerlerine takılması, düşmeler, çarpmalar, dakikalar süren bakışmalar... 

    Her şeyiyle dizinin atmosferi sizi içine çekiyor. İzlemediyseniz ahanda fırsat, kendinizi mahrum etmeyiniz. 

    Peki... Son bir vurucu cümle ile bitireyim bari. Daha iyisi yapılana kadar, en iyi iki aşk dizisinden biri...
Diğeri de hemen şuracıkta 



Hint Dizisi: Sensiz Olmaz

 İki kez izlendikten ve hazmedildikten sonra yazılmış bir yazıdır, dikkatlerinize celb oluna!

  Nihayet eşe dosta tavsiye ettiğim Hint dizilerini bir süredir tvlerde görür olduk çok şükür! 
  Filmler de sinemalarda gösterilecekmiş diye haber aldım! (Ay ay ay! )

   Ya hu biz kültürümüzle uzaktan yakından alakası olmayan, entrika girdapları Brezilya dizilerine, Dallas'lara kucak açmış milletiz.    Müstehcenlik olmadan romantizmin zirvelerinde dolaştıran geleneksel Hint dizilerine kucak açmak bir yana üç kez sarılacağımız belliydi.

 Her ne kadar bu diziler tvde yayınlandığında az kişinin bildiği, gizemli, el değmemiş bir adanın kalabalıklar tarafından keşfedildiği hissine kapılsam da olsun izlesin millet, babamın malı değil  ya Bolly'nin malı.




  Gelelim dizimize... Orijinal adı: Rangrasiya (Tutkunun Rengi) Normalde 189 bölümden oluşuyor. (Bölümler 20 dk).

   Kanal 7, Sensiz Olmaz adıyla dublajlı ve bölümleri birleştirerek 48 bölüm halinde yayınladı. Çok da eyi oldu. Bir çay içimlik dizi nedir, dizi dediğin koca akşamına çöreklenmeli. 
 Dublajı da iyi olmuş, Rudra'nın ve Paro'nun sesleri çok yakışmış. 

  Yine Khushimiz burda. Artık adı Parvati yani Paro. Dizinin başlarındaki kurak sahneleri çok sevdim. O kuraklığın içinde yerel kıyafetler öyle renkli ve güzel ki!

   Anasız babasız fakir bir kız Paro. Ailesini BSD askerleri öldürdü sanıyor, ama aslında köyün başındaki adamın mendeburluğu hep. Bu köyün kızları geleneksel bir yöntemle seçilerek, evlendirilip başka köye gelin gidiyorlar. Ancak gidenden haber gelmiyor hiç.
  Sıra Paro'ya geliyor, evleniyor ve yola çıkıyor düğün alayı. Sınırda BSD askeri Rudra Pratap  Ranawat. Söylerken kilo verdiren isim.  Hiç de üşenmiyorlar gı. 




  Paro ile  Rudra karşılaşıyor ve  Rudra'nın Paro'yu düşman tarafın kim olduğuna ikna etme çabaları ile olaylar başlıyor.

  Paro, Khushi kadar deli dolu değil. Olgun, üzgün ama çok iyimser. Rudra sert, kızgın, gururlu. Hatta böyle bir nefret nasıl aşka dönüşecek ki diyorsunuz. Dönüşüyor azizim, pek güzel dönüşüyor. 

   Rudra her ne kadar asker olsa da, dizinin ortalarından itibaren çatışma ve aksiyon sahneleri yerini meşk sahnelerine bırakıyor.
   Sonlara doğru ise büyük sürprizle beraber Rudra'yı artık asker olarak görmüyoruz. Bazıları sonu böyle olmamalıydı dese de ben 40. bölümden sonrasını da ayrı sevdim. Farklı bir tat oldu bence.

   Aşk dolu dolu, hayran kalacaksınız! Ve itiraf edeyim, bu diziden sonra başka diziler pek bir soğuk gelir oldu!..




  Bir Garip Aşk'ı izleyenler bilir. Bu diziden sonra ona tekrardan biraz bakınca fark ettim ki Sensiz Olmaz daha olgun bir dizi ve Ashish Sharma'nın oyunculuğu, duyguları yansıtması, Barun Sobti'ye göre daha başarılı. 

  (Ashish Sharma dedim de bizim kızlar twit atmışlar adama, müslüman olmayı düşünüyor musun diye. İlahi çok güldüm. O da  garibim önemli olan insan olmak gibi bir cevap yazmış. Ülkece İslamı tebliğ etme gayretimiz takdire şayan gerçekten).




 Velhasıl güzel insanlar, tvde kaçıran varsa kesinlikle tavsiye ediyorum. 
Bittikten sonra bile etkisinde kalacağınız, sizi çookkk mutlu edecek, yaşasın aşk dedirtecek, masal gibi bir dizi!..


Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...