macera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
macera etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Green Card Süreci




  Buraya yerleşmekle  ilgili o kadar çok soru geliyor ki, şuraya bildiklerimi yazayım da kurtulayım, demeyeceğim aaa ne kadar ayıp. Umumu aydınlatma hizmeti veriyoruz yük değil reca ederim.

  5 yıl önce, öylesine, gerçekten öylesine, green carda başvurmuştuk. Bir danışmanlık şirketi vasıtasıyla. İlk yıl çıkmamış. İkinci yıl onlar yine başvurmuş. Çıkmış. 
Başvuru kaydı dışında külliyen bizden habersiz gelişmiş bunlar. 
  Eğer çekilişe kendiniz başvurduysanız çıkıp çıkmadığını listeden bakıyorsunuz. Şirketle başvurduysanız ve çıktıysanız onlar size haber veriyor. 
   Bundan sonrası biraz karışık. 
Ananızın kızlık soyadının sondan üçüncü harfi nedir sorusuna benzer bir yığın sorulu, boşluklu İngilizce evrak var ki illallah türünden. İlkokulu nerde okudun, kaçta girdin, kaçta çıktın, daha bir sürü şey. 
   Bu noktada şirket size diyor ki, biraz daha para ver, ananın kızlık soyadını ben bulurum. İngilizce bilmiyorsanız veya her Türk gibi derdinizi anlatacak kadar bildiğinizi düşünüyorsanız, hiç girmeyin bu işe. Verin şirket halletsin.
 Evraklar hazırlandı, gönderildi. Size vize görüşmesi için gün ve saat veriyorlar. 
 Ankara'daki Amerika onaylı bir sağlık merkezinde check up yaptırıp, cd ve raporu alıp size verilen saatte yine Ankara'daki Amerika konsolosluğuna gidiyorsunuz. 
 Sıranızı beklerken reddedilenleri görüyorsunuz. Yani çocuğum gelmişsin bohem kıyafetle, turistik vize alacağım diyorsun, yer mi bunu o kadın. Gidersen geri gelmeyeceğini ben bile anladım. 
  Sıra size geldiğinde evraklarla görüşeceğiniz kişiye gidiyorsunuz. Sarışın tatlış bir Amerikalı. Gülümsemekten bir şey soramadı kız bize. Bastı möhrü. 
  Şimdi bundan sonra Amerika size diyor ki yerleş veya en azından altı aydan fazla Amerika dışında kalma. 
   Biz biraz ortam görme, araştırma niyetiyle 3 yıl, senede bir kez geldik. Hal böyle olunca girişte uyarıyorlar sizi. Kardeşim millet green card diye divane olir, size çıkmış gelmirsiz. 
  Eğer girişlerinizi senede bir yaparsanız, sisteme takılıyorsunuz ve sizi sonraki girişlerde almayıp kartınızı kırabiliyorlar. 
  Kesin giriş yaptınız, yerleştiniz. İlk iş security number, yani sosyal güvenlik numarası almak. 
 Artık oturum sahibisiniz ve oy kullanmak dışında her şeyi yapabilirsiniz. 
  Kartı aldığınız tarihten itibaren giriş çıkışlarınız hesaplanıyor, bunun bir süresi var, o dolunca vatandaşlık sınavına giriyorsunuz. 
  Bu sınav Amerika'yı tanıdığınızı gösteren sorulardan oluşuyor. İşte başkanları kim, kaç eyalet var vs. 
 Bu sınavdan sonra Amerika vatandaşlığı alıyorsunuz ve oy da kullanabiliyorsunuz.




Kısaca bazı noktalara değineyim

  Green card Amerika'ya gelmenin en avantajlı ve ucuz yoludur. Diğer vize alanlar gibi sürem bittiydi, nasıl barınacağımdı, yatırım yapayım da şurda durayımlı işler sizi bağlamaz.
Elbette Green card dışında çok yol var ama ben pek bilmiyorum.

Eğitim

 Burda devlet okulları eğitim kalitesi olarak 10 üzerinden puanlı. Ev tutacağınız zaman buna göre tutuyorsunuz. Mesela bazı siyahilerden veya başka sebeplerden ötürü güvenliğin az olduğu yerlerde, fakir eyaletlerde okul puanları da, ev fiyatları da düşük. 
  Puanı iyi ve çok iyi olan devlet okulları bizim kolejler ayarında. Arkadaş kızlarının okulunda ev eşyalarını kullanmayı öğrendikleri bir sınıf olduğunu söyledi. Küçük fırın, çamaşır makinesi vs. her şey var. Orda çalıştırıp öğreniyorlar dedi. 
Kavramları somutlaştırarak veriyorlar. Bizdeki gibi ezberden değil. 

  Kütüphaneler ayrı bir okul gibi. Anne baba çocuk birlikte gitsin, deney yapsın, şarkı söylesin, masal dinlesin. Sıradan bir mahalle kütüphanesinden söz ediyorum.  

Sağlık

  Burda herkesin yakındığı ortak konu. Bilhassa çocuklu arkadaşlardan dinlediğim vakalar, saatlerce beklemeleri, ücretlerin çok fazla olması, yetişkinlerin diş dolgusunu yaptırmak için bile yazın izne gitmeyi beklemeleri, tanı konulurken doktorların ağır davranmaları söz konusu. Obama zamanında Obama Care uygulaması varmış. O biraz rahatlatmış ama şimdi geçerli değil sanıyorum. Özel ve kapsamlı sigorta yaptırmanız şart.

Bizim meşhur angry bird kuşu cardinal, bahçede.

Dil öğrenme

Önceki yazılarımda mevcut idi. Oraya bakınız.

Sosyalleşme

Bunu da yazmış idim. Bakarsınız zaar.

Peki Amerika bir göçmenin gelebileceği en güzel ülke olabilir mi?  

Bittabi.

 Kara peçeli Hintlisinden, turuncu örtüsüne bürünmüş budistine kadar bütün dünya burda. Kimse sizin şalınıza şulunuza bakmaz. 
 Yeter ki nazik olun, trafikte içinizden hayvan çıkmasın, diliniz tatlı söz söylesin, selamı sabahı bilin, insana doğaya saygılı olun. E bunlar pek güzel, pek hasret kaldığımız şeylerdi zaten.


Başka soru yoksa çayımı içiyorum ben.
Ve tabi sevgiler ta Yeni Dünya'dan.



Amerika Hakkında Sık Sorulan Sorular





 Öhhööö öhhöö... Uuu... köh köh köhh... 
Aylardır uğramadım, toz böcük basmış burayı. Yettim gari. 

   İnstagramdan çok soru geliyor Amerika ile ilgili. Orda toplu bir cevap aşkettiydim, buraya da nakşedeyim dursun. Lazım olan alır geder, olmayan bırahır gaçar.

  Bacınıza Dm'den Sık Sorulan Sorular 

Bana Iphone getirebilir misin? 
Getiremem.

Amerika'ya gelmenin en ucuz ve en kolay yolu nedir? 
Green Card.

Green Card için ne yapmam lazım? 
Çekilişle çekilmen lazım.

Amerika'da eğitim pahalı mı? 
Ben eğitilmiş geldim bilmiyorum.

Dil kursları ne kadar? 
Semtine göre değişiyor. Nişantaşı Bebek civarı 5 bini bulur. Sultanbeyli Güllübağlar daha makul.

Seneye Amerika'ya geleceğim ne getirmeliyim? 
Heyecan bastı, şimdiden bavul hazırlayacaksın peki. 
Düdüklü tencere, çay bardağı, çay tabağı, çay kaşığı, çaydanlık, cezve, kahve fincanı, tahana falan yazacağım ama kilo sınırından hiçbirini koyamayacaksın. 
Olsun, hangimizin içine oturmadı ki çay bardağına 16 dolar vermek.

Amerika'ya geleceğim ama tesettürlüyüm, nasıl davranırlar? 
Trafikte, yolda, kursta her an durdurup eşarbının çok yakıştığını söyleyebilirler. Burası kafandaki örtüye değil içindekine bakıyor.

İnsanlar yabancılara karşı nasıl? 
Sıcakkanlı ve iletişime açıklar. Hatta birkaç Amerikalı bize şöyle dedi; 
Bizim dedelerimiz buraya yüz yıl önce göç etmişler, siz yüz gün önce. Fark yok. Hepimiz göçmeniz ve burası hepimizin vatanı... 
Yurtdışında yaşayanlardan duyduğumuz gurbet algısını yerle bir ediyor burası.

Dil bilmiyorum sorun olur mu? 
Valla arkadaşın annesi gelmiş sıfır İngilizceyle. Nasıl etmişse komşularla öyle bir anlaşmış ki, döndükten sonra bile haberleşiyorlarmış. Gönül dili başka tabi. Dur hemen yayılma, sen 60'lık teyze değilsin, öğrenmek zorundasın.

Şimdi orda saat kaç? 
Bulunduğum bölgede Türkiye'den 7 saat gerideyiz. Daha batıda artıyor fark. 

Uçakla kaç saat? 
Yaklaşık 11 saat. Uçağa binerken grand tuvalet giyinmiş yolcuların inmeye yakın çarpılmış halleri geldi aklıma. Benim şal kaymış, bir göz küçülmüş. Bütün yolcularda, ne oldu ya binerken gündüzdü, indik gene gündüz, aha kafam gidiyo bakışı.

Kaç para ile gelelim?
10 bin dolara kadar izin veriyor hökümet. Artık kalanı ananız arkanızdan yollasın. 

İş bulma durumları nasıl?
Valla gelince bulurum deyip benzincide, pizzacıda perişan olan çok. Ayarlayıp gelmek veya en azından birikimle gelmek lazım. Sonra vay efendim Amerikan rüyam kabusa döndüydü olmasın. 

Evet soru cevaplar devam edecek.
Sevirem sizi. Bir parça da özlemişem. 


Hint Filmi: Raavanan


    Nasıl desem bir tuhaf film. Tuhaf  şekilde çok beğendim.
  Aishwarya Rai ve Vikram rollerine çok yakışmışlar. Aynı film aynı yıl, Aishwarya Rai aynı kalarak başka bir versiyonu da çekilmiş. İkisini de izledim. Raavanan çok daha güzel geldi bana.
      Filmi hintfilmiizle sitesinden izledim.


   Yer, zaman, olay, kişiler... Hepsi cuk. Sonu böyle olmamalıydı türünden ama filme yakışan da oymuş gibi. Arada köprülü aksiyon sahnesi içinizi hoplatabilir. 
  Konu özetle ve spoilersız şöyle; olağanüstü manzaralar içinde, emniyet müdürünün muhteşem karısı, değişik garip bir adam tarafından kaçırılıyor. Elbette bir amacı var ve siz film boyunca adamımız Veera gibi kaşlarınızı çatıp, dişlerinizi sıkıyorsunuz.
    Ama sonu niye öyle oldu ya! Bollywood yapma bunu bize! (Kendimi acilen dutmalıyım)... 


     Öyle ortalarda dolaşan bir film değil bu. Çoğunuz duymamışsınızdır belki. Ben de rastlamamıştım daha önce.
   Bir gün içinde  Maan Geet dizisinde bir şarkıya vurulmam, internette aratmam ve aşağıdaki klibine ulaşmam beni filme götürdü.

    Videoyu izleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız. E o zaman iyi seyirler! 

Bollywood is Bollygood!
















Yeni Dünya Yeni Hayat


Azizim neler oldu neler! 

  Amerika'ya gittim. Yeter gari her yıl gelip dolaştığım dedim, yerleşmeye karar verdim.
  Ev aradım çılgınlar gibi. Blog biraz uğraş istiyor, internetim de az idi yazamadım ev sürecinde, gelemedim güzeller güzeli bloglarınıza. 
  
  But I came back! 


 Kedimi, Allah'a ve anneme emanet etmiştim. Bir ay evlatları gibi baktılar. Sonra buraya gelen iki arkadaşla Cano'yu Amerika'ya getirttik. (Prosedürden fenalık basmıştı, o gece diken üstündeydim, gelebilecek mi diye.) Çok şükür kavuştuk. 


   Nihayetinde yerleştim, ev işi de halloldu. Amerika ile ilgili izlenimlerimi anlatırım inşallah. Bu sıralar gezmekten yıpranmış ayaklarımı dinlendiriyorum. Elimde çay bardağında Türk kahvesi. (Küçük fincan arıyorum hâlâ.)


   Madem yeni başlangıçlar oldu, blog da bir tazelensin, nefes alsın dedim. BlogYazarki kardeşin büyük gayreti ve sabrıyla bu şirinceğiz halini aldı. (Kendisi canından bezdiyse sebebi ben olabilirim.) Üstelik hiçbir karşılık beklemeden yaptı bunu. Yardımları, ilgisi ve özenli çalışması için bir kez daha teşekkür ediyorum. 


  Yorumlarıyla halimi hatrımı soran, beni merak eden canlara da şükran kesira. Seviyorum sizi, happynisi. (Allah'ım edebiyat hocalarım beni daşa dutacak.) 

 Bu arada instagramda maceralarımı paylaşıyorum @amerikali.hatun 🌸 
 Gelin orda da kaynaşalım, kaynatalım. 


  Bende havadisler cumbul cumbul. Siz neler ettiniz anacım? Kaçan göçen var mı? Hayatı 180 derece değişen? Havalar soğudu mu orda? Mezun olan, iş değiştiren, evlenen, bebişi olan var mı? 




Hint Filmi: Suriya 24


   3,5 kez izledim a dostlar, mohteşem mohteşem! 

 Filmi ilk börek sararken keşfettim. Tek başıma izleyip de mundar etmeyeyim diyerek yarım bıraktım, buçuğu budur. Sonra başka başka kişi ve yerlerde bıkmadan izledim, her defasında aynı zevkle. Bilim kurgu sevmeyen ben, böyle ettiysem derhal izleyin derim.



 İyi kalpli zeka küpü adamımız Sethuraman, zamanı durdurabilen, ileri geri alabilen bir saat yapmaya çalışıyor. Başarıyor da. Lakin kötü kalpli, zeka küpü olmayan ikizi Athreya o an burnunun dibinde bitiyor. Derdi saat bittabi. 

 Sethuraman çevik hareketlerle saat kutusunu, kuytu yerde icat harikası beşiğinde debelenen oğlunun yanına saklıyor. 

 Tabi bu sırada kötü ikiz hıncını Sethuraman'ın karısından alıyor. Bilim adamımız, bebişi ve saatiyle kaçmayı başarıyor.
  Oh be diyorsunuz, iyilee kazansın gari. Netekim öyle olmuyor, bir dizi maceradan sonra bebiş, yanına gizlenen kutuda ne olduğundan habersiz büyüyor.




  Bu arada filmin başrol oyuncusu Suriya, ikizler ve oğlu olarak üç rolde. Maşallah diyorum. 

   Her duyguya hitap edecek bir film adeta. Yok yok... Gerilimle başlıyor, ortalarda aşk-komedi, sonlara doğru dram-gerilim. 

   Filmi izlerken acayip mutlu olacağınızı, müzikleri de dahil her anında beyninizin haz oranını çılgınca yükselteceğini garanti ediyorum. Zamanı durdurma sahneleri, sürprizleri beni benden aldı.




   Spoilersız organik yazacağım diye epeyce zorlandım. Daha konuşturmayın beni, tez izleyin anacım!..

⭐ 



Çifte Şelale ve Ana Ocağı



  Hani demiştim bir vakit, bazen günlerce dışarı çıkmıyorum, bazen de yollar mesken oluyor diye. 
(Misal şurda  bahsi geçmişmiş Gezegenin Yol Halleri)
 Bir süredir evde temizlik terapisi yapıyordum. Bu terapinin özelliği, klasik temizlikle beraber kapı, cam, duvar silerek nirvanaya ulaşmayı amaçlıyorsunuz. (Olmayor, olmayor! Ne kadar şirin göstermeye çalışsam da hayır, manyaklık bu.)
  Çok şükür evcek yunduk, paklandık. Nirvanaya ulaşamasam da Yalova'da Çifte Şelale varmış, orayı gözüme kestirdim. Düştük yola...


  Kıvrımlı ve bol ağaçlı yollarda, güzel manzaralar eşliğinde önce arabalı bir yolculuk. 




   Sonra yokuşlardan yürüme devam ettik. Hayır yürüme değil tırmanma. Malum sporcu bir millet değiliz. O yüzden yol boyu nefes nefese kalan insanlar görmek mümkün. (Biri de ben.)  


  Nemli toprağın ve yosunlu kayaların kokusu... Anlatılmaz bir şey. (Beni ancak demir eksikliği olanlar anlar.) 
Ba hele geldi mi gohusu?


  Çifte Şelale, önce kısa ama gürül gürül olanı karşılıyor sizi. Sonra daha yüksekten dökülen, göleti olan. Suyu çok soğuk ve deli. Başı kalabalık. 


  Gündelik telaşelerin unutulduğu, tertemiz, yalıtılmış bir bölge. Yorulduk ama değdi. 




  Malum pazar anneler günü idi. (Her gün onların gerçi. Bütün güzel günler.) Bir ana ocağı sergüzeşti yapalım, mübareklerden hayır dua alalım da sırtımız yere gelmesin mülahazasıyla ver elini Bursa.


    Bahçe özlemiyle olmamış şeftali yemeler, duta dalmalar, çilekleri yarı pembiş toplamalar, yavru ördeklerin peşinden koşmalar, ne kadar çiçek böcük varsa resmini çekmeler... Ve en güzeli sevgi dolu, sıcacık ana baba sohbetleri... (Allah başımızdan eksik etmesin.)


































⭐ 

 Velhasıl masal gibi birkaç gün geçirdik, manevi bir tecdid ile saadete gark olduk, hafsalamız tazelendi...


E o zaman aşk ile,
elhamdülillahi alâ külli hâl... ❤


⭐ 














Gezegenin Yol Halleri



   Hani çoğumuzun yaş ilerledikçe hayatına bir sakinlik, dinginlik gelir ya, benim tam tersi oluyor.

 Öğrenciliğimde, ergenus çağlarımda kukumav kuşu iken, okul bitimi ile bir düzen oturması, ev oturması beklentisine münafi olarak kendimi yollarda, şehirlerde, buranın nesi meşhursa dadalım heyecanı içinde buldum, buluyorum.




   Yurtiçi gezileri malum. Bölgelere ayır ve al eline harita, tıngır mıngır dolan. Yurtdışında ise bir tek Amerika'ya gidiyorum, şimdilik. (Evet 10 saatten aşağı uçmuyorum şekerim)

  Yolda olmak, güne başka şehirlerde uyanmak, yeni şeyler görmek ve tatmak, saati tarihi düşünmemek nasıl keyifli anlatamam. Böyle hissetmekle beraber evimi de çok severim ben. Hatta bazen günlerce dışarı çıkmadan kitap okur, film seyrederim. Biraz uçlarda yaşadığımı kabul ediyorum. 

  Yol videoları ve resimleri ise vazgeçilmezim. Bazılarını paylaşayım da masal dünyamız eksik kalmasın gari.


New York, USA 


Williamsburg, USA


Philadelphia, USA 


Manhattan, USA


Washington, USA 


Pennsylvania, USA 


Artvin


Nerelisen gardaş?


Erzincan


Rize 


Ürgüp 


Amasya 


Rize


Artvin 


Sümela, Trabzon 


Erzincan 

  Müzikler yolları daha mı anlamlı kılıyor ne? 
Hadi açın sesini!

Pennsylvania roads 

Pennsylvania roads 2 

   Evet, ara sıra yollara düşmeli insan...
 Her defasında kendi içine de yolculuk edebilmeli. Nereleri nasıl gezmişim hemen sağda! 
   Seyahatler çekiyor içim... Ya sizin? ✌

♥ ♥ ♥

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...