AYI YAVRUSU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
AYI YAVRUSU etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

KUŞ OLMAK İSTEYEN AYI YAVRUSU



Bir zamanlar küçük bir ayı yavrusu varmış.Bu ayının isteği kuş olabilmekmiş.Sonunda birgün ormanda dolaşıp,ağaçların dallarında şakıyan kuşlara seslenmiş:

"Günaydın kuşlar,bende bir kuşum işte!"Kuşlar kahkaha ile gülmüşler:

"Sen kuş değilsinki!Kuşların gagaları olur."

Ayıcık kendine ormanda bir gaga aramaya başlamış.Gagaya benzer bir tahta parçasını çam reçinesiyle burnuna yapıştırmış.Kuşların yanına geri dönmüş:

"Bende kuşum artık!Bakın gagam bile var."

"Olurmu canım kuşlar şarkı söylemesini bilirler."

Ayıcık buk ez ümidini kaybetmek üzereymiş.Çünkü şarkı söylemesini hiç bilmezmiş.Ama ormanın ucunda.şarkı söylemesini öğrenebileceği ötücü kuş arkadaşı aklın agelmiş.Hemen onun yanına gitmiş:

"Canım arkadaşım.Ne olur ban aşarkı söylemesini öğret!"

"Bilmwm öğrenebilirmisin?Aslında şarkı konusunda ayıların yeteneği yoktur.Ama istersen deneyebiliriz.Benim söylediklerimi tekrar et bakalım:do,re,mi fa,sol,la,si,do..."

Küçük ayı günlerce şarkı söylemeyi öğreten kuşun dediklerini tekrarlamış durmuş.Öğretmeni çalışkan olduğu için onu övmüş.Sonunda şarkıyı öğrenmiş ve kuşların yanına gitmiş şarkısını söylemiş:

"Do,re,mi,fa,sol,la,si do..."

"Hayır,hayır"demiş kuşlar."Gagan olsada,ötmesini bilsende sen kuş değilsin.Çünkü sen uçamıyorsun."

Küçük ayı yavrusu uçmayı d aöğrenmeye karar vermiş.Ayakları üzerinde zıplayıpöne doğru atılmış,ama bu uzun atlama gibi bişey olmuş.Uçmakla ilgisi yokmuş.

"Şimdi beni dikkatle izleyin kuşlar"demiş.Yüksek bir kayanın tepesine çıkarak oradan kendini aşağıya bırakmış.Kollarını kuşların kanatları gibi yana sallıyormuş,elbetteki bu hareket onun uçmasını sağlamıyormuş.Yukardan yuvarlanan bir taş gibi hızla yere çakılmış.Her tarafı acı içinde kalmış,Tahtadan yapıp reçineyleyapıştırdığı gagası da yerinden kopmuş.Zorlukla düştüğü yerden doğrulurken,kuşlar da bu kadar eğlenceyi yeterli bulup ayı yavrusunun yanından ayrılmışlar.

Ayı yavrusu ise acıyan yerlerini ovarak ormana doğru ilerlemiş.Ağaçların sıklaştığı bir yerde oturup biraz kendine gelmek isterken burnun aböğürtlen kokusu gelmiş.Gerçekten de aradaki böğürtlen çalılığı olgun kırmızı böğürtlenlerle doluymuş.Gidip bir güzel karnını doyurmuş.Olgun böğürtlenleri,yaban ballarını,çeşit çeşit meyveleri,taze balıkları yemek ve ormanın tadını çıkarmak,yanidünyada bir ayı gibi yaşamak varken başkalarına özenmek delilik diye düşünmüş ayıcık.Ondan sonra daha ayı olarak dünyaya geldiği için üzülmemiş.

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...