bozcaada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bozcaada etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Saat bana 5 var... ''YAZ''



Yaz gelsin istiyorum doğrudur... Her mevsim güzel demeyin küserim... Yaz başka!!! O mevsimde doğdum, o mevsimde doğurdum, hep o mevsimde doğruldum... Kışlar bildiğiniz soğuk geçer ben de, aynaya bakasım gelmez... Sonbahar donuk ve yağışlı... Yaprak dökerim... İlkbaharın nazı var... Yer yer mevsim normallerinin üzerinde seyredip hedefe meylederim... Haziran gelince tamam... Temmuz benim cennetim...Ben Temmuz'da başka severim...

Size önerim... Zor değil... Eksilerinizi, eksikliklerinizi, kibirinizi, kininizi, öfkenizi, derdinizi, endişenizi koyun bavula geçtiğimiz kışa yollayın... Yağmur da biter, Mart da, çamur da biter, çamurlu olanlar da çeker gider nasıl olsa... Hazırlanmaya başlayın...

Ben hazır mıyım, daha değil, ama başladım...

Niyetim ciddi...

Bir gün gelecek nasılsa, beklediğimi söylemekten tereddüt ettiklerim.

Nerede, kimde doğduysa, nerede uyuyup, nerede uyandıysa, nerede doyduysa...

Ben bir rüyaya elbet gireceğim... Deniz kokusu üstümde, çiçek açar gülüşüm, Güneşi de yanıma alırım, kumdan evlerimin camlarına pembe panjurlar takarım... Turkuaza boyarım kapılarımı, bahçemde açar binbir renk, ektiklerimle doyarım... Soyunurum eskilerimi, umutlarla yıkarım, yenilerle kuşanır, melek kanatlarından taçlar takarım ❤️❤️

Yolda mıdır, geç mi kalır?? Uzun mudur yol, zaman mı alır??

Arkadaşım, olur da bulursan, ,iki kere tıklatıver kapıyı, ama sessiz sessiz, içerde kızım uyuyor... 1,5 kişilik bir hayat benimki, kalbimin en derininde bir masal duruyor...

Bir de bil, bilmem benden öncesini, fırtına mı, tufan mı, afet mi volkan mı?



Benden sonra sana hergün YAZ....







Kadınlarım...



Masalın kahramanlarını birbir anlatmak gerek, bugünden başlayarak...

Bir yol hikayesiydi başlarken kadınlarımla hikayem... Yer, zaman, neden önemli değildi... Gidebilir miydik denemeliydik... Gittik...

Hayatta her yolun bir amacı var. Kimi yol ayrılığa gebe, kimisi kavuşmaya... 30 küsür senelerdir kavuşamamışız biz meğer... Aynı annelerden doğmadık, aynı sıralarda oturmadık, ilk aşkı beraber yaşamadık, bekarlığa beraber el sallayamadık, mezuniyetleri birlikte kutlamadık... Farklı hayatlardan, başka kalplerden, türlü zamanlardan geçip bir ada sevdasıyla hadi dedik...

Birlikte uyuduk, yedik, içtik, güldük... Size sadece böylesini anlattık, siz ancak böyle bilebilirdiniz!!

Gerçekte ise ben bir boşluğa inandırmıştım kendimi, o boşluktan aşağı düşüyordum... Uçurumun tam kenarında sendelerken onlar tuttu ellerimi... Bi küçük ada meselesi değildi benim ki... Koskocaman dertlerin, kocaman sırların, büyük sorumlulukların, küçük mutlulukların ortağı oldular...

Bir minik kadındım, yola çıkmaya cesareti olan ama yolun başında öylece duran... Yürüyemedim rotam yoktu, yürüyemedim yalnız yürümeyi hiç sevemedim ben, yürüyemedim yüküm ağırdı sendelersem düşen kızım olacaktı...

3 deli kadın giriverdi kalbimden...

Şimdi Kanatlandım, uçuyorum...

Yalancı şahitlerim var, inanmayın, yaşadığım herşeyin tek şahidi, tek savcısı, tek hakimi oldular....

Sizinle her yola çıkarım ben, parasız kalırım, ekmeksiz, işsiz, sebepsiz... Siz olun ki bileyim, yürüdüğüm yolun sonunda "umut" var...

Ben bir minik "anne" , minimini bir elden kocamaaaan severek tuttum, kahramanların bazıları değişir zamanla, birşey değişmeyecek, bizim Masalımızın sonu mutlu bitecek...

p.s. Hayatımda gittiğin için teşekkür ederim eski eşim, sen gitmeseydin gelenlerin kıymetini bilemeyecektim...

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...