kabak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kabak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HARİKA KABAK



Dul annesiyle bir hayat süren oğlancık varmış.Annesinin çevresindeki evlerde temizlikten,çamaşırdan para kazandığı üç beş kuruşla geçinmeye çalışırlarmış.Ama akşam bir çorba ekmekten başka yemek çıkmazmış sofralarına.

Bir gün oğlancık eve gelirken yolda bir kabak görmüş.Kocaman balkabağını zar zor eve taşımış.Annesi kabağı görünce çok sevinmiş.

"Akşama pişirir tatlı yaparım evlamdıma"demiş.

Kabak dile geldiğinde anneyle oğlu şaşkına dönmüş.

"Olmaz!Sen beni pişirme!"

"Ya ne yapalım peki?"demiş küçük oğlan.

"İçimi oy,bıçakla ban agöz,ağız yap.İçime bir mum dik,mumu yak.Sonra beni ayakkabılarının üzerine koy.Yanıma da iki eldiven bırak.Sonrasına da karışma."

Çocuk kabağın dediklerini yapmış.Kabak birden hareketlenmiş,kapıdan çıkıp gözden kaybolmuş.Kadınla oğlu da çok üzülmüş.Kabak yiyemedikleri gibi,giden ayakkabı ve eldivenlere de üzülmüşler.Bir süre sonra kapı çalınmış:

"Bumbumbumbumbum...."

Çocukkapıyı açtığında,hayretle kabağın geri geldiğini görmüş.Kabağın yanından sarkan eldivenler kocaman bir ekmek tutuyormuş.

Kabak ekmeği bırakıp,içinde yanan mum alevlerini pır prı ışıldatarak yine gözden kaybolmuş.Biraz sonra kapı yine çalınmış:

"Bumbumbumbumbum..."

Kabak bu seferde kocaman bir sucuk getirmiş.Sucuk o kadar büyükmüş ki,eldivenler zor taşıyabiliyormuş.Sucuğı bırakan kabak,neşeli alevini parıldatarak yine geceninkaranlığına koşmuş.

"Bumbumbumbumbum..."diye kapı çalınmış tekrar.Bu seferde bal getirmiş.Kabak sabaha kadar gidip gelmiş:Elbiseler,ayakkabılar,etler,sütler,şekerler taşımış.yoksul evin yoksul kileri ağzına kadar dolmuş.Sabaha karşı kabak eve son gelişinde artık çok yavaş hareket edebiliyormuş:

"Kabakçık yoruldunmu?"

"Evet" demiş kabak."Artık yorgunum."

Sözlerini bitirir bitirmez de yığılıp kalmış.Eldivenler iki yanına düşmüş.Ayakkablılar cansız kalmış.Kabağın içindeki mum sönmüş.

Çocuk çok üzülmüş.Kabağın çekirdeklerini temizlemiş.Bahara onları ekmiş.Belkide çekirdeklerden yeni harika kabaklar çıkar diye beklemiş.Belkide hala bekliyordur küçük çocuk.

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...