Evde daha önce denemem olan ve aynı Kırıntıda yediğiniz gibi bir ürün çıkan Mısır Ekmeğini, bu sefer has be has yöntemleriyle deneme kararı aldım sevgili okuyucularım! Hani kullandığım Mısır Unu bile Trabzon Mısır Unu oldu. Madem bir işe kalkıştım hakkını vermeliydim, değil mi ya?! :) Gitgide elimin alışmasıyla cicileri yapmamda kolaylaşıyor bu yolda tabi ki. Ki hala kendime ait reçetelerimin daha güzel olduğunu düşünmekte ısrar ediyorum. Mesela; bu yavrucağı, Mısır Ekmeği sevmeyen annem bile bayıla bayıla bu Karadenuz Uşağunu yedi. Oyyy.. Oyyy! Emine! ritmiyle yankılandı ev diyebilirim gönül rahatlığıyla. ağızda dağılan bir yapısı var ve hafif pürüzlü bir dokusu.. Normalde herkesin seveceği bir cici değil kabul ediyorum. Kendine has bir ağırlığı var çocuğun. Napalım yani?! Sizin yok mu sanki?! :) "Yine yaptın kızım, aferinnn" dedim kendime fırından çıktığında. Ehhh! Ne de olsa artık olup olmadığını çok rahatlıkla anlıyorum. Profesyonel hayata geçiş böyle bir şey olsa gerek dostlar! :) Son zamanlarda aklımda milyon şey var! :/ Mesela, ayıptır söylemesi eşşek gibi ders çalışıp başarıyla okulu bitirmek ki bunu takipçilerim çok iyi biliyordur. Ayrıca; okul bittikten sonra neler yapacağım hakkında kafamı bir sürü arıcık kemirecek derecede düşünüyor olmam. "Durrr daha be yavrum!" diyeceksiniz biliyorum ama eğer sizde benim gibi bütün hayatınızı geride bırakıp, herşeye sıfırdan ve bu yaşta başladıysanız gerisini düşünmekte gerekiyor tabi ki. Tamam! Kabul! Maceralar güzeldir ama kocaman gelecek yollarında da daha genç yaşlardaki sorumsuzluğumu taşıyamam, değil mi? Birde benimki kadar büyük hayalleriniz varsa ve geleceğe karşı sabırsızlanıyorsanız, kolları sıvamanın vaktidir eyyy ahaliiiiii! Eninde sonunda hiçbir şey bize altın tepsiyle sunulmuyor! Keşke sunulsa yani ama napalım.. 2.ci B noktama hızlı adımlarla ilerlerken bazen demorolize oluyorum. İnsan formunda yaşamanın elde olmayan sonuçlarından biri bu olsa gerek! Çoğu arkadaşım bana Pollyanna dese de ben optimist düşüncelerime sıkıca tutunmuş durumdayım. İnatçıyımmm! :) Arnavut damarı işte! :) Eninde sonunda hayallerin gerçekleşebildiğini burada, sizin şahitliğinizle, gördük! Karamsarlığa düştüğüm zaman aklımda fısır fısır bir sürü soru yankılanıyor. O zamanlarda kendi kendime; "Mucizeler Mümkündür!" diyorum durmadan. Hatta kendi sesimi duyamayana kadar! Hayatta belki sizin bile fark etmediğiniz bir sürü mucize başınıza geliyor. Olay aslında onları fark edebilmek! Görebilmek ve şükredebilmek! Ben görüyorum ve şükrediyorum. Hemde her gün ve her sabah kalktığımda..
Hadi.. Bir düşünün.. Mutlaka sizinde başınıza bir mucize gelmiştir. Yarın kalkın ve şükredin..
Bon Appetit!
Mısır Ekmeği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mısır Ekmeği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sızlanmak Normaldir!!!
Havaya endeksli yaşayan biri olarak, geçen akşam arkadaşlarımızla Yeşilköyde gittiğimiz bir Balıkçı sonrası dehşet bir vicdan azabı duydum! Neden mi? Sizinde fark ettiğiniz gibi bir süredir öyle kendimi tatmin edecek ciciler yapmadım ve bu beni inanılmaz rahatsız etti. Tabi dilime de vurdu! :) "Bir şeyler yapmalıyım!" diye sızlanan ve suratı asılan bir kız oldum çıktım! Tamammm, bende her kız gibi sızlanıyorum! Ne de olsa DNA'larımda alışveriş manyaklığı, alınma ve olayların en ince ayrıntılarını irdeleme gibi etkenlerin var olduğunu düşünürsek, gayet normal değil mi?! :))) Sonuç: Sızlanmak normaldir!! :)) Onca homurdandıktan sonra eve gelip saatlerce yemek kitaplarımdan ders çalıştım, itiraf ediyorum! :) Malzemelere bakıldı ve neler neyle yapılıyormuş öğrenildi ve ertesi gün yapılacak cicilerin listesi çıkarıldı. Az kalsın, masamda kitapların arasında uyuya kalıyordum ki, yatağa yatmanın çok mantıklı bir karar olduğuna kanaat getirdim. Sabah uyanır uyanmaz da listemin en başındaki Mısır Ekmeğini yapmaya koyuldum! Oh La Laaaaa! :) Yaptığım Mısır Ekmeği, binlerce şükür ki, normalde gırtalağınıza oturan türden olmadı. Kırıntıda Scrambled Eggs'in yanına koyduklarının aynısı oldu! Bu durum, beni inanılmaz mutlu etti sevgili okuyucularım. Sadece, bir daha ki sefer yaptığımda şekerini biraz daha az koymam gerekiyor! :) Sabah kahvaltısında ağızları sulandıracak türden oldu, üstüme afiyet! :))) Her ne kadar babaaannem, mısır ekmeğinin böyle olmayacağını savunsa da, bence gayet güzel oldu! Ehh! Herkesin bir stili var değil mi? :) Mısır ekmeği, benim için yeterli mi sizce?! Non, non, noooo! :) Ekmecik soğurken, bende kıpraşmalarıma yenik düşüp kara kızım olan Brownie yaptım! Bu sefer, ortalığa biraz daha harmoni kattım ve içine Beyaz Damla Çikolata koydum! Voila!!! Brownie, konusunda git gide uzmanlaşmaya başladım diyebiliriz, aynı Turta ve CheeseCakelerde olduğu gibi! Şahaser mubarek! :) Vicdan azabının yarattğı bu gazla, ay'a bile giderim herhalde!! :))) Beni durdurabilene aşk olsun! :) Bitti mi sanıyorsunuz?! Yoookkkkkk! Biter mi hiççç?! :) Üstüne iyice gerilip Un Helvası olayına giriştim! Sizinde bildiğiniz gibi , ya da bilmiyorsanız artık bileceksiniz, Un Helvası konsepti biraz zor! Olay, tamamen kavurmayla ve bilekle alakalı. En azından annem öyle söylüyor ki anneler hep haklıdır, çoğu zaman biz bunu ısrarla reddetsekte! :) 15 dakika da olacağını düşündüğüm yavrucak, kavuruldukça kavuruldu ve yarım saat sonra, sonunda benim tam istediğim rengini aldı. Ohhhhhh..! O koku var ya size anlatamam yani!! :) Kavrulduktan sonra üstüne Su, Süt ve Şeker üçlüsüyle yapılan şerbetini döktüm. Çoğu kişi süt koymuyor ama bence sütle daha güzel! :) Kaşıkla da şekil verdikten sonra , süs olsun diye, üstüne biraz Tarçın serpiştirdim. %30 insanın Tarçın sevmediğini düşünürsek, fena bir risk değil! :) Tarçın, sevilmez mi ya?! :) Bugün, o cicilerde eser kaldı mı derseniz, bir lokma bile kalmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim sevgili okuyucularım! :)
İnsanın sevdiği ve hatta tutkunu olduğu bir şeyi yapması ne kadar güzel bir şeydir! Bazen, geçmişte yaptığım milyonlarca şeye bakıyorum da nefret ettiğim bir cümle olan "keşke"yi kullanmamaya çalışıyorum inanın! Eninde sonunda hayatımız boyunca yaşadığımız ve yaptığımız herşey, bizim şimdiki halimizi oluşturuyor! Onlar olmasaydı, şu anda biz olamazdık! Dr. Francisco Bucio demiş ki, " Hepimiz, yaşamımızda şu ya da bu biçimde engellerle karşılaşırız. Ancak derin bir tutkuyu motor gibi kullanırsanız yanlış geldiğiniz yoldan geri dönebilir ve düşlerinize giden yolda ilerleyebilirsiniz." Bunu bir düşünün..
Bon Appetit!
Güzel bir Pazar, Havuz ve Jambonlu Muffinler
Havalar gitgide ısınmaya başladıkça hepimizin içi kıpır kıpır oluyor değil mi sevgili okuyucularım? Şahsen ben kendimi güneşin kollarına bıraktım. Sakin ve sessiz bir pazar günü geçireceğim hevesi içinde uyandım. Uyandığımda öğrendim ki, Kuzenim Umut, Nişanlısı İldem , ki ablam kadar çok severim, ve biricik yiğenim Nehir bize geleceklermiş. Hepberaber havuz kenarında güzel bir keyif yapalım diye bende onlara seveceklerini düşündüğüm her zamanki Starbucks kıvamındaki Brownie'mden ve yanında da Jambonlu ve Mısır Unlu Muffin yaptım. Mısır ekmeğine bayılıyorum inanın ve aynı tadı bu Muffinde yakalamak son derece şaşırtıcı. Aslında içinde pek bir şey yok. 2 yumurta, 1 yemek kaşığı şeker, bir tutam tuz, 55 gr. Tereyeğ ve 55 gr. Margarin, 100 gr. civarında un ve 220 gram civarında Mısır Unu kullanıyorsunuz. İçine ben Jambon koydum fakat istediğinizi koyabilirsiniz. Kontrast oluşturacak tatlar koymanızı tavsiye edebilirim. Vejetaryen arkadaşlarım lütfen bana kızmayın! Ardından da Muffin kalıplarına boşaltıp 200C fırında 20 dakika pişiriyorsunuz. Atıştırmalık için mükemmel seçim bence :). Tabi rejimdeyseniz pek tavsiye etmem ama insanın kendini alabilmesi de zor oluyor hele demin dediğim gibi Mısır Ekmeği seviyorsanız..offf imkansızzzz!! Havuz kenarında güneş içinizi ısıtıyorken bir parça ondan bir parça bundan almak gibisi yok! Benim genelde sıcaktan iştahım kapanır, o yüzden bu tarz atıştırmaklıklar en sevdiklerim oluyor yaz aylarında sevgili okuyucularım. Üstüne de Brownie gibi bir lezzetle tamamlanınca ahhhh tadına diyecek yok! :) Yaptığım bütün cicileri silip süpürdükten sonra Bebek Şenliğine gidip kız grubumla buluştum. Sıcak bir pazar günü için harikulade bir program değil mi? Her zamanki gibi Happiliy Ever After'a gidip haftaya yapacağım Muzlu Puding eşliğinde 5 kızın biraraya geldiğinde yapacağı tek şeyi, yani ağır dedikodu yapıp evlerimize dağıldık. Geceyi nasıl mı bitirdim? :)
Son kalan Brownie'yi mideme indirip vicdan azabı çekerek :))) Ohhhh..Canıma değsinnnnn.. :)))
Bon Appetit!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Rare Disease Day and the promises of personalized medicine
O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...
-
Pakistan dizileri Hint dizilerinden farklı. Onlar gibi coşkulu olmuyor genelde. Bu yüzden yarım bıraktıklarım hayli fazla. Ama bu dizi ...
-
Pakistan dizisi önyargımı biraz olsun kıran bir dizi izledim geçenlerde. Baştan söyleyeyim Hindistan dizilerindeki gibi rüzgarlar essi...
-
W e discussed a Japanese pachinko machine in an earlier post , a pinball machine, as an example of the difference between randomness and det...