Güncel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Güncel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Piperku

Masal...


Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde , ninem dedemin beşiğini tıngır mıngır sallarken dedem düştü beşikten ninem kaçtı eşikten , dedem kaptı küreği döndürdü nineme binbir köşeyi derken çoook eski zamanların birinde , Ülkenin birinde yaşlı bir nineyle bir dede yaşarmış ninenin adı Babu Dedenin adıda dadu'ymuş...


Babu ve Dadu çok mutluymuşlar birbirlerini çok sever, sayar arada  tartışsalarda hemen barışırlarmış, çünkü başka kimseleri yokmuş  iki inek ,iki öküz bir kaç tavuktan başka...
 Dadu bir gün pencerenin önüne oturmuş derin derin düşünmeye başlamış Babu gelmiş , neyin var senin   demiş Dadu  baksana  yaşlanıyoruz hiç kimsemizde yok  yarın bir gün elimiz ayağımız tutmayınca bize kim bakacak demiş , ikiside ağlamaya başlamış...
 O sırada yoldan gecen  biri seslerini duymuş ve gelip neden ağladıklarını sormuş , onlarda anlatmış  ben size bir  susak vereceğim o susağın içine ikinizde kırk gün boyunca  dua edip üfleyeceksiniz kırk birinci gün susağı açacaksınız...



 Tamam demişler ve dediği gibi uygulamaya çalışmışlar  kırk gün sonra susağı bir açsınlar ki ne görsünler bir sürü parmak çocuk evin dört bir köşesine koşturuyor,  Babuyla Dadu eyvah! bu çocuklar bizi yer bitirir deyip hemen biri süpürgeyi kapmış biri küreği kovaya doldurup hepsini koşa koşa dereye götürüp dökmüşler..
 eve gelince eyvah! biz ne yaptık neden hepsini attık birini bıraksaydık bari  şimdi kim bakacak bizi diye yine ağlamaya başlamışlar..
 Süpürgenin arasından bir tane parmak çocuk  ağlamayın ben buradayım demiş... Babu ve Dadu çok sevinmişler, bu erkek bir parmak çocukmuş , isminide piperku koymuşlar günler geçmiş aylar geçmiş bir birlerine iyice alışmışlar...
 Dadu bir gün öküzleri alıp tarlaya gitmiş Babuda evde börek yapmış öğlen vakti gelince Babu , piperkuya demiş ki
- Hadi oğlum kalk  ta babana börek pişirdim onu götür..
 Tamam demiş Piperku  almış annesinin hazırladığı çıkıyı, türkü söyle söyleye gitmiş tarlanın başına gelince durmuş.
Babasına seslenmiş 
Babaaa nereden geleyim
kenardan oğlum kenardan
Çıkıyı açıp tepside ki böreğin kenarını yemiş
tekrar seslenmiş baba nereden geleyim 
ortasından oğlum ortasından
 piperku böreğin ortasından yemiş
tekrar seslenmiş babasına babaa nereden geleyim 
bittisinden gel oğlum bittisinden 
piperku böreği bitirip babasının yanına gitmiş
babası merakla oğlum nerede benim böreğim demiş?
 Babacığım kenarından gel dedin kenarını yedim ortasından gel dedin ortasını yedim bittisinden gel dedin bitirdim...
 Dadu yinede kızmamış şevkatle piperkunun başını okşayıp sen şu öküzlerin başında durda ben gidip evde yiyeyim demiş.


 Piperku uslu durur mu hiç zaten parmak kadar hemen öküzlerden birinin kulağının kenarına girip yatmış öküzler tarlayı kendi başlarına sürüyormuş, ormanın içinden iki hırsız  geçerken öküzleri sahipsiz sanıp bir birlerini dürtmüş iki arkadaş..
 Hemen öküzlerin yanına gidip öküzleri çalmışlar, piperku her şeyden habersiz uyuyormuş öküzün kulağında..
 Öküzler önde hırsızlar arkada ilerlemişler ormanın derinliklerine doğru  derken birden yağmur başlamış o ara seslere uyanan Piperku hırsızları görünce korkudan bağırıp imdat istemeye başlamış bunu duyan hırsızlar öküzleri perili sanıp oracıkta bırakıp kaçmışlar nerede olduğunu bilmeyen Piperku öküzün kulağından çıkmış o ara yağmur başlayınca bir labada yaprağının altına girmiş , öküzde görmeden labada yaprağıyla birlikte onu yutuvermiş...
 Öküzler  hava kararmaya başlayınca  evin yolunu hatırladıklarından yavaş yavaş eve gitmişler...

 Babu ve Dadu şaşkın Piperkuyu her yerde aramış ama bulamamış üzülmüşler yarın tekrar ararız deyip yatmışlar.
 Sabah olunca Babu   inekleri sağmaya gitmiş  Babuyu sesinden tanıyan Piperku başlamış dalga geçmeye nasılsa öküzün içinde onu görmüyor...
 Babunun donu yırtılmış 
babunun donu yırtılmışş  kıkır kıkırda gülüyormuş   bu sesi duyan Babu çok korkmuş hemen Daduyu çağırmış   Piperku yine  söyleniyormuş Dadunun donu yırtılmışş , hemen öküzü alıp  kurtların olduğu bir bölgeye götürüp bırakıp evlerine dönmüşler...
 Çok uzun süre geçmeden kurtlar öküzü yemiş tabi karnındaki Piperkuyu da yutmuş
 Kurt ne zaman bir ağıla gitse kurtun karnından piperku başlıyormuş çoban yetiş diye haykırmaya bütün köylü bir olup kurta bir güzel sopa çekiyormuş neredeyse canından olacak.. 


Bir iki derken kurt canından bezmiş masal bu ya  bilge bir kurt varmış ona gitmiş derdini anlatmış , bilge kurt demiş ki sen deniz kenarına git ye kumu iç suyu ye kumu iç suyu sonra bir tepeye çık oradan kendini aşağı yuvarla ,kurt çaresiz başına geleceklerden habersiz yemiş kumu içmiş suyu ,yemiş kumu içmiş suyu gitmiş yüksek bir tepeden  salmış kendini  yuvarlanırken boooooom diye patlamış , Piperkuda içinden çıkmış kurtulmuş burada da masal bitmiş::)))....
Not : bu masal yüzünden lakabım piperku kaldı:)  büyük küçük herkese anlatırım herkes çok sever , ya siz?

İnsanlık kayboluyor!




Keşke göz açıp kapamak kadar kolay olsaydı her şey derler...
 Derler ya kolay mı ki! Gözümüzü  kapayıp açarken görmediğimiz milyonlarca toz zerreciği bize zarar vermek için hali hazırda bekler ve bize ne zaman zarar vereceklerini de bilemeyiz tıpkı hayat gibi bize zarar vermeyeceğini düşündüğümüz insanlar  yakar hep canımızı..
 umursamamak mıdır yoksa artık dünya öyle bir hal aldı ki umursasak ta kendimizi koruyamamak mıdır bilemiyorum. Bir kaç gündür çok üzgünüm  Küçük Irmağın başına gelenlerden dolayı . Ne yapabiliriz diye düşünüyorum benzeri bir olayı kısa süre önce anlatmıştım  alt katımda ki adam hasta diye rapor almış açık ceza evinde yatıyor tatile gelir gibi eve geliyor ve ben suçsuzum ki devlet bana orada para bile veriyor diyor...
 Çıkığında birinin canını yakacağı muhtemel bana çok kinliler neden  haberi söylemişim diye...
 Ve insanlara da çok kızıyorum  yaşlı o artık yapamaz bir şey diyenler var ne biçim bir kelimedir bu! Yaşla alakası mı varmış beyin aynı  beyin...
 Yaşlılara güven kalmadı ,gençlere güven kalmadı peki ne yapacağız ? Düşünüpte çözüm bulamadığım bir muamma , ve bunca olay yaşanırken  çarşı pazarda çocuğunu  önemsemeyen insanları gördükçe çıldırıyorum bebek arabasını  içinde bebekle bırakıp   tezgaha yumulan kadına  bende yumulmak istiyorum nasıl bir beyin bu anlayamıyorum  altı yaşlarında ki çocuğuna   bebek arabasını bırakıp  mağazaya giren kadını anlayamıyorum o çocuk daha kendini koruyamaz kardeşini nasıl korusun ki!
Hem korkuyoruz hemde  göz  göre  hatalar yapıyoruz belalara davetiye çıkarıyoruz. 
Face ve instagramda küçücük çocuklara büyüklere bile abes kaçan makyajları yapan anneler ne varmış masumca diye çemkiriyorlar birde  yaptık hepimiz yaptık annelerimizin topuklu ayakkabılarını da giydik ama bu mahrem bir şey özelindir neden ulu orta çocuğunu teşhir ediyorsun. ben yakıştıramıyorum  o çocuğun ruj sürmesine kızmıyorum annenin bunu ulu orta paylaşmasına kızıyorum. Bunu marifet saymasına kızıyorum, ruj  sürmeye senin yüzünden özenmesine kızıyorum ve bunu alışkanlık haline getirmesine sebep olmasına kızıyorum. çocukları onları namazda ibadette görse ona özenecekler.
 Ne zaman çarşıya çıksam bir kadınla kavga ediyorum çocuğunu banka oturtup bankamatikten para çekenin den tutun da   seyyar bilet satan kişilere   az sizin yanınızda dursun diyenine kadar nasıl bir mantık . Artık  bilinçlenmek zorundayız çocuğa nasıl diyorsak yabancıdan şeker alma ,
para alma yabancılarla konuşma aynı şeyi ebeveynde uygulamalı ...



Tuhaf bir Mim



Baktım ki dostlar yapmazsam liste uzayacak  mimleyenler yazıdan uzun olacak bir mim yazısı yapayım artık dedim şimdi Zehra utanmazsan yapma  bari diyecek biliyorum:))
 Aylar önceki mimini bulamadım bir türlü :)) halen kafama kakar ben seni mimledim de sen   yapmadın diye:)) Şimdi gelelim beni  mimleyen dostlara  unutmuş olabilirim bazılarını...
 ya da mimlediğini sanmış ta olabilirim:) 

KURABİYECİMİSSS

 Mutlu Yaşam
Saliha Nur Turhan
 Bi'blog
Mrs Şivekar
Neşeli süs evim   etkinlik için davet etmişti off ne hayırsız bir arkadaşım değil mi?  iştee hepinizi mutlu etmek adına size çorba bir mim yaptım buyrun bakalım:))))





1. NASIL BLOG YAZMAYA BAŞLADINIz?

 Yazmak benim için bambaşka bir şey  yaşamak gibi nefes almak gibi her yazdığım yazım benim bir parçam  hatta evladım gibidir .
Tufan'da bir kaç yazı paylaşmıştım kendi bloğumda paylaşamayacağım diye içim çıktı, Küçükken günlük yazardım , küçükken derken  ilk okul dönemlerimde sonraları günlük yazıp yakmaya başladım çünkü hiç kimsenin ulaşamamasını istiyordum günlüğümü bulan beni çözecek sanıyordum sanki  CİA ajanıyım. Yıllarca  yazdıklarımı hep yaktım sonra büyüdüm  ve bu devam etti...

 Bir gün internette gezinirken bir erkek blogcunun  hayatına rastladım çok ilginç bir hayatı vardı ancak kim olduğuna dair hiç bir ip ucu yoktu, her  hafta  hatta her gün yazsın diye beklemeye başladım  hayata dair kendine dair has bir yazım şekli vardı blogta bir sürü arkadaşı vardı bir birlerine yorum yapıyorlardı özendim bende yorum yaptım   gayet resmi sade bir teşekkür etti...  Blog dostlarıyla arası çok iyiydi tabii  mesafe sınırını ayarlayamayınca önce birbirlerini deşifre ettiler ve  bir birlerine girdiler ve ben sadece uzaktan izliyordum  blogunu kapadı  ve diğer bir kaç taneside öyle yaptı...  
 Ben blog açarım ve kimseyle de konuşmam o zaman kimseyle de aram açılmaz dedim ve yaptım da  o zamanlar blogcu  vardı orada açtım ve  yorumlara kapalıydı. Sonra dayanamayıp  yorumları açtım çok sevdiğim dostlarım oldu halende varlar...
  Ancak blogcu   el değiştirdi ve  tuhaf bir yer oldu o gece bir çok kişi gibi  blogspota geldim  aslında ilk başlarda hepimiz bir birimize destektik sonraları hayat iş güç derken   birde gerçekten insan bir süre sonra kendi kişiliğine bürünüyor belli ediyor kendini  kimileri kendi kendine yol verdiler anlayacağınız... 
amann nereden nereye geldim işte   klasik ben:)   İşte burada yazarım kimse beni tanımaz yazdıklarımı da yakmama gerek kalmaz  diye yazmaya başladım içimden geçenleri, başımdan geçenleri , hislerimi... Wc de bile yazarım tuvalet  kağıtlarına az şiir yazmadım:)
    

2. BLOGUNDA DAHA ÖNCE YAZMADIĞIN BİR TARZDA YAZACAK OLSAN BU NE OLURDU?
 benim için yok yok ben yazarım her şeyi :)))

3. BLOGLARDA OKUMAYI EN SEVDİĞİN KONULAR NELERDİR?
 İçten çıkarsız yazılan her yazı başımın tacı:))

4. HAYATTA EN ÇOK YAPMAK İSTEDİĞİN 3 ŞEY NEDİR?

Umreye gitmek isterim
yaşlı insanları bakmak isterim
kendimi yaşlılara ve çocuklara adamak isterdim.
  Küçükken filmlerden etkilenip  büyüyünce rahibe olup manastıra kapanacağım derdim:)) töbe yarabbi:)) 
 çocuk evi
barınak 
  kitap evi
Sokak  başlarına ücretsiz sebil
Köylere çeşme
Yurt dışına gitmek 
Paris'te kahve 
üç mü demiştiniz:)))
 beni konuşturmayın demiştimm:)))


İç döküntüleri


 Aslında anlatacak çok şeyim var  ancak   en üzüntülü anlarımda susmak adet olmuş bende, dün işten gelirken bahçeden içeri girdim   benim alt katta  bir erkek öksürüğü başladı , alt katta ki   sapık hapisten çıkmış aklım almıyor nasıl olabilir?

Aklınca bana kendini belli ediyor öksürerek  ...
 Benim kapıma kağıt yapıştırmış hanıma  yirmi bana yirmi lira borcun var duvarın üzerine bırak diye , çıldırıyorum sandım kağıdı parçalayıp   fırlattım kapısına.  Avaz avaz bağırayım kavga edeyim istiyor ne borcu diyeyim? 
Hırsızlıkla , insanların duygularıyla oynayıp istismar ederek geçinen  insanlardan ne gibi bir borç alabilirim ki bayramda  el öpme paralarını da ver  yazmış ...
Ah  Müzeyyen ahh !  tek suçlu ev sahibim benim üstüme yıktı olayı evi başkalarına kiraya verdi bile  birde onlarla birlik olup polis olduğunu  söyleyen adamı bile dolandırdılar bayramda  kirayı ödeyemedim ev sahibi evden çıkaracak demiş adamcağız da  geldi sordu ev sahibine aslında kirayı vermiş ama  öyle anlaşmışlar vermedi demiş  arefe günü adamcağız getirdi kirayı ev sahibine verdi adam gider gitmez ev sahibi parayı kadına verdi ...

 Günah dedim ev sahibine bana ne günah onun diyor birde umreye gideceksin günah helallik almadan o adamdan nasıl gideceksin dedim sen her şeyi çok biliyorsun dedi..
Ben mi çok üstüne gidiyorum ama  ne gerek var ki böyle şeylere belki hastası var  belki onun da ihtiyacı var çoluk çocuğunun rızkı yaa şimdi de kalkmış beni dolandıracak  vereceğim ben ona parayı...
 Bir şey diyemiyor   yüzüme bana tek kelime dese polisi arayacağım hem ev sahibimi hem onu şikayet edeceğim yeter artık annemin arkadaşı dedim şimdiye kadar vefa gösterdim ev sahibime ama iyice dozunu kaçırdı ne kızlarına ne damatlarına söylemiyor saklıyor madem normal bir şey söylese ye  kızlarına anlattım biri zaten çok kızıyor ona ...
 Babamı aradım uygun bir ev varmış bana alsana dedim yine aynı teraneler, şunu almış bunu almış borcu varmış off , Başka eve çıkamam şu aralar işlerde bozuk  durmadan ücretsiz izin veriyorlar , güvenlik işi buldum   ama bu işten çıkamıyorum  tazminatımı vermiyorlar.
 Beş gün sonra annemin ölüm yıl dönümü,bu bile tek başına yetiyor beni mahvetmeye en sevdiğinin  tekrar öleceği günü beklemek ne acı  bir şey tekrar tekrar ölüyor ama içinde hiç ölmüyor...

  En sevdiğim arkadaşıma gücendim ben onun için bir çok şeyi feda ederken  ondan küçük bir ricada bulundum olmaz  bin dereden su getirip sıvıştı.

 Allah kişiye kaldıramayacağı yük yüklemez, Şükür diyorum...

  Banyonun çeşmeleri bozulmuş gittim yeni alıp değiştirdim önceden damlıyordu artık damlamıyor şimdi resmen akıyor.  Bu moral bozukluğu ile içimden hiç bir şey gelmiyor, Blogları gezemiyorum :( Sizi de daralttım  üzgünüm, özür dilerim.....


Kadın Soru sorarsa






Biz iki deli gördünüz dönün geri...

Bu gece kimler uyanık haydi bakalım 
 isteyen herkes katılabilir yorumlara düşünceleriniz yazıyorsunuz ben onları bu yazıya aktarıyorum yazı aşağı doğru indikçe ilginç bir hal alıyor .
 Bu gece ki soru  Mayıs yağmurundan geliyor ben başlıyorum:)



Bir kadın soru soruyorsa, ona gerçeği söylesen iyi olur.

 Çünkü ......... ......... ........ Boşlukları doldurunuz... - 

Siyah kuğu-
Çünkü kadın artık kadın değil o andan itibaren yalan makinesi olmuş gözleriyle sana elektrik verir...


Mayıs Yağmuru-
Çünkü Bir insanı bir kaç defa kandırsanda elbet o yalanın yüzeye çıkıcak...


Siyah kuğu-

Belki yanlış anlıyorsun aslında yalan söylemedi o hep öyleydi..

Mayıs Yağmuru-
Bazı insanlar sevdikleri için düzeltebileceklerini sanarlar Bu koskoca bir yalandır.. O insan düzelmez Kandırılmayı göze alırlar sonra ip kopunca olay patlıyor...



Siyah kuğu-

Bazen inanmak mı isteriz acaba bile bile aldanmaya razımı geliriz en sonun da olmayacağını anladığımız gün patlayıp ondan nefret mi ederiz


Mayıs Yağmuru-

İlk baştaki yanlış düzelte bilme ve değiştiririm deme Kimse değişmez Nefrette bir duygu dik katını çekerim yoğunlaş ....



Siyah kuğu-

Ama anlamıyor sa karşında ki seni değiştireceğini sanıyorsa , bir sayısını ikiye kessen o yine birdir teorik olarak.




  1. Mayıs Yağmuru-
    Anlamalı İnsanoğlu ana rahmine düştügünde bile seçilmişsin orada bile duyğun düşüncen var aslında tekme ile veya diğer faktörlerle tepkini gösterirken belirli bir yaşa gelmiş insanı nasıl eğer büker insan????



    Siyah kuğu-

    Burada ego çıkıyor işte ön plana bencillik benim dediğim olacak anlayışı var tekmeyle tokatla sözle taciz edip sindirecek korkutacak illa dediği olacak olmazsa öl sen umuru değil.

  2. Aytül Örcün-
    Çünkü, bilir de hala inandırılmak ister hatun kişi ;)

    Siyah kuğu-
    İkna edilmek ister karşısında ikna edecek bir yürek bulursa tabii:)
    Mayıs Yağmuru-
    Peki böyleyse karşındaki neden çekip gitmez kadın neden değişecegine inanır ??? Neden değiştiririm der sihirli değnek mi vardır Kadında bu arada Şiddet değildi ilk yazdığım. Orada bile duygu düşünce var demek istedim..


    Siyah kuğu-
    çünkü inanmak ister sevmek değil aslında sevilmek ister hani kadın bangır bangır bağırır ya seni seviyorum diye aslında bu cümleyi duymak istediğindendir...
    arada algı farkı oluyor:)
  3. Mayıs Yağmuru-
  4. Bir kayıktasın çekmek için iki küreğin var ama sen hep iki değilde tek çekersen ne olur ???? Kadın kişi bağırır ama bir tek kendinin bağırması birde iki kişinin bağırması hangisi????

  5. Siyah kuğu-
  6. Bir de anlasalar işte ah şu erkekler sadece almayı severler kalp almayı sevgi almayı, şefkat görmeyi :) birde naza çekerler kendilerini öyle daha karizma olduklarını sanarlar...
  7. Siyah kuğu-
  8. Çünkü kadın artık kadın değil o andan itibaren yalan makinesi olmuş gözleriyle sana elektrik verir...
  9. Mayıs Yağmuru-
  10. Çünkü Bir insanı bir kaç defa kandırsanda elbet o yalanın yüzeye çıkıcak...
  11. Siyah kuğu-
  12. Belki yanlış anlıyorsun aslında yalan söylemedi o hep öyleydi..

  13. Mayıs Yağmuru-
  14. Bazı insanlar sevdikleri için düzeltebileceklerini sanarlar Bu koskoca bir yalandır.. O insan düzelmez Kandırılmayı göze alırlar sonra ip kopunca olay patlıyor...

  15. Siyah kuğu-
  16. Bazen inanmak mı isteriz acaba bile bile aldanmaya razımı geliriz en sonun da olmayacağını anladığımız gün patlayıp ondan nefret mi ederiz

  17. Mayıs Yağmuru-
  18. İlk baştaki yanlış düzelte bilme ve değiştiririm deme Kimse değişmez Nefrette bir duygu dik katını çekerim yoğunlaş ....

  19. Siyah kuğu-
  20. Ama anlamıyor sa karşında ki seni değiştireceğini sanıyorsa , bir sayısını ikiye kessen o yine birdir teorik olarak

  21. Mayıs Yağmuru-
  22. Anlamalı İnsanoğlu ana rahmine düştügünde bile seçilmişsin orada bile duyğun düşüncen var aslında tekme ile veya diğer faktörlerle tepkini gösterirken belirli bir yaşa gelmiş insanı nasıl eğer büker insan????

  23. Siyah kuğu-
  24. Burada ego çıkıyor işte ön plana bencillik benim dediğim olacak anlayışı var tekmeyle tokatla sözle taciz edip sindirecek korkutacak illa dediği olacak olmazsa öl sen umuru değil

  25. Mayıs Yağmuru-
  26. Peki böyleyse karşındaki neden çekip gitmez kadın neden değişecegine inanır ??? Neden değiştiririm der sihirli değnek mi vardır Kadında bu arada Şiddet değildi ilk yazdığım. Orada bile duygu düşünce var demek istedim..

  27. Siyah kuğu-
  28. çünkü inanmak ister sevmek değil aslında sevilmek ister hani kadın bangır bangır bağırır ya seni seviyorum diye aslında bu cümleyi duymak istediğindendir...
  29. arada algı farkı oluyor:)

  30. Mayıs Yağmuru-
  31. Bir kayıktasın çekmek için iki küreğin var ama sen hep iki değilde tek çekersen ne olur ???? Kadın kişi bağırır ama bir tek kendinin bağırması birde iki kişinin bağırması hangisi????


  32. Siyah kuğu-
  33. Bir de anlasalar işte ah şu erkekler sadece almayı severler kalp almayı sevgi almayı, şefkat görmeyi :) birde naza çekerler kendilerini öyle daha karizma olduklarını sanarlar...

  34. Aytül Örcün-
  35. Çünkü, bilir de hala inandırılmak ister hatun kişi ;)

  36. Siyah kuğu-
  37. İkna edilmek ister karşısında ikna edecek bir yürek bulursa tabii:)

  38. Aytül Örcün-
  39. Tek kürekle yan yan gider kayık, döner durur.Sonunda yine kendini bulur.Yanlızlığın uzatma dakikalarıdır tek başına attığı çığlıklar.

  40. Siyah kuğu-
  41. bazen kürek olmadan da gider kayık ama işte öyle gider. anlamadığım bunca şeye rağmen kadın neden ısrar la devam eder.?
  42. Mayıs Yağmuru-
  43. Bizler yapıyoruz doğdukları andan itibaren hep bir pış pış durumları hep ben güçlüyüm ikimizin yerinede çekerim o kayıkta kalırım küreklere asılırım İkimizin yerine bağırırım Top sadece onlarda değil bizlerde kalemize topu atıyoruz...

  44. Aytül Örcün-
  45. Belki başarma hırsı, belki de hala karşısındakine olan inancı

  46. Siyah kuğu-
  47. Kaybetmeyi hazmedeme olabilir.
  48. Siyah kuğu-
  49. Mayıs o zaman o niye dursun ki kayıkta at gitsin her şeyi tek başına yaptıktan sonra ...
  50. Mayıs Yağmuru-
  51. Sığınacak Liman Hep böyledir yaa... Alışkanlık, gibi gibi uzar...

  52. Siyah kuğu-
  53. Neden hep karşı taraftan beklenir bu alış verişe çıkınca para vermeden bir şey alamazsın ama bir laf çıkartmışlar aşk karşılıksızdır bence bu kocaman bir yalannn.... aşk karşılıksız olursa aşk olmaz ki bir kişinin yaşadığı bir duygu olur bence.
  54. Mayıs Yağmuru-
  55. Çünkü bağımlı çünkü tüm yükü omuzlarına alıyor. Çünkü değişeceğine inanıyor her şey düzelicek ve o mutlu olucak herkes yalancı aslında o doğru yolda kandırılmak istiyor derine inersen sevgiye ihtiyacı var doğruları biliyor ama yinede gidiyor yok mu ??? Çok var çokkkk

  56. Siyah kuğu-
  57. hemde çok var sadece bir seni seviyorum sözü duyabilmek için mücadele etmekte kötü:(
  58. kaystros Tyrha-
  59. Çünkü o çoktan gerçeğin farkındadır.

  60. Siyah kuğu-
  61. Farkındadır ama bir şeyde yapmaz neden?
  62. Mayıs Yağmuru-
  63. Kötü olan sevgi değil bunu gösteremeyen Anne Baba arkadaş çevre aile bir çocuğa hele ki bir kız çocuguna ne kadar sevgi az verirsen elbet bir gün bunun arayışına çıkıcak Sevgiyi bilmeyen hep arayıştadır en ufak bir dal kurtarıcı gibi görür..

  64. Siyah kuğu-
  65. Anlatamaz sın ki ne oluyor bu defa yağmurdan kaçarken doluya tutuluyor işte.

  66. ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı-
  67. Doğru söylenmeli çünkü,bir yalanı bin doğruyla dahi silemez cüret eden aklı evvel:))

  68. Siyah kuğu-
  69. Doğruyu söylese kurtulacak zaten bu kadar çeneye maruz kalmayacaktı:)

  70. Mayıs Yağmuru-
  71. Kaçışlar arayışlar bunu sürüklüyor bazılarıda bile bile lades o kesimde ayrı ... Yukardaki soruma cevap istiyorum :)

  72. Mayıs Yağmuru-
  73. Bizler yapıyoruz doğdukları andan itibaren hep bir pış pış durumları hep ben güçlüyüm ikimizin yerinede çekerim o kayıkta kalırım küreklere asılırım İkimizin yerine bağırırım Top sadece onlarda değil bizlerde kalemize topu atıyoruz... Gerçi bu muydu o muydu bilemedim :) :) Ne diyorsun topu kendi kalemize atıyormuyuz???

  74. Siyah kuğu-
  75. Evet ne kadar çok değer verirsek o kadar değer göreceğiz sanıyoruz ay dur sen elleme ay dur ben daha çok seviyorum iyii sev diyor oda salıyor kendini.. aslında aşk karşılıksızıdr değil ne kadar köfte o kadar ekmek yoksa ne kadar ekmek o kadar köftemiydi bu söz:))

  76. Mayıs Yağmuru-
  77. Aşk konusunda daha net bir yorumda bulunamam Sevgi var olan onun sınırı sonsuz para istemez su istemez aş istemez ekmek istemez sınırsız sevgi sınırsız güven birde güven var dimi ???
  78. Siyah kuğu-
  79. bazen insan bildiklerini bile bilmez hale geliyor:) her şeyin sınırı olmalı tek sınırsız olan saygı olmalı..
  80. Aytül Örcün-
  81. Seni sevmeyeni sevebilecek kadar ermiş var mı ki?Sevilince sever, sevgi bitince vazgeçmez mi seven?

  82. Siyah kuğu-
  83. nasıl bitecek inatla vazgeçmiyorken hırs bürümüşken gözü illa seveceksin ulan diyenler var...
  84. Mayıs Yağmuru-
  85. İkiside aynı kapıya çıkarda Köftede ekmek te kararında olunca güzel İki kişiliktir sevgi gerçi aşk kalıyor mu ki oda muamma erkek kadından bir tık daha çabuk tüketiyor


  86. Siyah kuğu-
  87. Kişiye göre değişiyor bazı erkekler saygıyla başlatıyor kadın kişisi onun saygın hareketlerine zamanla hayranlıkla karışık sevgi besliyor kim mutlu olmaz ki böyle bir ilişkiden.
  88. Mayıs Yağmuru-
  89. İşte bu zamanla giden ilişki monoton hal alırsa giden gidiyor. Gitmek istiyor hastalıklı olan ilişkiyi kurtarmak isteyen de kalıyor. Saygı ile başlıyor dövüş kavga ile bitirenler ayrı Hep bir ekşin kim neyi istiyor belli değil Kadın daha takıntılı ??? İlla o saçı süpürge edicek Elektirik süpürgesi var çek al işte yo yo olamaz ülvi göreve mertebeye yükselmeli


  90. Siyah kuğu-
  91. Evet ya birde o var illa paralayacak kendini adam der hadi yemeye çıkalım kadın aa yok olmaz masraf olmasın yaparım ben git kızım ye dışarda adam düşünmüyor sen ne dert ediyorsun... belki içinde hevesi merağı var 
  92. Sen gitmezsen o hevesi varsa bulur gitmeye kişi sonra sende eblek eblek bakarsın...
  93. Katılan  arkadaşlarıma çok teşekkürler başka bir   soru cevapta buluşmak üzere hoşça kalın, sevgiyle kalın efenim:)

Heyecan var mı Heyecan




Günaydın...
 Yeni bir hafta, yeni bir iş günü ve yeni  eğitim öğretim yılımız herkese hayırlı uğurlu olsun...

 Annelerin gözü aydın   her yere zıp zıp zıplayan bir yerinde duramayan,akşama  kadar anneyi çıldırtan kuzular okula başladı bir kaç saatte olsa dinlenebilme fırsatı yakalayacak.

 İlk kez Veli olan ailelerin heyecanı hiç bir şeye değişilmez gözler dolu dolu gidilir okul yolu.
 Büyümüştür  artık bebeği gurur ve mutluluk bir arada sabahın ilk ışıklarından bu yana okulun ilk sabahı resimleri çekilir aileler biraz da endişe duyar bu günü biraz sancılı geçiren miniklerde olur ilk defa yalnız bir yerde kalacak, 
 Ailelerinden ilk defa ayrılıp yabancı bir ortama giren öğrenciler bu günün heyecanını hiç bir zaman unutmayacak,
Rabb'im  herkesin evladına  zihin açıklığı versin,Öğretmenlerimize sabırlar versin. Bu yıl  çok güzel geçsin çocuklar her gün  ilk günün heyecanını yaşasın...
  Çiçekler  kadar  renkli ve güzel bir gün dilerim.
 Yabancı bir şehirde neler hissediyorsunuz? 
 Bu gün ilk defa Veli oldunuz neler hissediyorsunuz?



Mavi


Sabah olsam diyorum herkes benimle uyansa
Gökyüzü olayım mas mavi derin 
ciğerlerine çekilen nefes kadar taze bir koku olayım

Güneş olup evlere gireyim selamlıyayım
 güleyim mesela küçük çocuğa,  göz kırpayım
 gülümserken çığlıklar atsın ,çırpınsın mutluluktan...
Evde beni bir o görüp diğerleri onun neye gülümsediğini anlamasın.
Masanın altına düşen şeker olayım minik bir kedi gelip beni koklasın...
tuhaf bir şiir olayım  okuyan düşünsün şimdi ben bunu kime yollayayım?
Mavi bir çiçek olayım 
yapraklarım kurusun yaşlılık var ölüm var der gibi
 Çiçekler açayım her şeye rağmen yaşama tutun  der gibi...

Çimen olayım insanlar serilip yatsın,hayvanlar beslenip gezsin
Huzur olayım kalbine dolayım 
Baktım gördüm hiç biri olmuyor ben iyisi mi gidip bir çay alayım...

siz ne olmak isterdiniz?

Yol


Sevgili Hobistanya şu an yolcuk yapıyor,  anı ölümsüzleştirdiği bir fotoğraf, teşekkürler arkadaşım.
 Benim için çok hoş bir sürpriz oldu :)

 Yol mudur insanı yoran yoksa yolculukta görüp duydukları mı?
 Kalp midir bize sev diyen yoksa ruhumuza üflenen merhamet mi?
 Her gidişin bir dönüşü  varsa   biz gidiyor muyuz ?
dönüyor muyuz?
 kafamda deli sorular...
 Kalbinizden merhamet eksik olmasın...




İstanbul aç kollarını ben geldim

Dün hiç yok yerden kendime sürpriz yaptım İstanbul'a gittim  Gece arkadaşımla konuşurken olaylar birden gelişti  deyim yerinde ise paldır küldür kendimi  Metro turizmle İstanbul'da buldum . Plan yapsaydım kesin bir  aksilik çıkardı.





 Metro Turizm'den memnun kaldım  muavin biraz suratsız da olsa idare eder çay, kahve servisi sırasında su istedim  şimdi olmaz dedi servis bitmeden verilmiyormuş çok tuhafıma gitti, kahve değil su içmeye ihtiyaç duydum o an  ne olacak bir bardak su getirsen be adam!
 Susayacağım zamanı onlara göre ayarlamam  gerekiyor sanırım.

 İstanbul'a adım atar atmaz Esenler otogarı Şimdiki adı 15 Temmuz Demokrasi otogarında indim  Acil tuvalete gitmem lazım    aman yarabbim oda ne  kendimi  yabancı  korku filmi senaryosunda hissettim alt kata iniyorsun merdivenlerden  bilmem kaç bin kişinin  idrar kokusu  genizlerini yakıyor, onunla kalsa iyi kapıya bir vardım ki   herhalde yanlış yer dedim burası hapishane  girişi falanmı acaba hiç hapishaneye de gitmedim ama ... 

Bir insan boyundan yüksek  turnike yapılmış ve  demir para atarak çalışıyor...
 Demirler falan  tabii o panikten resim çekmek aklıma gelmedi, biraz inceledikten sonra parayı attım  eciş bücüş olarak geçtim dar bir şey , orada bir  aksilik olsa tamamdır...  İçeri girmeme gerek kalmayacak...
 
resim netten buldum 1,50 kuruşla  çalışıyor

 Bu kadar kalabalık bir şehirde hak vermemek mümkün değil kim kime dum duma hesabı...
  İstanbul çok büyük bir şehir yaşadığım yere göre çok karmaşık, karşıdan karşıya geçmek için  ışık yoksa çok uyanık olmanız gerek yoksa benim gibi dakikalarca beklersiniz...

Tramvaylardan çok korktum, yolda yürürken  bir bakıyorsunuz geliyor kaç kuğu kaç...

 Buraları bilmediğim için arkadaşım nereye götürürse oraya gittim, O kadar kalabalık ki birde sanki  Arabistan'dayım  burkalı , peçeli kadınlar siyahı insanlar bir kaç Türk gördüm çok sevindim.

Gece çay keyfi...
 Çoğu dükkanlarda çalışanlar da yabancı özellikle garsonlar, bir şey soruyorsun ben Türk değil diyor:))




Kankamla ben:)














 Eminönü'nde bir dükkan Adına bile dikkat etmedim ama içine hayran kaldım:)


 Gündüz  Vapurla Kadıköy'e geçtik, deniz çok güzel balıkarı görebiliyorsun   köprü üzerinde  oltalarıyla balık tutanları izlemek çok güzel.
Bir banka oturup tam üç saat onları izledik:)


Balık ekmek ve turşuuu:)) turşu suyuda olabilir:)
Buraya çakıldık ,kalkarken ayaklarımız tutulmuş:)












































Vapur keyfi:)

Eve geldiğimde akşam olmuştu  beni kapıda  bahçemizde beslediğimiz kedi karşıladı 

sanırım kimse ona yiyecek vermemiş  bana küsmüş bakışa bakarmısınız:)






  Aç kaldım,nerdesin sen kızım!

  Benden haberler böyle ben bir gezi bloğu olsaymışım  hiç tutmazmışım gezerken ağzım açık bakınmaktan resim çekmek hiç aklıma gelmedi:)






 Tarık Akan,  Nur içinde yat!

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...