İç döküntüleri


 Aslında anlatacak çok şeyim var  ancak   en üzüntülü anlarımda susmak adet olmuş bende, dün işten gelirken bahçeden içeri girdim   benim alt katta  bir erkek öksürüğü başladı , alt katta ki   sapık hapisten çıkmış aklım almıyor nasıl olabilir?

Aklınca bana kendini belli ediyor öksürerek  ...
 Benim kapıma kağıt yapıştırmış hanıma  yirmi bana yirmi lira borcun var duvarın üzerine bırak diye , çıldırıyorum sandım kağıdı parçalayıp   fırlattım kapısına.  Avaz avaz bağırayım kavga edeyim istiyor ne borcu diyeyim? 
Hırsızlıkla , insanların duygularıyla oynayıp istismar ederek geçinen  insanlardan ne gibi bir borç alabilirim ki bayramda  el öpme paralarını da ver  yazmış ...
Ah  Müzeyyen ahh !  tek suçlu ev sahibim benim üstüme yıktı olayı evi başkalarına kiraya verdi bile  birde onlarla birlik olup polis olduğunu  söyleyen adamı bile dolandırdılar bayramda  kirayı ödeyemedim ev sahibi evden çıkaracak demiş adamcağız da  geldi sordu ev sahibine aslında kirayı vermiş ama  öyle anlaşmışlar vermedi demiş  arefe günü adamcağız getirdi kirayı ev sahibine verdi adam gider gitmez ev sahibi parayı kadına verdi ...

 Günah dedim ev sahibine bana ne günah onun diyor birde umreye gideceksin günah helallik almadan o adamdan nasıl gideceksin dedim sen her şeyi çok biliyorsun dedi..
Ben mi çok üstüne gidiyorum ama  ne gerek var ki böyle şeylere belki hastası var  belki onun da ihtiyacı var çoluk çocuğunun rızkı yaa şimdi de kalkmış beni dolandıracak  vereceğim ben ona parayı...
 Bir şey diyemiyor   yüzüme bana tek kelime dese polisi arayacağım hem ev sahibimi hem onu şikayet edeceğim yeter artık annemin arkadaşı dedim şimdiye kadar vefa gösterdim ev sahibime ama iyice dozunu kaçırdı ne kızlarına ne damatlarına söylemiyor saklıyor madem normal bir şey söylese ye  kızlarına anlattım biri zaten çok kızıyor ona ...
 Babamı aradım uygun bir ev varmış bana alsana dedim yine aynı teraneler, şunu almış bunu almış borcu varmış off , Başka eve çıkamam şu aralar işlerde bozuk  durmadan ücretsiz izin veriyorlar , güvenlik işi buldum   ama bu işten çıkamıyorum  tazminatımı vermiyorlar.
 Beş gün sonra annemin ölüm yıl dönümü,bu bile tek başına yetiyor beni mahvetmeye en sevdiğinin  tekrar öleceği günü beklemek ne acı  bir şey tekrar tekrar ölüyor ama içinde hiç ölmüyor...

  En sevdiğim arkadaşıma gücendim ben onun için bir çok şeyi feda ederken  ondan küçük bir ricada bulundum olmaz  bin dereden su getirip sıvıştı.

 Allah kişiye kaldıramayacağı yük yüklemez, Şükür diyorum...

  Banyonun çeşmeleri bozulmuş gittim yeni alıp değiştirdim önceden damlıyordu artık damlamıyor şimdi resmen akıyor.  Bu moral bozukluğu ile içimden hiç bir şey gelmiyor, Blogları gezemiyorum :( Sizi de daralttım  üzgünüm, özür dilerim.....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...