İstanbul aç kollarını ben geldim

Dün hiç yok yerden kendime sürpriz yaptım İstanbul'a gittim  Gece arkadaşımla konuşurken olaylar birden gelişti  deyim yerinde ise paldır küldür kendimi  Metro turizmle İstanbul'da buldum . Plan yapsaydım kesin bir  aksilik çıkardı.





 Metro Turizm'den memnun kaldım  muavin biraz suratsız da olsa idare eder çay, kahve servisi sırasında su istedim  şimdi olmaz dedi servis bitmeden verilmiyormuş çok tuhafıma gitti, kahve değil su içmeye ihtiyaç duydum o an  ne olacak bir bardak su getirsen be adam!
 Susayacağım zamanı onlara göre ayarlamam  gerekiyor sanırım.

 İstanbul'a adım atar atmaz Esenler otogarı Şimdiki adı 15 Temmuz Demokrasi otogarında indim  Acil tuvalete gitmem lazım    aman yarabbim oda ne  kendimi  yabancı  korku filmi senaryosunda hissettim alt kata iniyorsun merdivenlerden  bilmem kaç bin kişinin  idrar kokusu  genizlerini yakıyor, onunla kalsa iyi kapıya bir vardım ki   herhalde yanlış yer dedim burası hapishane  girişi falanmı acaba hiç hapishaneye de gitmedim ama ... 

Bir insan boyundan yüksek  turnike yapılmış ve  demir para atarak çalışıyor...
 Demirler falan  tabii o panikten resim çekmek aklıma gelmedi, biraz inceledikten sonra parayı attım  eciş bücüş olarak geçtim dar bir şey , orada bir  aksilik olsa tamamdır...  İçeri girmeme gerek kalmayacak...
 
resim netten buldum 1,50 kuruşla  çalışıyor

 Bu kadar kalabalık bir şehirde hak vermemek mümkün değil kim kime dum duma hesabı...
  İstanbul çok büyük bir şehir yaşadığım yere göre çok karmaşık, karşıdan karşıya geçmek için  ışık yoksa çok uyanık olmanız gerek yoksa benim gibi dakikalarca beklersiniz...

Tramvaylardan çok korktum, yolda yürürken  bir bakıyorsunuz geliyor kaç kuğu kaç...

 Buraları bilmediğim için arkadaşım nereye götürürse oraya gittim, O kadar kalabalık ki birde sanki  Arabistan'dayım  burkalı , peçeli kadınlar siyahı insanlar bir kaç Türk gördüm çok sevindim.

Gece çay keyfi...
 Çoğu dükkanlarda çalışanlar da yabancı özellikle garsonlar, bir şey soruyorsun ben Türk değil diyor:))




Kankamla ben:)














 Eminönü'nde bir dükkan Adına bile dikkat etmedim ama içine hayran kaldım:)


 Gündüz  Vapurla Kadıköy'e geçtik, deniz çok güzel balıkarı görebiliyorsun   köprü üzerinde  oltalarıyla balık tutanları izlemek çok güzel.
Bir banka oturup tam üç saat onları izledik:)


Balık ekmek ve turşuuu:)) turşu suyuda olabilir:)
Buraya çakıldık ,kalkarken ayaklarımız tutulmuş:)












































Vapur keyfi:)

Eve geldiğimde akşam olmuştu  beni kapıda  bahçemizde beslediğimiz kedi karşıladı 

sanırım kimse ona yiyecek vermemiş  bana küsmüş bakışa bakarmısınız:)






  Aç kaldım,nerdesin sen kızım!

  Benden haberler böyle ben bir gezi bloğu olsaymışım  hiç tutmazmışım gezerken ağzım açık bakınmaktan resim çekmek hiç aklıma gelmedi:)






 Tarık Akan,  Nur içinde yat!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...