Hani demiştim bir vakit, bazen günlerce dışarı çıkmıyorum, bazen de yollar mesken oluyor diye.
(Misal şurda bahsi geçmişmiş Gezegenin Yol Halleri)
Bir süredir evde temizlik terapisi yapıyordum. Bu terapinin özelliği, klasik temizlikle beraber kapı, cam, duvar silerek nirvanaya ulaşmayı amaçlıyorsunuz. (Olmayor, olmayor! Ne kadar şirin göstermeye çalışsam da hayır, manyaklık bu.)
Çok şükür evcek yunduk, paklandık. Nirvanaya ulaşamasam da Yalova'da Çifte Şelale varmış, orayı gözüme kestirdim. Düştük yola...
Kıvrımlı ve bol ağaçlı yollarda, güzel manzaralar eşliğinde önce arabalı bir yolculuk.
Sonra yokuşlardan yürüme devam ettik. Hayır yürüme değil tırmanma. Malum sporcu bir millet değiliz. O yüzden yol boyu nefes nefese kalan insanlar görmek mümkün. (Biri de ben.)
Nemli toprağın ve yosunlu kayaların kokusu... Anlatılmaz bir şey. (Beni ancak demir eksikliği olanlar anlar.)
Ba hele geldi mi gohusu?
Çifte Şelale, önce kısa ama gürül gürül olanı karşılıyor sizi. Sonra daha yüksekten dökülen, göleti olan. Suyu çok soğuk ve deli. Başı kalabalık.
Gündelik telaşelerin unutulduğu, tertemiz, yalıtılmış bir bölge. Yorulduk ama değdi.
Malum pazar anneler günü idi. (Her gün onların gerçi. Bütün güzel günler.) Bir ana ocağı sergüzeşti yapalım, mübareklerden hayır dua alalım da sırtımız yere gelmesin mülahazasıyla ver elini Bursa.
Bahçe özlemiyle olmamış şeftali yemeler, duta dalmalar, çilekleri yarı pembiş toplamalar, yavru ördeklerin peşinden koşmalar, ne kadar çiçek böcük varsa resmini çekmeler... Ve en güzeli sevgi dolu, sıcacık ana baba sohbetleri... (Allah başımızdan eksik etmesin.)
Velhasıl masal gibi birkaç gün geçirdik, manevi bir tecdid ile saadete gark olduk, hafsalamız tazelendi...
E o zaman aşk ile,
elhamdülillahi alâ külli hâl... ❤
⭐
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder