Buhran dolu geçen günlerin ardından neyseki bugün yağmur boy gösterdi. Sabah çok güzel bir şekilde uyandım ve ister istemez ayakalrım beni mutfağa götürdü. Almayadan gelen babaannem benden
Pandispanya yapmamı istemişti ama pasta şekline sokmadıktan sonra benim için pek anlam ifade etmiyor. Onu kıracak mıyım?
Tabi ki, Hayır! Bugün Pandispanya yerine onun ve babamın seveceği tarzda kek yapmaya karar verdim. Askerlerim tezgahta yerlerini aldılar.
Yumurtalar, PudraŞekeri, Un, Limon Kabuğu Rendesi, Vanilya Esansı, Kabartma Tozu ve Tereyağ olmak üzere gözlerimin içine melül melül baktı yavrucaklar. İtiraf ediyorum, bugün ortalığı biraz pislettim! Hatta terliğimin içine bile biraz un girmiş olabilir! :) Homojen yapıdaki kekim yağlanmış kek kalıbına
RainBow Cake olacak şekilde kondu ve
170 derece fırına
1 saat pişmek üzere kondu. Bu sefer 2 renk yapmak istedim.
Pembe ve
yeşili birbirine çok yakıştırdığım içi bu renkleri kullanmaya karar verdim. Bu yapıdaki kekte en güzel kısım ise, kestiğiniz zaman içinden fosforlu renklerin fışkırması! Tadı zaten güzel ve renklerden muhteşem olunca
"yeme de yanında yat" mottosunu gütmek zorunda kalıyorsunuz sevgili okuyucularım. Öğle yemeği olarak kek mi yediniz? dediğinizi duyar gibiyim. Cevabım:
Evet! :)) Yanında da Arzu'nun yaptığı muhteşem meyve suyu ağızlarımızda şenlik yarattı resmen! 2 renk güzel ama ben cıvıl cıvıl rengarenk sevdiğim için bir dahaki sefer yine çoklu renk sistemini kullanacağım. Kendimi yememek için ansıl zor tutuyorum bir bilseniz..
Hayır! Hayır! Mutfağa gitmek yok! :)
Bu arada rüyamda kocaman bir pasta yapıyordum. Yan tarafımda da
Wüsthoff Şef Çantası duruyordu.
Ahhhhh! Ahhhhhh..! Yürek dayanır mııııııı?! Bir yerlerden bulmalıyım! Bir yerlerden bulmalıyım! Bir yerlerden bulmalıyım! :)
Bon Appetit!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder