Her insanın kuyuları ve kuytuları vardır , her insanın ve doğuştan gelen aile yapısı , genleri , karakteristik yapısından dolayı kuyuları ve kuytuları farklıdır. Bir insanın kuyusu , göz yaşı kin nefret intikamla dolmuş ise o kuyuda boğulursun ,onun yaşadığı acıların bin katını da yaşatsa umrunda olmaz , o dayanabilmiş ise bu kadar acıya başkaları neden dayanmasın...
Aynı kuyu farklı insan , kuyusuna göz yaşı ve merhamet doldurmuştur merhamet ve şefkat her şeye inat yaşama inat sevginin sonsuz olduğuna inanır ve kuyusu sevgi doludur.
Onun kuyusunda boğulmana imkan yoktur , kova kova şefkat , merhamet doldurur , sıkıntılı anında kendini o kuyuya atmak istersin...
Aynı şekil kuytusuna sığındığınız liman her zaman kuytu değildir!
Yarasalar bekler sizi o kuytularda , siz sığınırken gölgeler yavaş yavaş hapseder yüreğinizi , arkanızdan çevrilen dolaplar , maskeli maskeli dost görünümlü düşmanlar , sır verdiğiniz sizi yanıltan insanlar , uykusuz geceler , çelişkili düşünceler ve artık mutsuzluk hakimdir ütopyanızda...
Bazı insanların kuytusuna sığınılır ve sarar sarmalar , artık bir bütün olur hayalleriniz gerçek olmuş gibi hissedersiniz , siz içinizde tutamayıp ona anlatırken o kendine bile fısıldamaz sırlarınızı . Korur kollar her şey odur , sizi anlamış sevmiş bağrına basmıştır yel değirmenlerine savaş açan don kişot gibidir...
Her insan biraz gül biraz kül kokar , bazısının gül kokusu baskındır bastığı toprağı , dost olduğu insanı kısacası çevresini ailesini gül kokutur .
Bazısının da kül kokusu baskındır gittiği yeri is kokutur buram buram genzi yakar ...
Kimin kuyusuna , kimin kuytusuna sığınacağınıza dikkat edin ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder