NORMAL

Ben insan sevmem
 ben aşık olmam 
ben fedakarlık yapmam 
ben yalnızım 
ben bağlanmam 
ben ağlamam 
ben başkasına ihtiyaç duymam... 
   
  İnsanlardan ne çok duyuyorum bunun gibi cümleler; onların güçlü olma güçlü kalma fikirleri altındaki hissi çözmeye çalışırken yakalıyorum kendimi. -Üstelik bu cümlenin sahibi olan ruhu tanıdığımı iddia ettiğimde bu hafiyelik benim ruhumda pahalıya patlayadabiliyor.-
   Ne olmuş olabilir ki bu sonlu ömrü  bu denli korkak geçirme kararı almışlar. Ne olmuş olabilir ki  saatler süren bir sohbet ardından bir kişinin acısına ağlayan dostların olduğu o dünyadan kaçmaya hazırlar. Neden herkes insanlara güven olmaz bu devirde deyip üstüne bunu olgunluk, yaşamışlık sayar oldu. Kimse kimse için üzülmez kimse kimse için geri çekilmez kimse kimse için yorulmaz oldu. Her şey  zihnin hesap defterine yazılır oldu ;günümüzde modernliğimizle ve dokunamadığımız sanal profillerimizle! varız . Yaşamak yerine öyle gözükmek zorunda hissediyor insanlar kendini. daha az sevgi daha büyük kalabalıklar   getiriyor, fotoğraf karesi kalabalıklaştıkça insan ıssızlaşıyor ama hiç farkında değil hastalığının yokluğunun kederinin sevincinin fark edilmediği kalabalıklar içinde tuhaf bir yaşam döngüsü bu... tuhaf yabancı ve yalancı ...
     Ve yavaş yavaş geçmişin normali  bugünün anormaline dönüşüyor geçmişten gelen normallikler bugüne çarpıp doktor doktor derdime bir çare diye sayıklar oluyor...
   Sahi şimdi tam olarak ne normal ne anormal oluyor ?
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...