Müslümanlar için önemli bir zamandır Ramazan ayı hatta bence sadece Müslümanlar için değil etrafında (ülkesinde,mahallesinde , apartmanında ) müslüman olan herkes için farklı ve güzel bir zamandır.
bizim buralarda da kişiler için dini bir karşılığı olsun ya da olmasın kültürün bir parçasıdır aynı zamanda .
Müslümanların kendilerini ve nefislerini terbiye ettikleri, yoksulu anladıkları , paylaşmayı ve şükrü yeniden hatırladıkları, kötü kalpli insanların üzerlerine vazife olmadığı halde sağda solda oruçlular oruçsuzlar şeklinde listeler çıkardıkları , münafıkların gösterilerini köpürte köpürte sunabildikleri otuz gün .
*****
Bir Ramazan klasiği haline gelen iftar programlarından biri açık televizyonda aldığı maaşla çok konuşulan beyaz saçlı bir hoca hikayeler anlatıyor, kur’anı kerimi açıklıyor sonlara doğru soru cevap kısmına geçiliyor.
O akşam da anneannem tam duyamadığı hocanın söylediklerini gençliğinden miras koşulsuz bir kabul ediş ve saygı ile dinliyor, benim elimde telefonumun kendi dünyamın yalan dolanında o sahilden bu ortancaya yol alıyorum, annem sofrayı hazırlamış en son karpuzu da sofraya koymuş ve o akşamda evlatlarını doyuracak olmanın haklı gururu ve uzun süre ayakta durmanın sonucu olan bel ağrısı ile televizyonun karşına uzanmış vaziyette …
İftar yaklaşırken soru cevap kısmı var sırada.
Saçma sapan sorular geliyor hocaya ben kulak ucuyla dinliyorum .
‘’İmplant yaptırmak günah mı ? ‘’
‘’Oruçlu iken denize girmek günah mı ?’
‘’ Bir kadının beyine kendi işini kendisinin görmesini söylemesi günah mı ? ‘’
İçimden soruların sahiplerinin neden düşünmeyi reddettiklerini soruyorum , biraz da kızıyorum . Müslüman bir kadın olarak diğer Müslüman kadınların dini de kendilerine zulüm yapmış olmalarına kızıyorum . Bu şekilde sorular sorulara ekleniyor. Bilindik cevaplar veriliyor.( İslamiyet her yıl değişmiyor zaten pek de anlayabilmiş değilim neden her yıl insanlar aynı soruları soruyorlar .) Neyse ...
Bir kaç soru sonra genç bir kadın eline aldı mikrofonu, kumral saçları omuzlarına dökülen , gözleri parıl parıl , kulağında birkaç liraya herhangi bir bijuteriden aldığını tahmin ettiğim kötü taklit üç küpe parlayan genç bir kadın. Gülümseyerek
‘’ Birinin sevdiğini yarı yolda bırakması günah mıdır hocam ‘’ diye sordu.
Annem bu sorunun bittiği yerden ‘’Ah yavrum benim ‘’ dedi sesinde tepeden tırnağa bir annelik şefkati ve kadınlık anlayışı ile . ‘’ Ne kadar güzel ah benim güzel çocuğum ‘’ dedi.
Ben hemen kafamı kaldırdım genç kadının gözleri ekrandaydı .
Girişi gelişmesi ve sonucu olmayan bir hikaye yayıldı ekrandan bizim salona.
Anneannem anlamadı tespih çevirmeye devam etti .
Annem hüzünlendi .
Ben şaşırdım .
Yine yoluma çıkan bu ortak kadınlık haline.
Kafamdaki ekran üçe bölündü o an ,
bir karede annem ,
diğerinde o kumral saçlı kadın ,
ve üçüncüsünde onları izleyen ben .
Sözsüz anlaşan üç kadın .
Yaşsız ağlaşan üç kadın .