Kendimizi bir çok konuda geliştiririz , mesela kaç yabancı dil biliyorsunuz?
Yabancı dil öğrenmek için büyük çabalar sarf ederiz,
öğreniriz de ,fakat
en önemli şeyi ruhumuzun dilini unuturuz ...
Tatlı dil !
Bizi hayata bağlayan duygu sevmek midir?
yoksa sevilmek mi?
Neye göre mutlu oluruz bu duygu kime göre değişir ,
Duru suya baktığımızda kendimizi görmek kolaydır,
Önemli olan bulanık sularda kendimizi görebilmek...
Hayatı savaş olarak görürsek durmadan savaşırız ve savaşta hep bir kaybeden olur...
Kazansak ta , kaybetsek te sonucunda üzülme ihtimalimiz yüksektir,
Biten ilişkilerde kazanan diye bir şey yok , iki tarafta kendine göre üzülür ,yıpranır...
Oysa ne Hayat ne de ilişkimiz bir savaş alanı değildir kendimizi neye odaklarsak ona adapte oluruz, örneğin okudukça okuyasın gelir yedikçe yiyesin sonra bir tiksinirsin yemedikçe yemiyesin gelir, sustukça susar içine kapanırsın, konuştukça konuşur içine sığamazsın...
Kırıldıkça kırarsın, kırdıkça kırılırsın liste böyle uzar gider
Hayatı bir sanat dalı olarak görürsek ve hayatta sanatımızı icra etmek için mücadele verirsek bunu layığıyla yapmaya çalışırsak daha mutlu oluruz en basitinden karşımızdakini yaralamayı hedeflemeyiz...
Mutlu olabilmek için başkalarını mutlu etmeye mücadele verdiğimiz kadar öncelikle kendimizi mutlu etmeyi hedeflemeliyiz...
Kendimizle barışık olmak mutluluğa açılan en büyük kapılardandır...
Karşımızdaki insanın her dediğini her isteğini yaparak o kişiyi mutlu edebileceğimizi düşünmek en büyük yanlışlarımızdandır....
Üstüne üstlük bu bizi beklenti içine sokar ve dahada sabırsız ve kırıcı oluruz.
Mutsuz insanların başkalarını mutlu edebilme ihtimali düşüktür ,yaralandıkları için yaralamayı seçerler...
Mutsuzluğu yaşamakla mutsuz olmak aynı şey değildir ,
hepimiz zaman içinde acılar ,hastalıklar ,sevdiklerimizden ayrılıklar ve kayıplar yaşarız...
Bu hayattan bağlarımızı koparmamıza ve küsmemize sebep olduğu anlar olabilir önemli olan kendimizi bir an önce toparlayabilmektir...
Karşılıksızdır sevmek... Beklenti içine girildiğinde hüsranla sonuçlanırsa yıkıntıya uğramak kaçınılmazdır...
Burada karşılıksızdır derken parantez içinde puntolu harflerle karşılık beklememek tir sevmek içinden seversin ama o hayır derse ölümle tehdit etmezsin.
Bizim hayallerimizi bir başkası gerçekleştirdiğinde ona kin bile duyabiliriz...
O kişiyi sevmeyiz çünkü biz hayal ettik başaramadık o hayal etti hedefledi, planları tuttu ve başardı , kabullenmek lugatımızda yoktur... Şansı vardı onun kaderi iyi yazılmıştı! illa ardında bir şeyler ararız , tabii ki kader,şans önemlidir ama hayatımızın bir döneminde hepimizin şansının iyi gittiği dönemler olur, biz bunu iyi değerlendirir yada iyi değerlendiremeyiz...
Sevmenin saati, zamanı ırkı ,tipi,dili yoktur ertelememeli önümüze çıktığında hissettiğimizde sımsıkı sarılmalı...
durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir, karşınızdaki bozuk bir saat değil ! belkide hayatta ona sadece bir kez rastlayabileceksiniz ....
Hayat sadece mücadele ,çaba değildir ...
Mutluluğu bulduğunuzda ona sımsıkı sarılmanız dileğiyle
yüzünüzden gülücükler eksilmesin,sevgilerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder