Elime bir sopa alıp sıra dayağından geçiresim geliyor insanları.
Bu çözüm -sopa ile mevzuya dalmaktan bahsediyorum- benim doğrularıma ters hareket ediyorsunuz cicim, yanlış yaptın bızımla diyilsın tarzında bir ukalalık mı, yoksa ayan beyan tüm cüssesiyle duran bir yamuk karşısında ne yapacağını bilememekten doğan bir çaresizlik mi onu da tam bilmiyorum ya.
Lakin bazı kimselerin suratlarındaki ''her şeyi bir ben biliyorum, hatalarımdan ders almama gerek yok çünkü o hatalar benim değil ''ifadesinin tam ortasına bir yumruk sallayasım var.Hayatımda hiç yumruk sallamadım ama sanki sallasam içim rahatlarmış gibi düşündüğümü itiraf etmek zorundayım.
Nasıl bu kadar net olabiliyorlar, nasıl bu kadar çok önemseyebiliyorlar kendilerini.
Resmen kendini çok sevme ve de kendini haddinden fazla önemseme hastalığına yakalandı devrimiz.
Bizden öncekilere pompalanan kendinden, aşkından, mutluluğundan vazgeç durumunun vebali midir ki bu yakamıza yapışan acep ?
Ay Allah'ım her devre ayrı bir musibet.
Ya şöyle gerine gerine huzur içinde yaşayamayacak mıyız biz ?
Ne bileyim işte aşk meşk olsun karnımız doysun. Pikniğe gidilsin, yazlık bahçesinde çay demlensin. Her yaşa uygun bir aşk ve aşık tesis edilsin çok da zor değil gibi ama.
Mevzu dağıldı galiba ya. İşte çok konuşmayacaksın, ne diyordum ha herkes herkes kadar boktan ve eşsiz işte abartmayalım lütfen ya demek için başlamıştım sanırım içimle konuşmaya.
Aynen ya abartmayalım rica edicim...
Lütfen yani ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder