İç Ses - 12

 
Yan apartmandaki komşu balkonunu yıkıyor.
 
Köpürte köpürte deterjanlarla hem de;  bu önemli bir iş çünkü bütün kış boyunca açılmamış balkon kapısı açılacak, artık balkonlarda yenecek yemek sonrası  karpuzları ve kahveler balkonlarda içilecek.
  
Komşunun balkonunu yıkayışını izlerken aklıma tam beş yıl önceki bir mayıs akşamı geldi. Annem ve babam balkonda oturuyordu kahvelerini içmişlerdi, kim bilir neler konuşuyorlardı muhtemelen bize bağlı planlar yapıyorlardı. Ben de odamda test çözüyordum üniversite sınavına hazırlanıyordum çünkü ; ara verdim sanırım ki annemlerin yanına geldim bir tabure aldım oturdum masanın yanına. Ne konuştuk ne kadar konuştuk daha sonra odama gidip ders çalışmaya devam ettim mi yoksa uyudum mu hiç hatırlamıyorum. Sadece karanlık gök yüzündeki bir kuşu hatırlıyorum martı olabilir emin değilim. Kafamı kaldırdım kuşa baktım ve ‘’ Allahım şu kuş gibi özgür olacağım günler gelecek mi ‘’’dedim. O anı , o duyguyu ,o kuşu ve gökyüzünün o siyahını hiç unutmuyorum. Alelade bir an gibiydi oysa meğerse değilmiş.
   
Üniversite sınavı bitti, hazırlık, birinci yıl, ikinci yıl  derken işte son yıl geldi. Geçen beş yıl içinde kuş gibi özgür hissettiğim de oldu, kırk kilitli zindanlarda tutsak hissettiğim de . Bir sürü şey öğrendim, defalarca hayal kırıklığına, umutsuzluğa kapıldım. Korktum. Umutlandım. Yaşadım işte herkes gibi herkes kadar.  
    
 Komşum yıkadı balkonunu mis gibi oldu belki bu akşam yemeği balkonda yerler.
      
Belki bu yaz herkes yemeklerini balkonlarında şenlikle yer.
      Belki bu yaz başka  kuşlar  geçer tepemden göğün rengarenk olduğu bir vakitte .
      Belki bu yaz da …  




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...