Ters bir gün...
Haftanın son günü ve zorla uyandım, hastaneye gitmesi zor gelmese gidip rapor alacaktım...
İstemeyerek kalkınca, her şey ters gitti haliye...
çay için su ısıtacaktım sigortalar attı sigortayı kaldırdım ,mutfağa geldim yine attı hay aksi! vagzeçtim çaydan...
Yolda ayakkabımın topuğu kırıldı...
İş çıkışı şehir dışına, annemlere gideceğim için yanıma biraz eşya almıştım.neyseki yanımda spor ayakkabılarım vardı hemen yol kenarına geçip ,değiştirdim...
İşe vardım, giriş kartımı evde unutmuşum yuhh ya...
Pelin ve didar benim masamda kahvaltı ediyorlardı...
''Oo günaydın kızlar'' deyip daha onların günaydın demesine fırsat vermeden,'' umarım o kırırntıları toplarsınız giderken'',bir nevi kibarca kovdum oysaki her sabah poğaçalar benim masada yenirdi. Normalde arkadaşlık bağlarım sağlam ama sinirlerim laçka bu sabahh!
''Solundan mı uyandın sen bu sabah ekin ya!'' diye didarın terslemesiyle biraz kendimi toparladım,,,
Günaydın diyeni bile haşlıyorum. Başım ağrıyor çok gerginim ,belirli bir neden yok...
İş stresi,bayan olmanın özel durumları ve en çoookta anne özlemi...
O kadar çok özledim ki annemi ,babamı hatta nurşen halamı bile ki nurşen halamı pek sevmem çünkü kuzenimle aynı yaşta olmamızdan dolayı devamlı bizi kıyaslar ve tabii ki de kızını kayırır hep ...
Cins ya, dinime kusur bulan müslüman olsa barii ,hmm öylemiydi bu laf ya?
İleride bir gün çocuğum olursa ki uzak bir ihtimal ben böyle sık boğaz etmeyeceğim onu...
Neyseki otobüsten inip babamla buluşunca onunda içi rahatladı,onlarada kıyamıyorum tek bir evladın olsun, okutup, telli duvaklı gelin ederim diye hayaller kur...
O alsın başını şehir dışına gidip senden uzakta kendi doğrularını yaşasın...
''Kızım bu bavulda ne var ,ev sahibinimi koydun içine'' diye söyleniyordu bavulu arabaya götürürken eh baba hem taşıtmazsın hemde söylenirsin eyvahh ben müyesser ablalara buraya geleceğimi söylemeyi unuttum derken bir yandan telefonumu çıkarıp hemen müyesser ablayı aradım yoksa ortalığı ayağa kaldırır...
Eve vardığımızda sofra çoktan hazırlanmıştı,annem döktürmüş yine,yemeği özlem dolu sohbet eşliğinde yedikten sonra üzerime bir ağırlık çöktü kanepede uyuya kalmışım, telefonun sesine uyandım telefondaki kızgın ses Tolgaydı...
'' Ekin sen nasıl bir insansın ev sahibin kadar bile değer vermiyorsun bana bitti anladın mı hani bitsin bitsin diyordun ya tamam ekin sen kazandın bitti'' telefonu kapadı hemde tek kelimem alo olarak, hmm ilginç!
Şehir dışına çıkacağımı tolgaya söylemeyi unuttum, ev sahibin kapısına gidip sormuş ev sahibim baştan söylemek istememiş o kadar çok yalvarmışki söylemek zorunda kalmış...Ne gündü behh bak şimdi uykum kaçtı, ayrıldık derken ciddimiydi acaba?
Göz nuru ondan destek bizden:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder