Hayaller gerçekleşir ama nasıl gerçekleşeceğini ve neyin en iyisi olacağını biz genelde tahmin edemeyiz. Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali kapsamında sahneye çıkmak, bu festivalde yer almak her zaman çok istediğim bir şeydi. Tiyatroyla ilgilenmeye başladığımdan beri bu festivali kaçırmam, bilet almak için gişe sırası da beklerim, internet başında sabahlarım da. Bilet bulamadığımda kapıda yalvardığım da olmuştur. Neyse ki çok yalvartmıyorlar boş yer varsa alıyorlar (Benden duymuş olmayın) Bunun bir tiyatro oyunuyla olabileceğini düşünmüştüm. Ama yanılmışım. Bu yıl masallarla festivale kabul edildiğimizi öğrendiğimde minik bir şok yaşadım ve bunun Judith Liberman'la gerçekleşeceğini bildiğimden bu şok dalgası sevinç olarak bir meksika dalgalanmasına dönüştü. Judith Liberman beni anlatıcılıkla tanıştıran kişi, benim öğretmenim. Onun atölyelerine katıldıktan sonra bu işi yapmaya kesin olarak karar verdim ve onunla masal anlatmak, aynı sahneyi paylaşmak benim için büyük mutluluk. Bunun yanı sıra Tahir Ayne'nin de ben masal anlatırken müzik yapması inanılmaz. Bu büyük buluşma kimin başının altından çıkmış olabilir? Ahmet. Ahmet Akdeniz. (Blogu okumaya bu yazıyla başlayanlar Ahmet'i tanımayabilir bu yüzden ilk yazıya tık tık)
Ahmet çok iyi bir organizatör (aslında o bir yazar) ama bir organizasyonunuz varsa Ahmet'e danışmalısınız. Kendisi bir mükemmelliyetçi olduğu için her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünür, planlar ve uygular. Kimsenin aklına gelmeyecek detayları o hatırlar. (Bu konuda çok şanslıyım) Her neyse, işte bu güzel buluşmanın organizasyonunu Ahmet gerçekleştirdi. Tabii ki Mavi Sanat olarak.
Gelelim o güne. Ah o güne. O gün yan, 31 Mart. Bir şey çağrıştırdı mı? Büyük elektrik kesintisi günü. Hani şu ülkenin genelinde elektriklerin olmadığı, insanların telefonlarının çekmediği, şarjların bittiği. İşte o gün. Sabah her şey güzel başlamıştı kahvaltıdan sonra minik bir gezi yapıp masalın anlatılacağı salona Urla AKM'ye gidecektik. Biz kahvaltımızı bitirdiğimizde ben de telefonumu şarja koymak için kalktım ama şarj aletim çalışmıyordu ben de bir milyonuncu şarj aletini bozduğum için kendimi tebrik ediyordum ki o sırada annem elektriklerin kesildiğini söyledi. O sırada mutlu oldum, şarj aleti bozulmadığı için. Sonrasında biraz takıldık, ama elektrik gelmedi. Sonra her yerde kesik olduğunu öğrendik. Panik yapmadık yani ne kadar sürebilirdi ki? Zaman geçti, biz uyuduk falan. Çok garip elektrik kesilince insanın uykusu geliyor. Ama zaman bitti, yani etkinlik saati yaklaştıkça daha bir gerildik. Neyse ki Urla'dan telefon geldi elektrik gelmiş diye bir sevinçle yola çıktık ama yolda bu haberin yalan olduğunu öğrendik. Salonda jenaratör yoktu, biz gerçi mumla aydınlatarak da yapabilirdik ama güvenlik nedeniyle izin verilmezdi. Ortam iyice gerildi, elektrik yok diye çay da yoktu, yemek de yoktu, mazot da yoktu. Ama sonra geldi. Ne büyük nimetmiş. Hemen hazırlıklara başladık. İptal olmadığını öğrenenler salona geldiler. Böyle bir olayın ardından yine de bizi yalnız bırakmadılar, izlemeye geldiler.
Etkinlik çok güzeldi. Ben Kurt Kadın'ı anlattım. Judith de İki kardeşin masalını ve zamanın doğuşunu. Tiyatro Festivali'nde masal anlattık. Masal, her yerde.
Hayaller, gerçekleşebilir. Ama biz nasıl gerçekleşeceğini, gerçekleşen hayalin bize ne katacağını bu hayalin ne zaman gerçekleşeceğini bilmeyiz. İşte bu sürpriz güzeldir. Endişelenmeyin, hayaliniz neyse gerçekleşecek.
Asya Mavi Sahnede |
Güzel bir gece çorba içmeden bitmez |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder