Bu ülkede her zaman erkekler konuştu.
Her konuda .
Üstüne kurulduğu toprak tepeden tırnağa kadınken üstelik. Analık müessesesine sıkıştırıp kadınlığı, o toprağı kadınların,anlarının (!) , kanıyla yıkadı adamlar.
Kadınların özgürlüklerine, çocuklarına , çocukluklarına , kadınlıklarına , insanlıklarına göz diktiler.
Bu ülkede tacize uğramamış , şiddet görmemiş kadın yok .
Babasından, kocasından , sevgilisinden , patronundan , oğlundan , devletten …
Bu ülkede kadına şiddet uygulamayan erkek yok.
Hoppa kadın , yollu kadın , kezban kadın , kafeslemeye erkek arayan kadın , kuyruk sallayan kadın, çok bilen kadın ,beceriksiz kadın ,çirkin kadın ,kahkaha atan kadın ,evlenilecek kadın, sevişilecek kadın …..
Maalesef yine bu ülkede hayat sadece erkeklere hizmet ediyor.
Güneş onlar için doğsun isteniyor , yağmur sadece onlara yağsın , en çok onlar bilsin , onlar her şeyin; adaletin, iktidarın ,evin, sokağın, seksin sahibi olsun isteniyor.
Ve böyle bir ülkede her sene Mart ayında birileri çıkıp orasını burasını mora boyayan kadınların fotoğraflarını oraya buraya asıp kadına şiddete dikkat çekmeye çalışıyor. Bak fazla konuşma konuşurken tipin buna benzer yediğin dayağın iziyle rezil olursun sokaklarda , seni o hale getiren adama da acırlar ‘’ ah kim bilir nasıl damarına bastılar adamcağızı da kadını o hale getirene kadar dövdü ‘’ derler fazla konuşma mı denmek isteniyor. Ya da’’ ay yazık bak ne kadınlar var ya biz alt tarafı üç beş hakarete maruz kaldık susalım hayatımızın kıymetini bilelim ‘’ mi dedirtmek isteniyor nispeten şanslı diğer kadınlara ?
Amacı ne bilmiyorum ama bu fotoğraflarla şiddeti kendine yaşam biçimi haline getirmiş bu erkek toplumunu hizaya getirmek amaçlanıyorsa bana düşen bir yeşilçam repliği ile karşılık verip '' Aptal olma cicim '' demek. Öz evladını gözlerinin içine bakarak öldüren bir adamın yüzü mora boyanmış manken kadının fotoğrafıyla yola geleceğini düşünmek …
İşte yine geldi malum gün , yine erkekler kadınlarımız analarımız onlar bizim başımız tacı olmalı evimizin çiçeği olmalı minvalinde bir şeyler mırıldanacaklar, sonra da Allahım ne kadar da duyarlıyım diyerek vicdanını yıkayacak önlerine çıkan ilk sinir bozucu durumun ‘’amına koymaktan (!)’’ da geri kalmayacaklar. Yemezler .
Siz o size sunulmuş mis gibi hükmen galip sayıldığınız hayatlarınızda yılın bir günü çıkıp kadınlar çiçektir deyince olmuyor o işler.
Nasıl oluyor diye soran çıkarsa aranızdan ilk olarak dünyanın merkezi sandığınız penislerinizin boyunduruğundan çıkıp , penisinin götürdüğü yere değil aklının ve vicdanının götürdüğü yere ilerle. Bir ışık göreceksin onu takip et bak orada bir şey yazıyor okuyabildin mi , kadın ana da değildir , çiçek de değildir , kutsalda değildir , Kadın insandır yazıyor. Eğer isterse içinden dünya çıkarabilen bir insan.
Işığı kendi imkanlarınla bulamam diye de korkma zorda kaldığınız her durumda ,doğal olarak, size yardım etmiş ‘’kız mı kadın mı belli olmayan birileri’’ - kalabalıklar üstelik - bu düzenin,sistemin,dünyanın,doğanın sahibi olmadığınızı sadece bir parçası olduğunuzu siz de anlayın diye Bilal’e anlatır gibi anlatıyor; elbet bir gün anlayacaksınız siz de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder