YASAK

Sana yasak olmayan birine yasak olmak …
 Şu yasak  elmayı yemeseydik de şarkının dediği gibi zehir zıkkım olmasaydı bal badem.
 Yıllar önce ben o zamanlar hayatı pek de sallamadan, elimde t cetvelim mimarcılık oynuyorum. Fakülteye gidiyorum arkadaşlarımla kule dibinde  buluşup tekelden aldığımız biraları içip geçen kedinin kuyruk sallamasının şahane komikliğine şen kahkahalar atıyorum ve kendimi yeterince büyümüş hayatı çakmış sayıyorum.  
   Birbiri ardı sıralanan hafif gencecik günler geceler geçiriyorum ve bir gün okulda öğrenci işlerinde bizim fakültede olduğunu öğrenci işlerindeki memurun bas bas mimarlık fakültesi ile ben ilgilenmiyorum ilgilenen arkadaşım izinde diye bağırması ile öğrendiğim genç bir adamı görüyorum.

 
 
*****************


      Bir üniversitenin insanın dirhem dirhem yiyen departmanı olan öğrenci işlerinde kader ortağı iki zavallıydık. Bu kader birliği bizi kapıdan çıkar çıkmaz yer yer nahoşlaşan hakaretamiz sözler savurmaya sevk etti. E sonrası tanıştık ve arkadaş olduk . Arkadaşlık kurmakta çok da zorlanıyor sayılmazdım zaten .
   Öğrenci işlerindeki işleri koştururken fark etmeden biz baya baya konuşur olmuşuz , iki genç insan sık sık görüşen zaman geçiren ve birlikte eğlenen ..
Beklenen son …
 Artık arkadaş olamayacak kadar yakındık .

  Bir adamın gözlerine ve bedeninin her zerresine teslim olmak üzereydim biliyordum. Hayatımın tamamına yayılmıştı sadece o var gibiydi nasıl olduğunu hala anlayamadığım bir hızla oldu herşey hangi duygu ne zaman bir başkasına dönüştü. Dostluk nerede bitti aşk nerede başladı sevgim bu durumun neresindeydi hala bilmiyorum. Ama bir gün hayatın mükemmel akışını bozan o kilişe durum gerçekleşti kader tekerime çomağını soktu ben o adamın hayatında  biricik olmadığımı öğrendim . Benim evimde gönlümde odamda masamda dolaşan adam başka bir kadının da gönlündeymiş meğer.

Sonrası amalarla başlayan cümleler …
 
Ve inanmaya hazır aptal bir kalp …

Kız(a)mamıştım ben mutlaka mantıklı bir açıklaması vardı muhtemelen kırmak istemiyordu karşısındaki diğer kadını , en uygun zamanı bekliyordu söyleyecekti ben başkasına aşığım onun elini tutmaya karar verdim diyecekti emindim ben bundan.Oysa hayatımdaki herkes bu durum karşısında bana acil harekat planları hazırlayıp  final konuşmaları yazıyordu.  Ama anlayamıyordum nasıl oluyordu da benden başka kimse aramızdaki şeyin gerçekliğini fark edemiyordu. O adam beni seviyordu bundan emindim. Hayatımdaki herkes tutturmuştu bir güven , saygı …
  
 Gözümü neyin kararttığını bilmiyorum bir müddet devam etti sonra nasıl uyandım onu da bilmiyorum süreç uzuyor ben yasak bir ilişkinin bilinmezliğine sürükleniyordum.Bizi bir kenara bırabildiğim bir pazar gecesi o kadını düşündüm içinde bulunduğum durum nerden baksan bir ilişkiyi bozan gurursuz üçüncü şahısın haliydi.Olamazdı mümkün değildi öptüğüm adamın benden önce bir başka kadını öpmüş olabilme ihtimali ruhumu kemirirken hala bu durumu bilmeyen o kadına bunu yapamazdım. Birilerinden nefret etmeliydim ama bulamıyordum.Biz birbirimizi tamamlıyorduk zaten gerçek olan bizdik . O gece karar verdim bu böyle olmazdı o ya bana gelecekti ya da bu ilişki bitecekti. Bu şekilde yaşamam mümkün değildi. Dedim git o kadına yaptığın bu haksızlığa beni ortak etme, bu güne kadar olan her şeyin vicdan azabı bana yeter.Gitti ve ben kendimi üstümde mont koltukta ağlarken buldum . Birileri gelip gidiyor göz yaşımı siliyordu hayal meyal hatırlıyorum hala net değil . Kıpkırmızı bir tutku ile bağlandığım o adam elimi aşkla tutmaya cesaret edememişti. Vücudumuzu yakan tutku iki gönle bir aşk edememişti.
  Kendimi karşılıksız bir teslimiyetle ömrüne sermiştim gözünde kayboluyordum. Bİr bakışında içim erirken bir gel demesine sahip olduğum hayatı bir çırpıda yakabileceğim o adam bana gelmemişti.
 
 Üzerimden hayat  geçti , gönlüm dünyanın etrafından  geçen iki kışın ardından daha serinlemiş, aklımı duyar olmuştu . Haklı çıkmışlardı dostlarım güven ve saygı çok önemliydi  Ben güvenilmez  ve hayatındaki insanlara saygı duymayan bir adama aşık olmuştum. Çok gün ve gece geçti  olmazı her haliyle kabul edebildiğim o kritik eşiği geçtim.  Olmazı kabul ettim yanlış bir adamı sevmiştim. Yalnız sevmiştim. Tek başına üç kişilik bir ilişki ile sınanmıştım ama ruhumda birkaç ufak sıyrıkla kurtulmuştum. Çok şükür, eğer bir adım daha atsaydım ruhum altında kaldığı enkazdan sağ çıkamazdı şimdi bunu çok daha iyi anlıyorum.
   
Bugün uzak bir anı olan o sonbaharın üzerinden tam on yıl geçti ben otuz iki  yaşında bir kadın oldum. Bir çok aşktan geçtim yolumda yürürken, yorduğum yorulduğum zaman zaman yaralandığım ve belki de benim de başkalarını yaraladığım aşk oyunlarında sınandım, büyüdüm , değiştim …
  
  Ama aklımda tek bir soru yıllardır soramadığım tek bir soru ?
  Nasıl ?
 Nasıl oldu da bana yasak olmayan bir aşkın içinde kendini bana yasak edebildin ?
  Nasıl oldu da iki kadını  birden aynı aşkın karasında boğabildin ?
    Nasıl yaptın ha
                   neden yaptın ?  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...