AH ACININ ÜLKESİ ... AH AH'LAR ÜLKESİ

Hayat hakında söz söyleyebilecek kadar gün ve gece nefes aldım mı bilmiyorum ? Nüfus kağıdımın açıkladığı sayılarla ve mekanlarla da pek işim yok … 
Söz söylemeye hep çekindim, çekiniyorum ve muhtemelen de çekinmeye devam edeceğim .
 Fakat  bu garip çekingenliğime inat zihnimde de dilimde de hep kelimeler …
 Söz olamasalar da oradan oraya sıçrıyor kelimeciklerim…
Kimseye şu şöyledir bu böyledir diye kesin cümleler kuramayacağım sanırım bir ömür zira hayat son ana kadar hep bir anlamlandırma çabası…
 Ama hisler öyle değil aklın acizliği karşında kalp her zaman ağır başlı bir bilgelik sergiliyor.
 İşte bu ülke kocaman bir kalp gibi  tüm bilgeliğiyle dururken, bağrını insanlığa açmışken ,insansoyu acıyla suladı toprağı .. 
O yüzden belki de biz bu topraklarda akıl yoluyla değil acılarımızda birleştik.
Dağlar acılarımıza paralel uzandı bu ellerde hep …
  Küçücük çocuklar öldürülüyor bu ülkede hala , koca koca adamlar meydanlarda bağırıp çağırıyor, profesörler , yazarlar , bilim insanları, gazeteciler konuşuyor … 
Psikologlar , doktorlar açıklamalar yapıyor …
Akıl almıyor kulak duymuyor ama kalp sızlıyor sessiz isyanıyla …

Yüz binlerce kalbin omuz verdiği tabutlarda gömülüyor yaşanmamış, 
yaşanamayacak çocukluklar ….   

  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...