HİKAYE ANLATICILIĞI ATÖLYELERİ





    1. MODÜL :   DUYULAR, İMAJLAR, HİKAYELER

 
İllüstrasyon: Marc Potts

“Duyuların dışında hiçbir şey ruhu sağaltamaz, tıpkı ruhu duyuların dışında hiçbirşeyin sağaltamayacağı gibi.”
Oscar Wilde

Bir çin atasözü; bir imaj, binlerce kelimenin anlatacağından daha fazla şey söyler, der. Hikaye Anlatıcılığı;  kelimeleri, sesleri, bedenin hareketini ve bazen de sessizliği kullanarak, imajlar yaratma sanatıdır. İmajlar, anlatıcı ve dinleyiciyi birbirine sıkıca bağlayan bir bağdır. Lakin bunun gerçekleşmesi, anlatıcı, hikayenin imajlarını görebiliyor, koklayabiliyor, hissedebiliyor, tadabiliyor ve  duyabiliyorsa mümkün olur. Anlatıcı işte o zaman dinleyicisini de hikayenin dünyasında yaşatır, böylece hikaye ile dinleyici arasında ki bağ da kurulmuş olur. İmajlar dünyasına girmek için duyularımızı aktive etmemiz, daha çokta dünya ile duyularımız üzerinden bağ kurmamız gerekir. Duyular aracılığı iç dünyamızda oluşan imajlar, hikayeleri besleyen can damarları gibidir. Yeri gelir bir koku bize çocukluğumuzdan bir hikayeyi; bir ses, unutamadığımız bir anıyı  anlattırabilir.  İmajları aktarabilmek, yani iyi bir hikaye anlatıcısı olabilmek için, önce imaj dünyamızın ne kadar zengin olduğunu ve bu zenginliği kullanarak duyularımız aracılığı yaratıcı kaynaklarımıza nasıl ulaşabileceğimizi keşfetmemiz gerekir. Bu atölyede, ağırlıklı olarak hikaye anlatıcılığının temel noktası olan duyuları tanıma ve keşfetme üzerinde duracağız. İçinde bulunduğumuz “gerçeklikle”  tamamen duyular aracılığı  ile bağ kurduğumuzda, “gerçekliğin farklı boyutlarını keşfedebilir miyiz?’’, “Bu keşiflerimizi yeni hikayeler oluşturmak için kullanabilir miyiz?” sorularının cevaplarını birlikte arayacağız. Ve devamla bu keşiflerimizi hikaye anlatıcılığı sanatında nasıl kullanabileceğimizi de öğreneceğiz. Ayrıca kendi hikayelerimizi oluşturacak, bunları spontan olarak anlatma yollarını da birlikte araştıracağız.
Bir varmış bir yokmuş demeden önce, duyularımızın hikayelerin dünyasını açan bir anahtar olduğunu keşfetmek isteyen herkesi bu atölyeye beklerim.

Atölyenin çalışma başlıkları

  •    Duyularımı yeniden keşfediyorum
  •   Kendi hikayemi yazıyorum / anlatıyorum
  •    Doğaçlama
  •   Spontanlık
  • Beden bilinci
  • ·         Seyirci ve dinleyici ile etkileşim

Ne zaman: 27-28 Eylül 2014-09-13 , 10.00-17.00
Nerede: Galata Şifahanesi
Ücret:  Tam: 350 TL, Öğrenci: 300 TL
Katılımcı sayısı: min.6, max.20 kişi
Eğitmen: Nazlı Çevik

NOT: Bu atölyeye katılmak için lütfen masalanlaticiligi@gmail.comadresine mail atınız.




NAZLI ÇEVİK HAKKINDA

Foto: Filiz Telek

1980 doğumlu olan Nazlı Çevik, Hikaye Anlatıcısı - Tiyatro ve Dans Pedagoğudur. 1999 yıllında İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinde okurken Tiyatro ve Çağdaş Dans ile tanışmış ve sanatı kendine meslek olarak edinmeye o yıllarda karar vermiştir. Tiyatro Manga ve Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Deneme Sahnesinde Tiyatro Eğitimini, Oluşum Drama Enstitüsünde de Drama Liderlik Programını tamamlamıştır. Ayrıca ÇADTAL adlı dans grubunda dans etmiş, ÇATI, Dans Buluşma gibi birçok kurumda Modern ve Çağdaş Dans, Kontakt Doğaçlama, Yoga, Butoh derslerine katılmıştır. İstanbul'da çeşitli anaokullarında ve okullarda 4 yıl drama liderliği yaptıkta sonra, 2007 yılında Berlin'e gidip, 2008- 2011 yılları arasında Berlin Sanat Üniversitesi'nde Tiyatro Pedagojisi alanında Yüksek Lisans Eğitimini tamamlamıştır. Hikaye Anlatıcılığı ile yüksek lisans eğitimi esnasında Prf.Dr. Kristin Wardetky sayesinde tanıştıktan sonra, bu alanda Almanya ve Avrupa'nın en önemli isimleriyle çalışmıştır. 2011-2013 yılları arasında yine aynı üniversitenin 1.5 yıl süren 'Künstlerisches Erzählen, Storytelling in Art and Education- Sanatsal Anlatım, Eğitimde ve Sanatta Hikaye Anlatıcılığı' programını bitirmiştir. Ayrıca Berlin'de, Koreograf ve Dans Pedagoğu olan Nadja Raseweski'den 'Yaratıcı Dans ve Okul' eğitimini aldıktan sonra, Dock11 Çağdaş Dans Okulunun 'Dans Pedagogluğu' eğitimini de başarıyla tamamlamıştır.

Çocuklara ve yetişkinlere Türkiye’de ve Almanya’da türkçe ve almanca hikayeler anlatan Nazlı Çevik, 2013 Mart ayından beri İstanbul’da yaşamaktadır. Ayrıca İstanbul’da ve farklı illerde Hikaye Anlatıcılığı eğitimleri vermekte, Hikaye Anlatıcılığının Türkiye’de yeniden hatırlanması, geliştirilmesi ve uluslararası platformlara taşınması için çalışmalarına devam etmektedir.

Gerçekleştirdiği Kimi Projeler:

  •       2014 Berlin Bode ve İslam müzesinde çocuklar ve gençler ile atölyeler tasarlama
  •         2013 1. Uluslararası Şirince Masallar Festivali organizasyonu, küratörlüğü ve masal anlatıcılığı
  •        2009-2013 yıllarında Berlin çapındaki okullarda ve yuvalarda sürdürülmekte olan 'ErzählZeit (Anlatım Zamanı)' adlı Projede, farklı kurumlarda (okullar, kültür merkezleri, yuvalar) ve Festivallerde Hikaye Anlatıcılığı
  •         2012’de Kadınlarla “Frauen Geschichten aus dem Brunnenviertel (Brunnnen Mahallesinden Kadın Hikayeleri)” adlı Hikaye Anlatıcılığı projesini gerçekleştirdikten sonra, yine aynı grupla bu projenin devamı olan ikinci projenin ‘Bana Bir Masal Anlat Anne’ yönetmenliği
  •        2010-2013 yılları arasında Astrid-Lindgren Çocuk Tiyatrosunda TUKI (Tiyatro ve Anaokulları) adlı projede ve Paradiesvögel adlı yuvalarda ve SOS Çocuk, “Theater im Urlaub (Tatilde Tiyatro)” adlı dernek bünyesinde İtalya’da çocuklarla tiyatro, dans ve hikaye anlatıcılığı
  •      2012’de Berlin’in Çağdaş sanat Müzelerinden biri olan Hamburger Bahnhof’da gençlerle ‘Heimspiel (Memleket Oyunu)’ adlı Performans projesi
  •        Tiyatro Pedagogları mesleki eğitim semineri olan 'SICHTEN XIII' (2011) de çok kültürlü tiyatro alanında Atölye Çalışmaları
  •        2009-2010 yıllarında Ballhaus Naunynstraße adlı Tiyatroda, Koregraf Canan Erek ile birlikte 'Die Wunschreisse (Arzulanan Yolculuk)', 'Klassenfahrt (Sınıf Gezisi)', adlı Dans Tiyatroları, yine aynı tiyatroda 2011 yılında 'TUSCH' (Tiyatro ve Okul) projesi kapsamında 'Endlich (Sonunda)' adlı Dans Tiyatrosu
  •        Berlin Sanat Üniversitesi'nde (2010) 'Woher und Wohin (Nereden Nereye)' adlı Dans Tiyatrosu
  •       Çocuk Sanat Akademisinde (2011) 'Weissnicht (Bilmiyorum)' adlı Dans Tiyatrosu
  •       Moses Mendelsohn Lisesinde (2010) 'Mein Leben ist voller Glück (Yaşamım Mutlulukla Dolu)’, (2012) ‘Wir haben es drauf (Bunu yapabiliyoruz)’ adlı Tiyatro Oyunları



İç Ses - 5

Doğru mekan doğru zaman doğru insan …
Mükemmel aşkın tarifi …
Üç bilinmeyenli denklem üç değişken …
Bu aslında üzerine çok da konuşulmaya gerek olmayan bir durum , çok fazla insan hem fikir bu mükemmel denklemin sonucunun mükemmel ilişkiye çıktığına.
Ama ya yanlış zamanlı , yanlış insanlı aşklar, aşklarımız ne olacak …
Aslında pek ilkel bir mevzu çevresinde debelenip durmalarımız ne olacak ?
Kim çözecek bu durumu ?
 Nasıl oluyor da o yanlış insanların yataklarında uyanabiliyoruz  ?
Terk edilmelere , aldatılmalara , yok sayılmayalara , saygısızlıklara rağmen nasıl oluyor da kalp bir yanlışa bu denli heyecanla çarpıyor ?
   İki çocuk sahibi kadının kendini aldatan kocasını defalarca affedebilmesi, her barışmada dünyasını kaplayacak kadar büyük bir ümitle yeniden sevişebilmesi , nasıl olabiliyor ?
  Küçücük bir sevilme umudu uğruna ,sonu olmayan bir şeylerin kenarında köşesinde ya da içinde debelenmeler neden ?
   Korkunç yalnızlıklarımız mı bizi yanlış olanın yanına,yöresine,masasına hayatına sürükleyen ?
   
Peki ...

Yanlış zaman, yanlış mekan yanlış insan denkleminin sonucu nereye çıkar  ?

So after an absence of two years I am back running 'The Sea Garden' again.....It still feels a little strange being back in the shop, but the welcome I have received from both villagers and visitors over the last few days has been quite overwhelming - thank you!







I bought this Victorian dress in the summer especially to put in the shop window. I thought I would try it on for fun and to my surprise it fitted like a glove. My friend Jan took a couple of photos of me wearing it....


So you never know, you might see me in it in the shop sometimes!

The Sea Garden, Portscatho, South Cornwall
Open every afternoon during September
1 - 5.30pm

except for the following dates: 19th, 20th, 21st, 22nd and 30th September when I will be attending fairs.

2014-15 DÖNEMi HİKAYE ANLATICILIĞI ATÖLYELERİ


İstanbul’da yaptığım hikaye anlatıcılığı eğitimleri önümüzdeki dönemde de yenilenmiş halleriyle devam ediyor. Nasıl ki hikayeler anlatıcısının dilinde, her anlatıldığında farklı anlatılır. Nasıl ki anlatıcı değiştikçe hikayesi de değişir. Aynı şekilde ben değiştikçe/dönüştükçe atölyelerim de değişip dönüşüyor, farklılaşıyor. Geçmiş dönemde yaptığım atölyelerden gelen geri bildirimleri, keşfettiğim yeni heyecanlarımla harmanlayarak farklı atölyeler planlamaya devam ediyorum. Bunlardan ilki “Duyular, Beynimiz, İmajlar, Hikayeler ve Anlatım Sanatı arasındaki ilişkiyi kavrama” diğeri ise “Çocuklar için Masal Anlatma” atölyeleri olacak. Bunların dışında; yeni dönemde, Almanya’da aldığım eğitimlerim esnasında birlikte çalışma fırsatı bulduğum, Avrupa’nın en iyi hikaye anlatıcıları ve eğitmenleri hocalarımı İstanbul’a davet ediyorum ve yeni karşılaşmalarda yeni hikayeler doğmasını ümit ediyorum :) Atölyelerle ilgili ayrıntılı bilgileri çok yakında paylaşacağım. İlginizi çeken atölyeleri ve tarihleri şimdiden not etmenizi tavsiye ederim :)


HİKAYE ANLATICILIĞINA GİRİŞ 

Ne: Duyular, Beynimiz, İmajlar, Hikayeler ve Anlatım Sanatı arasındaki ilişkiyi kavramak
Ne zaman: 27-28.09.2014
Atölye Yürütücüsü: Nazlı Çevik


ANLATICILIK ALEMİNE YOLCULUK

Ne: Masal anlatmaya başlıyoruz
Ne zaman: 08-09.11.2014
Atölye Yürütücüsü: Nazlı Çevik



İLERİ SEVİYE ANLATICILIK EĞİTİMİ
 
Ne: Anlatıcılık sanatında derinleşme. Peri Masalları ile çalışıyoruz
Ne zaman: 13-14.12.2014
Atölye Yürütücüsü: Suse Weise (http://www.suseweisse.de)


HİKAYE ANLATICILIĞI VE BEDEN KULLANIMI

Ne: Hikaye Anlatıcılığında konuşan beden
Ne zaman: 24-25.01.2015
Atölye Yürütücüsü: Ragnhil A. Morch (www.ramorch.com)
Kimler için: Bu atölyeye hem yeni başlayanlar hem de daha önce hikaye anlatıcılığı eğitimi almış olanlar katılabilirler.


İLERİ SEVİYE ANLATICILIK EĞİTİMİ

Ne: Norveç Masalları ile ileri seviye anlatıcılık eğitimine devam ediyoruz
Ne zaman: 21-22.02.2015
Kim: Heidi Dahlsveen (http://www.dahlsveen.no)
Kimler için: Bu atölyeye hem yeni başlayanlar hem de daha önce hikaye anlatıcılığı eğitimi almış olanlar katılabilirler.


MASAL ANLATICILIĞI

Ne: Masal Anlatıcılığını keşfetmek
Ne zaman: 07-08.03.2015
Atölye Yürütücüsü: Nazlı Çevik


ÇOCUKLARA NASIL MASAL ANLATMALIYIM?

Ne: Çocuklara masal anlatırken nelere dikkat etmeliyiz?
Ne zaman: 28-29.03.2015
Atölye Yürütücüsü: Nazlı Çevik



HİKAYE ANLATICILIĞI 

Ne: Hikaye Anlatıcılığının temel metodları
Ne zaman: 16-17.05.2015
Atölye Yürütücüsü: Ben Haggarty (http://benhaggarty.com/)

Kimler için: Bu atölyeye hem yeni başlayanlar hem de daha önce hikaye anlatıcılığı eğitimi almış olanlar katılabilirler.




Preparations....




I am busy preparing for my next trip in the van, firstly up to the Cotswolds for the Cotswolds Vintage Fair on Saturday 16th (see side bar), and then down to West Sussex for 'The Summer Brocante' at Wisborough Green on Saturday 23rd August, both of which I am very much looking forward to. And I shall have a week in-between to explore a little bit more of the country! I especially love the area around Broadway, just a few miles from Toddington where the Cotswolds Vintage Fair takes place. Snowshill Manor is a must (surely the most fascinating house anywhere), and the gardens of Kiftsgate and Hidcote as well as all those beautiful cottages and the rolling Cotswold hills....


So I thought I would show you a taster of what will be on my stall: new 'Packs of Inspiration' above; some of which contain blank cards with envelopes so that you can enjoy making your own cards...... 
Little tins containing a mixture of mother-of-pearl buttons, vintage beads, freshwater pearls and Swarovski crystal......


and a charm necklace assembled from an old key and some vintage buttons and beads.




New butterfly cards.....



There will be quite a selection of lace for sale, both machine-made and hand-done, ranging from fine lace trims to larger net pieces.




Cards depicting old clothes patterns from the 40's, 50's and 60's, ornamented with a swatch of vintage fabric and a button.




Old French paper roses, presented with a hand-made label, make a simple and romantic gift.


I do hope to meet some of you at either one of the two fairs....for more info just click on the pictures on the sidebar and see below.
xxx



Lucy Haywood of 'Love Lane Vintage' presents 'The Summer Brocante'
75 hand-picked exhibitors selling a wonderful array of country antiques, textiles, homewares and hand-made treasures

11am - 5pm
Plenty of parking
Wisborough Green, West Sussex


Entrance £4



There will be a cricket match on the village green and summer lunches served alongside hedgerow inspired cocktails and real ales.....a taste of England at its best (could we just order some nice sunshine too please?)







İÇ SES - 4

Gün geçmesin ki insan soyu olarak ardı arkası kesilmeyen aptallıklarımıza şaşırıp kalmayayım ..
Kendimizi her şeyin sahibi sanalıberi zaten saçmalamaların, zalimliklerin önünü alamıyoruz. Kendimizi doğaya koyveremediğimiz için eşsiz uyum içindeki düzende ayrık otlarıyız .
  Kadın ve erkek cinsi olarak bir de birbirimizi anlama çabasıdır ki oh yeme yanında yat ! Daha mevzuyu genelleyip ‘’insan ‘’ deyip adını koyup içinden çıkamamışken bir de ikiye ayırıp bu iki tür arasındaki dengeler ,çekişmeler, sevmeler, sevişmeler üzerine kafa yormaya çalışıyoruz. Hayır bir de işe yarasa , yani mesela bazı kafalı (!) kimseler televizyonu buluyorlar üzerine biri bişey ekliyor biri bişey daha derken koca televizyon hooop cebe giriyor bir gelişme var sonuçta. Bu kadın erkek meselesinde o da yok . Anamda ananemde ben de oturup aynı mevzu üzerinde konuşup ‘’dertlenebiliyoruz’’ .
   Ama yiğidi öldür hakkını ver demişler bizim nesil biraz geliştirdi bu işleri ,komple ortadan kaldırabiliriz, yani o kadar çok kendimizi sevmeyi öğrendik ki başkasını sevmeye sıra gelemiyor,bu da ayrı bir konu tabi . 
Ama yine de bir klişeler zinciri şeklinde herkes yalnızlıktan şikayetçi ama kimse kişisel sınırlarına girilmesine tahammül edemiyor.. Bir de bunun üstüne günümüzün önlenemez hastalığı modern kibarlığı ekle ohhhh haydi bakalım dünyanın en klişe durumu üzerinden derin stratejiler, mesailer, kar zarar tabloları … Yahu insan kendini ve dünyayı tanımaya bir ömür verirken nasıl başkasını da tanıyacak da onun hareketlerinin ardındaki fikri bulacak da ona göre bir tavır sergileyecek ….Açık olsana be insan . Ya ama olur mu gizemli oynamak lazım ! falan , öyle çok konuşmamak , anlatmamak  gerekir.Kuralları iyi bilmek lazım , konuşma aralıkları çok ciddi kıstaslarla belirlenecek sevgi belli edilmeyecek asla kıskanma reaksiyonları verilmeyecek sonuçta modern dünya !! Tabi öncesinde ilgilendi mi, hoşlandı mı ,ay ne demek istedi ,yok yok sıradan bir ilgi, aman hemen kaptırmamak lazım , bak oğlum çok yüz verme gelir eve postu serer şeklinde akıl öğretileri , ya kızım daha neler ya tabi ki istediğinle gezersin o kim ki şeklinde özgürlük nidaları ve şimdi aklıma gelmeyen  bir sürü saçma şey .
 Peki tüm bunlar neden ?
Çünkü insan dediğimiz canlı türüne rahat  batıyor , yahu rahat olsana tamam anladık öyle dağlar delinip su getirilmeyecek bu çağda , kimse kimsenin ardından yıllarca beklemeyecek ama be insanevladı yapacağın alt tarafı birbirini seveceksin işte, nedir yani olayı allayıp pullamaya değer şey , nedir bu entirika ihtiyacı . Yenmek yenilmek üzerine hesap yaparak yaşayıp sonra da hesapsız aşklara özenmeyeceksin . Ya kabul edeceksin ben en çok beni seviyorum oh çok tatlı kendimle uyumak diye ya da biraz akıllı olacaksın . Açık olacaksın samimi olacaksın hiç öyle oyunlara bilmem nelere girmeyeceksin. Yani aptallaşmayacaksın tatlım benim .

  Değil mi ama yani ?

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...