Masal Anlatıcılığı Nedir?
Masal anlatıcılığı kadim zamanlardan beridir süregelir ve dünyanın her yerinde karşımıza çıkar. Kültürden kültüre farklılıklar gösterir. Bunlar; anlatım tarzları, anlattıkları hikâyeler, toplum içindeki görevleri gibi öğeler olabilir. Masal anlatıcılığının kökleri şamanizme dayanır ve o zamanlardan bu yana insanları iyileştirmek, varoluşlarını hatırlatmak, ortak bir zaman ve alan yaratmak için anlatılır. Burada Mircea Eliade'den bir alıntı yapmak istiyorum;
“ Topluluk için önemli olan olaylar sırasında – bol bir hasat, seçkin bir üyenin ölümü, vb – bir tören evi (marapu) yapılır, bu nedenle de anlatıcılar Yaratılış'ın ve Atalar'ın öyküsünü anlatırlar. Bütün bu olaylar dolayısıyla, anlatıcılar büyük bir saygı ve sevgiyle “başlangıçlar'ı, yani sahip olunan şeylerin en değerlisi olarak korunması gereken kültürün kendi ilkelerinin oluştuğu an'ı anımsatırlar.”
Masal anlatıcısı kabilelerde çok önemli bir yere sahiptir, genelde masal anlatıcısı bir hastalık, büyük bir kaza, bir düş sonrası anlatıcı olur ve masal anlatmaktan başka çaresi yoktur. Masal anlatıcılığı hem çok saygı gören bir iştir hem de zor koşullarından dolayı korkulan bir de tarafı vardır. Eski Türk geleneklerinde masalcılar bir işte ya da tarlada çalışmazlar sadece masal anlatıp kişilerin verdiği yiyeceklerle yaşamlarını sürdürürlermiş.
Bu noktada “masal” ve “mit” ayırımına da değinmek isterim. Kabile geleneklerinde masal, ateş başında tüm topluluğa anlatılır, ancak mitler sadece kabilede erginlenme töreninden geçenlere anlatılır. Çünkü mitler, kutsal sözlerdir. Onları anlatmanın kuralları vardır, örnek vermek gerekirse gündüz mit anlatılmaz, mutlaka gece anlatmak gerekir, anlatım kesinlikle yarım bırakılmaz gibi.
Ben bu yazıda “masal anlatıcısı” diye ortak bir terim kullanacağım. Bu noktada masal anlatıcısı; mit, masal, hikâye, mesel, fıkra, anı, destan, dinsel öyküler, kahramanlık hikâyeleri, efsane gibi türlerde anlatım yapabilir. Bunlar farklı isimlerle adlandırılıyor bizim geleneğimizde. Bazılarından kısaca bahsetmek isterim.
Meddahlık, kültürümüzde ve geleneksel sanatlarımızda çok önemli bir yere sahip olan bir masal anlatıcısıdır. Meddahlar, genellikle büyük şehirlerde, kahvehanelerde, köşe başlarında, berber dükkanlarının önünde hikâyelerini anlatılarmış. Meddahların en önemli özellikleri çok iyi bir taklit yeteneğine sahip olmaları. Bir meddah anlatımında her karakteri ustalıkla ve birebir taklit etme yeteneğine sahipmiş. Öyle ki dinleyiciler, bazı meddahların sırf o taklidini görebilmek için koşup onu dinlemeye gelirlermiş.
Dengbejler, kürt masal anlatıcısıdır. “Kılam” adında deyişler söylerler ve destanlar anlatırlar. Anlatımları hem şarkı hem söz içerir. Gırtlaklarını çok iyi kullanılar ve seslerinin formlarını değiştirerek dinleyiciler üzerinde derin etkiler bırakırlar.
Âşıklar, yâr elinden bade içenler ve badesizler diye ikiye ayrılır. Yâr elinden bade içenler ya rüyalarında ya bir hastalık sırasında bir güzel görürler bu yaşlı bir derviş de olabilir ve o kişi onlara bir yiyecek verir ya da bade içirir sonrasında kişi âşık olur ve başlar elinde sazla anlatmaya, türkü söylemeye, badesizler de onların yanlarında yetişen çıraklarıdır.
Masal anaları ve masal ataları köylerde olurlar, onlar akşamları genelde kendi evlerinde çevrelerine insanları toplayıp masallar anlatırlar. Gezgin masalcılar da köyden köye dolaşıp her kaldıkları köyde konaklayıp ve halkın verdiği yiyeceklerle yaşamını sürdüren masal anlatıcılarıdır.
Bir masal anlatıcısı neden masal anlatır?
Temel olarak baktığımızda masallar, geleneği aktarmak için çok güçlü birer araçtır. Kökleri hatırlamak, kutsal olanla bağlantıyı korumak için anlatılır masallar. Bir yandan da toplumsal kuralları aktarmak, toplum yaşayışını ayakta tutmak için, adaleti anlatabilmek ve hissettirmek için anlatılırlar. Eski zamanlarda avcılar, ava çıktıklarında onlara bir de masalcı eşlik edermiş. Masalcı masallarını anlatarak, Tanrıları onurlandır ve Tanrılar da o avda acılara iyi avlar sunarlarmış. Aynı zamanda masal anlatıcıları masalları, keyifli vakit geçirmek için, neşelenmek için, bir arada olmanın mutluluğunu yaşamak için anlatır.
Söyleyecek bir sözün olması, anlatacak bir hikâyenin olması masal anlatıcısı olmak için güzel ve güçlü bir sebeptir. Kadim zamanlardaki gibi "hayatta kalmak" için anlatır masal anlatıcısı ama bugünün "hayatta kalma" durumu daha farklı. Ben bir masal anlatıcısı olarak ruhumu kurtarmak için masal anlatmaya başladım. Sadece modern dünyanın kurallarına uyarak, yaşamak için yaşamak yerine daha zengin olmak ve bu zenginliğimi paylaşmak için masallar anlatmaya başladım.
Günümüz masal anlatıcılığı...
Ülkemiz ve dünyada son yıllarda çok güzel bir şey oluyor. Masal anlatıcılığı yeniden doğuşun içinde. Aslına bakılırsa, masal anlatıcılığı hiç ölmedi. O zaman bu yeniden doğan nedir?
Şehirlerde, birbirinden farklı topluluklara masal anlatan kişiler “Modern Masalcılar” Geleneksel olarak bakıldığında bir köyde, belli bir topluluğa masal anlatmaktan, ibadet için masal anlatmaktan, iyi bir av için masal anlatmaktan ya da “yâr elinden bade içmiş olmak”tan daha farklı bir yerde modern masal anlatıcılığı.
Masal anlatıcısı, masal performansları düzenliyor ancak bunlara tam anlamıyla performans sanatı diyebilir miyiz? Masal anlatıcısı, kendi sözlerini de performans sırasında söylediği, seyirci ile birebir temas halinde olduğu, her anının doğaçlama geliştiği bir performans yapıyor. Bu noktada masal anlatıcılığını çağdaş bir performanstan ayıran şey temelde “masal”. Performans sanatının “köksüz” olmasının aksine masal köklere bağlanıyor.
Masal, anlatıcıyı geleneğe bağlıyor ama tek bir geleneğe değil. Geleneksel masalcılar gibi sözlü kültürün içinde yetişmemiştir modern masal anlatıcısı. Yazılı kültürün içine doğmuş durumda, bu bakımdan her gelenekten masala kolayca ulaşıp, kendi değer yargıları ile sentezleyip o şekilde aktarıyor. Şehirlerde, her masal anlatımına gelen farklı insanlara anlatıyor ve ortak bir dil yaratmaya çalışıyor. Hayallerin, rüyaların, sıra dışı hayatın dili. Bu dilin unutulmaya başlandığı, bu çağda hayal ettiklerini seyircilere gördürmek için yola çıkıyor.
Masal anlatıcılığı, paylaşacak bir hikâyenin olması durumudur. Masal anlatıcısı “düş zamanını” - her şeyin bir olduğu, zamanın döngüsel olduğu dünya- hatırlamamıza yardımcı olur. Masal anlatıcısı, köklerimizle ve ruhumuzla yeniden bağlanmamıza vesile olur. Adalet kavramını hatırlamamızı ve onu hissetmemizi sağlar.
Modern masalcı, yazgılı olduğu yazılı kültür ile özlemini çektiği sözlü kültüre açılan kapıyı önce kendi içinde bulur, sonra diğerlerine yolu gösterir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder