Kırlangıç Kuşu Fıkrası

Kırlangıç Kuşu Fıkrası

Kırlangıç kuşu, geceyi geçirecek güvenli bir yer arıyormuş. Çok geçmeden şehrin tepesindeki heykeli görmüş. Bir prens heykeliymiş bu. Kırlangıç `Burada konaklayayım` diyerek heykelin ayaklarının dibine uzanmış. Tam uykuya dalacakken başına bir su damlası düşmüş. Kırlangıç gözlerini açmış `Yağmur mu yağıyor?` diyerek yukarı bakmış. Ne görsün! Prens şıpır şıpır gözyaşı döküyormuş. Kırlangıçın yüreği sızlamış. Uçup prensin koluna konmuş `Neden ağlıyorsun?` diye sormuş.

-`Çünkü çok uzakta yoksul bir ev görüyorum. Evin penceresi açık, içeride de bir kadın ağlıyor. Küçük oğlu çok hasta. Üstelik kadının ona ilaç alacak parası yok! Keşke yaına gidip ona yardım edebilseydim. Ama yerimden kımıldayamıyorum.` demiş prens.

Kırlangıçda üzülmüş bu duruma, o da ağlamış. Prens `Sen de benim gibi şevkatlisin, kılıcımın kabzasındaki şu yakutu görüyor musun? Onu kopartıp o yoksul kadına ***ürür müsün?` diye sormuş kırlangıca.
Kırlangıç, sabah erkenden yola çıkmalı, sıcak ülkelere göç etmeliymiş. Çünkü gittikçe hava soğuyor, göç etmek güçleşiyormuş. Fakat hasta çocuğa ve yoksul kadına yardım etmek için yola çıkmaktan vazgeçmiş. Güneş doğar doğmaz, prensin kılıcındaki yakutu sökmüş. Yoksul kadının evine doğru uçmaya başlamış. Eve varınca söz verdiği gibi, yakutu kadının masasına bırakmış. Prens, yoksul kadının, masasında bir yakut bulup nasıl sevindiğini görmüş. Artık o mutlu bir prensmiş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...