Horoson Dağlarında Peri Padişahı Masalı

Horoson Dağlarında Peri Padişahı Masalı

Bir zamanlar horasan dağlarında hiç ayak basılmamış yerlerde bir peri memleketi varmış. Tepede bir saray ve sarayda çok güzel bir kız varmış. Altın sarısı, upuzun saçlarıyla zarif, narin vücuduyla tüm peri erkekleri kendine âşık edermiş. Ama padişahın kızı olduğundan kimse yanına yaklaşamazmış. Kızın içinden geçenleri hiç kimse bilmezmiş. Kız ölümlü olmayı istiyormuş. Bir gün kralın oğlu ava çıkmış. Yanında seyisi varmış. Kralın oğlu atını kayalıklara doğru koşturmuş. Öyle bir yere gelmiş ki ucu görünmeyen bir kayalık. İnmiş, atına dereden su içirmiş. Kendide içmek için eğilmiş, avucunu açmış bide ne görsün, suyun içinde bir kız saçlarını kayanın üstüne sermiş, sırt üstü yatmış dinleniyor. Kralın oğlu seyisini çağırmış. Seyis gelmiş.
-Ne oldu? Ben rüya mı görüyorum? Bu derede bir kız var ama neresinde bir türlü bulamıyorum.
-Aman efendim ben bakayım. Demiş seyis.
-Efendim o kız derede değil. Yukarda kayalıklarda dinleniyor. Onun gölgesi bu.
-Ama bu kız oraya nasıl çıkmış?
-Vardır onun bir kolayı kralım. Ben yolu biliyorum sen korkma olmasa havadan uçarım. Yinede sizi o kızın yanına ulaştırırım.
Atlarına binmişler. Seyis önden kralın oğlu arkadan yola koyulmuşlar. Patika yollardan çıkmışlar sonunda yolu bulmuşlar. Kızın yanına gelmişler. Kız da bunları görünce şaşırmış korkmuş kaçmaya başlamış. Kralın oğlu birdenbire kıza âşık olmuş. Seyis engel olmaya çalışmış. “Efendim kralın oğlu size hiçbir zararı olmaz.” Kız sormuş:
-Siz ölümlü müsünüz?
-Evet biz ölümlüyüz. Efendimiz size âşık oldu.
-Ama ben bir peri kızıyım babam beni asla vermez.
-Bizde sizi kaçırırız.
-Ama benim babamın çok askeri var. Onlar sizi öldürür.
-O zaman bizde gelip sizi babanızdan isteriz.
-Ben peri padişahının kızıyım ölümsüzüm.
-Olsun hiçbir şey umrumda değil ben size âşık oldum. Sizi istemesi için babamı yollayacağım. Yoksa ölürüm.
-Ben anneme söyleyeyim bakalım ne diyecek. Ona göre bir şeyler düşünürüm. Demiş peri kızı.
Kız çok bitkin bir halde saraya dönmüş. Annesi korkmuş. Acaba bu kız âşık olmasın. Diye geçirmiş içinden. Odasına gitmiş. Kız ateşler içinde kıvranıyormuş. Annesi hemen padişahın yanına koşmuş.
-Padişahım kızımız çok hasta ateşler içinde yanıyor.
Padişah çok korkmuş. “Acaba âşık olmasın.”
-Yok o sadece aynalı kayaya saçlarını kurutmaya gitti. Orada kızımızı kim görecek?
Padişah peri doktorlara haber salmış. En iyilerini hemen sarayda toplatmış.
-Benim kızımı kim iyileştirirse ona yanımda istediği makamı vereceğim.
Doktorlar kızı muayene etmişler. Ama kimse anlayamamış. Bir araya toplanmışlar.
-Biz şimdi padişaha ne diyeceğiz? İçlerinden biri
-Padişahımız biz kızınızda bir sorun bulamadık. Padişah çok kızmış.
-Bu nasıl doktorluk? Benim biricik kızım kaç gündür ekmek yemez su içmez bunun dermanı yok mu? Yeniden bunu araştırın yoksa doktorluğunuzu elinizden alırım. Size bir hafta müsaade. Demiş padişah.
Doktorlar ne yapacaklarını şaşırırmışlar. Düşünmüşler ne yapabiliriz periliğimiz durduruldu. İçlerinden biri; “kendinizi bir yoklayın bakalım” demiş. Bakmışlar kiminin periliği duruyor kiminin durmuyor. Periliği devam edenler hemen işe koyulmuşlar. Bir periyi araştırma yapması için saraydan kaçırmışlar. Peri kralın oğlunun kızı gördüğü yere gelmiş. Derenin derin olduğu yerde peri kızını resmi varmış. Doktor aynalı kayaya çıkmış. Etrafa bakmış. Yerde kralın oğlunun kılıcının kınından bir parçayı görmüş. Peri doktor insan kılığına girmiş. Parçayı alıp aşağı inmiş. Birde ne görsün; kralın oğlunun seyisi. Yukarı çakacağım diye seslenmiş. Çıkma demiş peri doktor ben senin aradığını buldum. O zaman beni oraya götür demiş. Beraber yola çıkmışlar. Peri doktor sen kralın oğlunun yanına git ne tarafta olduğunu bana göster demiş. ben oraya gelirim ancak bir pencereyi açık bırak demiş. seyis tamam demiş ve gitmiş. İçeri girmiş hava karamış seyis odaya girmiş pencereyi açmış. Kralın oğlu kalkmış. Ne oldu buldun mu demeden peri doktor içeri girmiş. Eğilip selam vermiş. Kralın oğlu sen kimsin demiş kılıcını çekmiş. Peri doktor elini kaldırmış. Parçayı göstermiş. Kralın oğlu hemen elini çekmiş. Parçayı görmüş başını eğmiş. Nerede buldun diye sormuş. Peri doktor da senin aşık olduğun yerde demiş. kralın oğlu sen nereden bilirsin demiş. peri doktor ben bilirim kız bizim kızımız ondan bilirim demiş. kralın oğlu şaşırmış. Ama o kız bana peri olduğunu söylemişti. Ben de babamı istetmeye yollayacağı söylemiştim ben onu gördüğümden beri uyuyamıyorum. Peri doktor bizim kızımız çok hasta aşık olmuş babası bütün doktorları topladı. Onun hastalığının çaresi bulunmazsa doktorluğumuz elimizden alınacak. Sen babanı gönder biz elimizden geleni yaparız demiş. Peri doktor saraya dönmüş. Arkadaşlar bir ip ucu buldum bu cezayı almayacağız demiş. herkes çok sevinmiş. Sabah olmuş kalkmışlar. Tüm doktorlar kızın yanına gitmişler. Hepsi sırayla muayene etmişler. Hepsi aşık olduğu konusunda hemfikirmiş. Padişaha bunu bildirirmişler. Padişah çok şaşırmış. Bu kız nereye gitti ki aşık olsun imkânsız demiş. karısını çağırmış. Hanım düğüne eğlenceye gittiniz mi? Karısı cevap vermiş.Yok efendim sana sormadan nereye gidebiliriz ki. Ama kızımız sadece aynalı kayaya gitti başka bir yere gitmedi. Demiş. padişah da tamam demiş. benim amcamın kızı da orada aşık olmuştu şimdi anladım. O kayada bir şey var onu araştırmam lazım. Doktorlarım orada ne olduğunu bilir. Karıncalar kralı kızı istemeye gelmiş. Dört gün dört gece sonunda horasan tepesine ulaşmışlar. Askerlerini biraz uzakta bırakıp seyisleriyle gitmişler. Periler bunları çok güzel ağırlamış. Sofralar kurulmuş, türlü yemekler yenmiş. Kral kızı istemiş. Padişah da ben bir kızıma sorayım bakalım ne diyecek? Demiş. Kızı çağırmışlar padişah sormuş: sevgili kızım karıncalar kralı seni oğluna istiyor sen ne dersin demiş. Kız çok sevinmiş. İsterim baba demiş. Padişah ama kızım onlar ölümlü biliyorsun değil mi? Hem çok uzaklardan geldiler sen buraya nasıl geleceksin diye sormuş. Kızı olsun babacığım ben ölümlü istiyorum hem uzak olsun önemli değil vardır onunda bir kolayı demiş. peri padişahı kralın yanına gitmiş. Ben kızımı veriyorum demiş. padişah herkese haber yollamış sarayımı en iyi şekilde hazırlasınlar kızımın düğünü olacak. Her şey mükemmel olmalı biz periler saltanatımızı kaybetmeyelim demiş. kral ben de haber salayım memlekete hazırlık yapsınlar demiş. peri padişahı hemen iki periyi yanına çağırtmış. Onlara dört asker alın küçük anka kuşunu da alın gak deyince su guk deyince etini verin demiş. kral hiçbir eksik olmasın diye talimat vermiş. Anka kuşu gelmiş. Askerler ve periler yola çıkmışlar. Karınca memleketine gitmişler. Orada askerler inmiş. Kralın oğlu ile seyisi binmiş. Memlekete de haber verip saraya dönmüşler. Herkes kralın oğlu ile seyisini çok güzel karşılamış. Kralın oğlu çok şaşırmış. Bunlar bize çok iyi davranıyorlar bunun içinde bir iş olmasın diye şüphelenmiş. Peri kızı çok ölümlü olacağı için çok seviniyormuş. Anası bunu duymuş çok üzülmüş. Kendi kendine acaba neden böyle söylüyor neden ölümsüzlüğü istemiyor ben bunu bir araştırayım demiş. peri birlik başkanına gitmiş. Benim kızım ölümsüzlüğü istemiyor bu durumu istemesi sevmesi için ne yapabiliriz demiş. başkan kıza soralım ona göre düşünelim demiş. odasına gitmişler. Bir de ne görsün anası kız kralın oğlunun kucağında oturuyormuş. Anası çok üzülmüş. Başkanın yanına dönmüş. Kızım ölümlüyü içeri almış başkanım demiş. başkan bu kızın amcası da ölümlüyle evlendi o da bizim hayatımızı sevmezdi kızın amcasına çekmiş. Demiş. kızı kendine bırak üstüne gitme diye uyarmış. Anası kabul etmemiş. Kızın odasına tekrar gitmiş. Kapıyı çalmış. Kız açmış ne oldu ana ne istiyorsun demiş. anası sen ölümlüyü neden içeri aldın bizim şartlarımızı neden kabul etmiyorsun demiş. kızı ben bu hayatı hiç istemiyorum ana onun için ölümlü olmak istiyorum beni affet demiş. anası ama kızım peri olmak çok güzel ölümlüleri türlü türlü şekillere sokarsın. Onlarla dalga geçersin korkutursun demiş. kızı ben öyle şeyleri sevmiyorum ana insan gibi görünüyorsunuz ama sonra peri oluveriyorsunuz. İnsanlara kötülük yapıp dalga geçiyorsunuz. Ben bunları küçüklükten beri hiç sevmezdim ama size söyleyemedim. Anası şimdi anladım benim verdiğim görevleri bu yüzden yapmıyordun demiş. evet anacığım sizden korktuğumdan yapmıyordum ama artık ölümsüz olduğum için üzülmeme gerek kalmadı. Beni kralın oğlu çok mutlu edecek. Sen her şeyi bana bırak ana demiş. anası peki kızım doğurduğun çocuklar ölümsüz olsun o zaman demiş. kızı onu da kabul ermemiş. Düğün dernek kurulmuş. Ama ana peri ortalarda yokmuş. Kız şüphelenmiş. Anam bir iş peşinde ama benim bunu öğrenmem gerek diye düşünmüş. Padişahın huzuruna çıkmış. Babacığım anam ortalarda yok nerede olduğunu biliyor musun? Demiş. padişah yok kızım bilmiyorum demiş. kız babacığım anam benim onlara gelin gitmemi istemiyor bana baskı yapıyor. Ben anamdan korkuyorum çok kötülük yapıyor. Padişah sen korkma kızım hazırlığını yap ben ananı buldururum demiş. kız hazırlığını yapmaya gitmiş. Padişah adamlarını çağırmış. Karımı bulun bütün kötü huylarını iyiye çevirin demiş. peri ana tüm iyi huylarıyla eve dönmüş. Hiçbir şey olmamış gibi kötülükleri unutmuş. Misafirleri çok güzel ağırlamış. Gülmüşler. Eğlenmişler. Her ülkeden davetli periler gelmiş. Kız çok mutluymuş. Sarayda bir hafta düğün yapılmış. Gelinin her şeyi hazırlanmış. Düğün bitmiş. Büyük anka kuşu hediyelerle gelmiş. Başkan dört tane daha kuş istemiş. Kuşlar gelmiş. Askerler binmiş. Gelin kralın oğlu seyisleri ve koruyucuları ayrı kuşa bindirmişler. Horasan tepesi ışıl ışıl olmuş. Oradan geçen keloğlan burada neler olmuş böyle demiş. bir de ne görsün rüyasında gördüğü kız oradaymış. Kızın yanına gitmiş. Sen benim rüyamda gördüğüm kız değil misin? Diye sormuş. Kız git başımdan kel başlı oğlan benim seninle ne işim olur demiş. keloğlan beni severken böyle söylemezdin demiş. ben hep seni düşündüm bu zaman kadar demiş. bu rüya mı şimdi diye sormuş. Kız tabi ki rüya gerçek mi sandın keloğlan git başımdan demiş. keloğlan tamam demiş ve oradan ayrılmış. Kuşlar havalanmış gak diyene et guk diyene su vermişler. Karınca memleketine ulaşmışlar. Kralın askerleri onları karşılamış. Davetliler onları bekliyormuş. Kız için hemen bir saray yapmışlar. hediyeleri saraya taşımışlar. Aradan zaman geçmiş. Bir kız bir oğlan çocuğu meydana gelmiş. Kral oğlunu çağırmış. Oğlum sen karını al horasana git torunlar dedelerini ananelerini görsünler demiş. yarın erkenden yola çıkın ama demiş. kralın oğlu tamam baba demiş. karısının yanına gitmiş. Karıcığım babam bizi horasana babanların yanına gönderiyor ne dersin gidelim mi demiş. kız gidelim tabi çok özledim babamları demiş. padişaha haber salmış. Kral seyisi çağırmış atları hazırlatmış. Kral torunlardan ayrılamazmış ben onlarsız ne yapacağım diye düşünürmüş. Hadi bakalım çıkın yola gelinim çok güzel tam bir peri kızı ama o hayatı sevmiyor demiş. Yola çıkmışlar horasana varmışlar. Padişaha haber gitmiş. Padişah da herkese haber salmış kızım torunlarım geliyor hazırlık yapılsın demiş. Hazırlıklar bitmiş. Kızı damadı ve torunları nihayet gelmiş. Padişah çok sevinmiş. Ben bir torun bekliyordum ama iki tane geldi demiş. Benim hiç oğlum yok her şeyimi bu oğlana bırakacağım demiş. Peri ana çok kızmış. Onlar ölümlü bırakacaksan benim kardeşime bırak demiş. Padişah senin kardeşine neden bırakayım o benim soyumdan değil ki demiş. Sen kendi payına düşeni kardeşine bırakırsan ona bir şey diyemem demiş. Padişah başkanı çağırın demiş yönetim toplansın demiş. Toplanmışlar padişah karımın payına düşeni ayırın benim tüm varlığım torunlarımın olsun bu evrak benim dosyamda olsun demiş. Peri ana çok sinirlenmiş. Çılgına dönmüş. Kayabaşından atmak için ikizleri kaçırmış. Kızı çocuklarını bulamamış çok meraklanmış. Padişaha gitmiş. Baba çocuklarım yok anamda yok demiş. padişah hemen askerleri toplatmış. Anka kuşunu hazırlatmış hemen harekete geçmişler. Damatla karısı yola çıkmışlar. Aynalı kayaya doğru hızla yol almışlar. Askerler oraya varmışlar. Peri ana tam ikizleri kayadan atacakken onu yakalamışlar. Başkan kuşu oraya indirmiş. Padişah ikizleri hemen korumaya almış. Karısının tutuklanmasına karar vermişler. Savcılar hakimler büyükler aynalı kayaya toplanmış. Orada karar vermişler. Damat ve peri kızı ancak gelebilmişler. Kız anasına koşmuş anacığım neden böyle yaptın? Anasının gözleri dönmüş ben oğlan doğuramadım onları çok kıskandım demiş. Ölmelerini istedim demiş. Kız çok üzülmüş. Ama ana ben senin kızın değil miyim? Onlar benim çocuklarım senin de torunların demiş. Anasının gözleri büyümüş ben bunları hep unuttum demiş. Torunlarını görmek istemiş. Yönetim izin vermemiş. Doktorlar gördükten sonra karar verilecek demişler. Padişah zararlı mı değil mi ona göre rapor isterim. Yoksa hepinizin periliğini elinizden alırım demiş. Periler padişaha tamam demişler. Karar verilmiş. Peri anayı kontrol altına almışlar. Peri hastanesine götürmüşler. Hepsi ayrı ayrı muayene etmişler. Bu hasta değil mal davası demişler. Peri anaya sormuşlar neden bu çirkin işe başvurdun? Peri ana neden olacak kendi mirasını torunlarına bırakıyor demiş. doktor tabi ki torunlarına bırakacak başka kime bırakacak demiş. peri ana ben kardeşime isterim demiş. doktor olmaz suçlu düşer sen kendi hakkını kime bırakırsan bırak ama ona karışma demiş. peri ana çok sinirlenmiş oracıkta zehir içmiş. Doktorlar görmüş ama kimse yetişememiş. Peri ana ölmüş. Perilerin bir kaçı bu olaydan sonra ölümlü olmayı istemiş. Padişah tüm varlığını kızına torunlarına bırakmış. Oda ölümlü olmuş. Kızı çocukları ve kocasıyla karınca memleketine dönmüş. Oranın sayılı gelinlerinden olmuş. Mutlu yuvaları sürüp gitmiş. Bu masal da burada bitmiş.

YAZAN: REFİKA DURAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...