Yorgun musun




  kaç durakta durdu yüreğin

  kaç valize sığdırdın acılarını

 hangi duraklarda bıraktın kayıplarını

  kaç yanlış yolculuğa çıktın

  geri dönme çabasına kaç kez girdin

  seni yıllar mı yordu yaşadıkların mı

  yüzündeki çizgileri gözyaşların mı oluşturdu

  kahkahalarını hatırlıyor musun

  kaç kahkahada göz yaşın gizli

kaç kez gidecek oldun

kaç kez yarı yoldan döndün

kaç kez  kendi içinde kendini

        öldürdün

  gitmek mi kolay kalmak mı

  gerçek mi kolay hayal mi?

sil gözyaşlarını  umutların en yeşilinden olsun


sal kendini rüzgarlara  hayatına gül yaprakları savrulsun

takalım birer çiçek kulak arkasına en beyazından

  kulaklarımızın arkasında gül dursun 

   güneş içimizi ısıtsın ruhumuzu güldürsün

 umursama hiç  bir şeyi  hüzünlerimiz   alev alsın   kül olsun

 istemem yanımda başkasını, sadece sevdiğim kul olsun

hadi uzat  tut ellerimi sakın bırakma

umut köprüsünde birlikte yürüyelim

için ferah  dertlerimiz son bulsun

 bırak yağsın yağmurlar ,  gök kuşağı bizim olsun...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...