İnsanız başımıza ne geleceğini sabah yataktan kalkınca ne yaşayacağımızı hatta o yataktan kalkabilecek miyiz bilemeyiz.
Yapımızda olan yaşama sevinci sayesinde bunları her dakika kafaya takıp hastalık haline getirmeden yaşamımızı devam ettiririz bazen o kadar kaptırırız ki hayata kendimizi bunları unuturuz. canlı ,kanlı, kalp taşıyan birer robotlar kolonisi oluruz . dokunmayan yılanı bile asırlarca yaşatıp ileride çoluk çocuğumuza zarar vereceğini umursamadan besleriz . Hal bu ki nasıl ruhlar taşıyoruz , ürkünç her şeyi yapabilen,yapabilmeyi hak gören...
Düştüğü yerden kalkmak için birilerine el uzatanı tutmazlar oysa çok güvenir umut eder...
Tutmak için uzattığınız el bir gün düştüğünüzde sizi tutar bunu mutlaka görürsünüz yada hissedersiniz çünkü bazı insanların duası sizin paranızdan güçlüdür .
" Para ve imanın kimde oluğu bilinmez" derler ya bu sözü duyunca hep ikisinin bir kişide olamayacağını parası olanın , imandan yoksun, imanlı olanın fakir olduğunu çaresizlikten bu kadar çok duaya sarıldığını düşünenler varsa da...
Tabii ki de öyle değil. Dünya o kadar rengi bol bir yer ki her çeşit insan var olup fakiri , zengini diye değil insanlar ikiye ayrılır ama vicdanlı , vicdansız insan hepsi bu ...
Tabii bu böyle devam eder kollara ayrılır , vicdan taşıyan ,merhametli , Allah korkusu olan, eninde sonunda O na döndürüleceğimizi bilen , yediği hurmaların gün gelip gırtlağını tırmalayacağını bilen insanlar ve tam tersi bilmeyen ,idrak edemeyen insanlar .
umursamadığı gibi kendine göre mantıklı açıklamalarıda vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder