Üç sene önce yine başka bir ülkede, hisleri benimkilerden çok farklı insanlarla bir aradaydım. Dünyanın yalnızca Amerika’dan ibaret olduğunu zanneden o insanların arasından bakmıştım, kendime, ülkeme, hislerime, zamana, mesafeye, geçmişe, geleceğe…
Orada beş kız bir evde kalıyorduk. Çalıştığımız tatil parkının içinde, amaca hizmet eden, pratik bir prefabrik evdi.
Biz -bahar.mu ile birlikteydim- sonra gidenler olduğumuz için en küçük odaya geçmiştik. Üç aya yakın bir süre orada, kapısından baktığında yemyeşil bahçenin ve mavi gökyüzünün görüldüğü o evde yaşadık. Bahçeden ceylanlar, tavşanlar geçerdi zaman zaman. Daha ikinci sınıf öğrencisiydim -üniversitede tabi- ilk defa yurt dışına gidiyordum. Büyük çabalar sonucu gerçekleşmiş bir fırsattı. Birbirinin aynısı gibi geçen onca günün ardından benim için imkansızmış gibi görünen şehirleri, sokakları gezdim.On günlük seyyahlık kısmının ardından, sanırım 21 Eylül’dü -Suzikonun doğum günüydü - İstanbul’a döndük.
Bugün bu hikayenin üstünden üç sene geçmişken ben yeni bir hikayenin içinde yuvarlanıyorum.
Yine ucunda, başladığı yerde büyük fedakarların olduğu bir hikaye.Bu sefer aslında aileme, yaşadığım dünyama, arkadaşlarıma, hayatıma çok da uzak olmayan, sokaklarında sıklıkla ana dilimi duyabildiğim ıslak bir Avrupa şehrindeyim. Küçücük bir odam var. Odamın penceresinden komşularımın pencereleri bir alıcı direği ; sisli, gri ve ruhsuz bir gök var. Üniversite öğrencilerinin katıldığı kültürel ve akademik değişimi ve paylaşımı hedefleyen bir programla geldim. Başkalarının ne hissettiklerini anlayacak kadar çok yaşamaya sabrım yok ama belki başka insanların ne düşündüğünü anlayabilecek kadar öğrenirim ortak dili diye düşünerek geldim.
Beni en az ben kadar düşündüğüne emin olduğum insanlar sayesinde de kaldım bu ıslak şehrin ıslak sokaklarında.
Şimdi küçük bir odam, tam karşı evimde kocasını dışarı uğurlarken dudaklarından öpen yaşlı bir komşum, bıraktığı kaosunu özleyen bir gönlüm ve her şeye rağmen sabretmemi ve kulaklarımı hikayeden yana açmamı söyleyen bir zihnim var.
Bir de hiç dinmeyen huysuz bir yağmur...
17/10/2015
Islak bir cumartesi sabahı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder