Gitmek ve kaçmak…
Aslında birbirine çok benzer süreçlermiş gibi görünen birbirinden çok farklı iki hamle.
Gitmek düşünülmüş üzerine uykulara yatılmış, hayal edilmiş, zamanı beklenmiş, bütün doğruların bir araya gelmesinin kollandığı bir insanlık hali.
Kaçmaksa çat diye gelen , hiç akılda yokken , ruha dahil değilken birden yoluna düşen bir alev topu. Kırıcı, hayatı birden tak diye tam orasından bölen bir yalnızlık hatta belki yanlışlık hali.
Birbirine ne kadar karışıyor ne kadar ayır edilebiliyor orası belirsiz
Gitmeleri kaçmak sanmalardan mı kaynaklı acaba bu tuhaf kendini garantiye alma hissi.
Adamlar ve kadınlar sevdikleri kaçacak sandığı için mi gitmelere dayanamıyorlar, analar babalar evlatları kaçıyor mu sanıyorlar o kapı her dışarıdan örtüldüğünde ?
Gitmek olağandır aslında ve bazı ruhlar için elzemdir hatta korkulacak bir şey değil ki.
Mevzu kaçmak zorunda kalmamak, kaçmak zorunda bırakmamak.
Gitmelerinin tarihçelerinden şiir , kaçmaların yarım kalmışlıklarından keder doğuyor.
Aynı şey değil yani …
Arada derin bir gam farkı var.
Korkma.
Bil.
Bil ama istersen de kullanma demişler ata kadınlar sen de bil.
Bil ama istersen kullanma .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder