Sevme, diyorsa sevmeyin!




Karşılıksız sevmek, hani derler ya sevmesen de severim bir ömür beklerim, ölürüm  senin için!

 Neden?  Bunu hiç  anlamış değilim hiç bir zaman  da  anlamayacağım ...

Karşılıksız sevmek , onu sabaha kadar düşünüp  geleceğe dair hayaller kurmak . Geri geleceğini yada senin olacağını düşünmek ,  gece, gündüz  telefonla arayıp  mesajlar atmak çiçekler, çikolatalar ,  hediyelere boğmak...

Hatta onsuz yaşayamayacağını düşünüp, bunu onu suçlu gösterip kendini kötü hissetmesi için, hayatını sonlandırmak la onu tehdit  etmek.
Hayır kelimesini kabul etmeyen insanlar var hayatımızda  , aslında biz istemeden giriyorlar hayatımıza.
 Sevmiyorsa , sevmeyeceksin.
Unut diyorsa , unutacaksın.
Neden bu kadar cani insanlar olduk , neden başkalarının hayatlarına  saygı duymuyoruz...

Naz yapmayla istenilmemeyi karıştıran insanlar var.

 Naz yapmak : Sevdiğinin boynuna sarılırsın o sana sorar  '' beni seviyor musun?''  sende hem öpersin. Yanağını hem yoo o nereden çıktı sevmiyorum ki  dersin, bu nazdır...

Ama biri kesin ve net hiç bir zaman sizi sevmeyeceğini söylüyorsa , ondan uzak durmanızı istiyorsa,  bu durumdan  şikayet ediyorsa istemiyor demektir...

Oysa dillinde ki ah! olmaya bile razıyım , aklına getirmen yeter , iyi yada kötü  beni halen düşünüyorsan  demek ki  ruhunda derin bir yerlerde yaşamaya devam ediyorum...

Mutsuz olduğun anlarda değil , en mutlu anlarında da aklına geleyim , keşke şimdi burada olsaydı, buna o da gülerdi hemde öyle. Bir gülerdi ki gamzelerini iki parmağımın arasında sıkı verirdim belki de küçük bir öpücük kondururdun yanağıma , daha önce kimsede görmediğim gülüşüne , gülerdim saatlerce...

Acıktım ben deyip ellerimi sıkı sıkı tutuşların, uykum geldi deyip boynuma sarılışların şimdi daha anlamlı geliyor ...

Yaşarken neden kıymetini bilemedim , bilmiyorum, belki sonsuzuz sandım , hep benim kalacaksın ,garanticilik yaptım sevgine, beni çok sevdiğine inandım, hiç gitmeyeceksin sandım...
Oysa gidermişsin , seninde bir yüreğin varmış , sevildiğin kadar severmişsin... 
Keşke bunları zamanında düşünüp 
algılayabilseydim...
 Bunları yaşamadık ama yaşayabilirdik...

Yaşanması muhtemel bir şeyi kendi ellerimle berbat ettim...

Ben razıyım , sende razı ol , bırak ruhun beni hissetsin , gizlice sevmeye devam etsin...

  Bunları   karşılık gördüğü için çok seven biri  diyorsa güzel, ancak karşılıksız bir sevgiyse ve kabullenmiyorsa , bunu kabullenemiyorsa ,hasta ruhlu biri diyorsa!

 Daha nasıl anlatılır ki bu durum.

Şiirler  mi suçlu ,şarkılar mı, hep sevmesen de seveceğim derler ya!

Birinin , sizi sevmediği için yaşama hakkı elinden alınamaz!

 Size  yada karşınızdakine zarar veriyorsa bu ne sevgidir ne aşk!

  Karşımızdaki insanın da bir hayatı ve hür iradesi  olduğunu , kendine bir yol çizmek istediğini ama bu yolda sizin olmadığınızı  neden kabullenilmez , neden?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...