Fahri bey çıkmazı #6#



Çok uykusuzummm...

 Her gün. İş yerinde son saatler baş ağrısı uykusuzluk beni mahvediyor... Bu gün  eve gittiğim gibi uyuyacağım diyorum...
Duş ,yemek,kahve keyfi derken birde bilgisayarı açayım biraz, bir bakmışım saat iki olmuş... Hatta abartıp bir iki saat uykuyla işe gittiğim oluyor. Uf yaa bizde uyumak yerine şarj olsak keşke, bütün  gün. Kablolarla gezerdim...

İş yerinde sorun olurdu biraz,kablolar oraya buraya takılır, yanlışlıkla birinin kablosuna takılıp düşer yada birinin kablosunu çıkardığını düşününce  vazgeçtim...
 Zaten bütün gün telefon şarjı sorunu yaşıyorum yeterince, birde kendime yer mi arayacağım  ...
 Kaos olurdu  herkes şarjı biter diye iş yapmazdı, birine kızınca çek şarjını ,bataryasını çıkar...  Çok bilim kurgu izliyorum bu aralar...
 Bahçeye yeni gelen kiracı,kartoncu kadının bir sürü. Kedisi varmış ev sahibi sinirden küplere  biniyor,eşyalı ev verdim ,mahvediyor diyor...

Geceleri çok bağırıyor kendi kendine, bazen korkuyorum...
Ev sahibi kedileri  istemem demiş, o da götürüp  bir sokağa bırakmış.
Bu gün  işten gelirken  bizim sokağın girişinde yavru bir kedicik ölmüş, hiç kan yada çarpma izi yoktu, eve gelince müyesser  ablaya anlattım kartoncu kadın boğup atmasın dedim...
 Saçmalama daha neler o yavru değildir işlek yol araba çarpmıştır ,sende kadını iyice cani yaptın, diyor...
 Tamam abartmış olabilirim komplo teorileri üretmeyi. Pek severim. 
Bu gün tolga iş yerime çiçek ve çikolata yollamış bu jeste bayıldım  bütün  arkadaşlara  ikram ettim çikolatadan ...
 Bazen boşa uğraşma kızım evlen şu tolgayla bak rahatına diyorum kendi kendime,ama asi yüreğim yapacak bir şey yok...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...