Fahri bey çıkmazı # 5 #








Ah bu Erkekler...

 Babamlar kızmasın diye telefonu titreşime alıp  televizyonu  açtım babamlar çoktan yatmış...
Ciddi miydi , değil miydi diye düşünürken tekrar uyumuşum,Ne kadar uyudum bilmiyorum yine telefon yastığın atında zonn zonn diye titreyişine  uyandım  ,baştan deprem oluyor sanıp neredeyse kendimi kanepenin altına atacaktım, telefonum olduğunu anlamam çokta zamanımı almadı ,tek gözümün de yarısını açıp kimin aradığına ve saate baktım ...

Uyuyalı henüz yarım saat bile olmamış ve tolga beş defa aramış,üç mesaj atmış.
 Telefonu açmamla isyana ,veryansına başladı,ne biçim insan mışım da o bana kalbini açmış ta bir daha yaparsam son olurmuş ta, ailesine  gidin dese hemen gelir istermişler...
'' Sus be sus ne istiyorlar komşudan tuzmu istiyorlar ,tabağı boş vermesinler geri''dedim...

saçmalıyorsun diyor bana saçmalayacağım tabii günün stresi yol yorgunluğu birde  onun ergen çocuk gibi tripleri ne bekliyor ki.
 böylece çok  yatmadan önce  saniyelikte olsa aklımdan geçen soru cevap bulmuş oldu, tolga beni  bırakmamış,hiç bırakacağı da yok... Seviyorum diyor çocuk,yapacak bir şey yok, 
Aşka saygımız var yeşillensin bakalım nereye kadar!,

Ailemle güzel bir hafta sonu geçirdim halam ve kuzenim geldi,kuzenim erkek arkadaşından ve halamın ona yaptığı baskılardan bahsetti,bize gelirken onu tembihliyormuş sakın ekine anlatma annesine ,annesi de herkese anlatır seni rezil eder ,diye Kötü bir şey yapıyormuş gibi ne var bunda erkek arkadaşı varsa gece  gezmelerine çıkarsa çokta umrumuzda...

İstanbul'a dönüşüm anne gözyaşları,baba nasihatleri eşliğindeydi
 babam   ikinci el bir telefon ve bir hat almış ''buna kontör attırırım ben ara çantanda taşı kızım çıkarma sözmü? ''
''ya ne gerek var baba uffss''
  Kaşları çatıp dik dik bakınca olur anlamında başımı sallayıp, gıkımı çıkarmadan çantama attım telefonu..
Yorucu bir yolculuk sonrası...
 Bahçenin kapısına geldiğimde  biride bahçeden çıkıyordu,tuhaf bir kadın üstü başı leş gibi  hava güzel olmasına rağmen kahverengi bir pardösü, saçlar bele kadar, belli ki en son  bayramda taranmış, üstü başı pis,gözlerim hemen müyesser ablayı aradı , hayriye abla  kapısının önündeki çiçekleri suluyordu ,gel kız gel korkma ,ne o  yeni doğmuş kedi yavrusu gibi  bakıyorsun, yeni kiracımız hayırlı olsun deyip bir kahkaha attı...

 ne biçim kiracı bu be çöpçüde çöp olarak mı çalışıyor,deyince ben dahada derinden  bir kahkaha attı evet kız yeni kiracımız  karton topluyor...
 hobaaa bir bu eksikti bu müyesser abla evi kiraya vereceğim diye çeşit çeşit insanları dolduruyor bahçeye,of ya tamam oda ekmek parası da nedir kimdir yolda görmüş ev arıyorum demiş oda almış getirmiş  ölen annesinin eşyalarını vermiş ,yiyecek vermiş,inşallah iyi biridir...
Akşam üstü çarşıya gidip biten makyaj malzemelerimi almaya karar verdim ,ekmek almaya  yirmi metre ilerideki bakkala gitmeye üşenip makarna pişiren ben aradığım   markadaki göz kalemini bulamayınca ,otobüse binip  avm ye gittim, tam buldum bu defada kasadaki gıcık kız  bozukluk yok paranızı bozdurun yada kart rica edeyim demez mi! 
Zaten kabarık saçları tülü tülü benden önce biri yolmuş belli, bende yolacağım,bir hışım kapıya çıkıp  gözüme kestirdiğim kibar görünümlü bir beye bozukluğu olup olmadığını sordum,yüzüme bakıp ayıp ayıp genceciksin dilenmeye utanmıyor musun? demez mi! hay Allah'ım  paramı bozar mısınız? diyecektim müsaade bile etmedi. bir bayana sordum oda yaptığı bütün alışverişleri hiç parasının kalmayışını akşama evde yemeğinin olmadığını eşinin birazdan işten geleceğini anlattı çokta umrumda...
 karşı dükkanda ben yaşlarda bir   erkek gülerek yaklaştı olup bitene şahit olduğu  gülümsemesinden belli ediyor,ben yardımcı olayım dedi,paramı bozdu...
 Ne kadar kibar gözlerim hemen  parmaklarına gitti hmm yüzük yok bekar mı ki acaba? diye düşünürken
 karşı taraftaki  bijuteri bizim kartımı vereyim her zaman beklerim diye resmen asıldı,alıcı bir gözle baktım hiç tipim değil
 bet bu yahu .

 Neden  bu erkeklerin kibarları bet ,yakışıklıları  megaloman oluyor! nihayet istediğim kajal kalemimi alıp  mutlu mesut eve geldim... 
Tolganın ısrarlarına dayanamayıp gece pizza yemeye gittik eve geldiğimde çok geç değildi bende hemen bilgisayarımı açıp  mehmet arayışına girdim, bu defada Konya'dan biriyle tanıştım, Bursalıymış o da ,resmi yok hikayemi anlatıp resim yollamasını istedim o benim demez mi! kalbim duracaktı neredeyse,oda heyacanla sen bana resimlerini yolla değişmiş misin?  numaranı ver sesini duyayım,dedi ...
 O yaşlardaki resimlerime bakayım dedim ,
ama biraz açık resimler olsun  deyince niyetini anladım  nasılda hemen inandım sapıkkkk! 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...