Mutluluk , tanımlanamayan bir cisim ,hiçbir zaman uzaydan dünyamıza doğru yaklaşmayan…
Herkesin peşinde olduğu bir şey orası malum, uğruna yasaklar, günahlar , bedenler , ömürler …
Herkes o kadar meşgul ki mutlu olabilmekle mutluluğun kendisiyle ilgilenen yok, neye benzediğini fark eden de yok; her durum her an o zihindeki mükemmel tabloyu yaratabilmek için hızla harcanıyor.
Kendini güzel hissetmek değil mutlu eden, o hali sosyal medya hesaplarında aslında senden, hayatından hiç haberi olmayan onlarca insana sunup onlar tarafından onaylanmak, hatta bunun için yaşamı ertelemek gerekiyorsa varsın ertelensin ne olacak. O harika elbiseyle dışarı çıktığın bir gece mesela sevdin ya kendini at bir ‘’post’’hemen , ama yağma yok yedirmezler o kadar da basit değil mutlu olmak,tam da gece kendini bok gibi hissetmene sebep olacak o, sen ne elbiseyi ne ortamı düşünebileceksin, kendini değersiz hissetmenin doruklarında mutsuzluklardan koca bir demek kucağında eve döneceksin ama fark etmez, zira entarin ohooo kaç like almış baksana. Herkes seni çok mutlu sanıyor öyleyse su koyvermek olmaz.
Hayatı sistemin belirlediği bir mükemmeliyet algısına sokan sosyal medya hesapları ile her yeni paylaşımda, alınan her beğenide mutsuzlaştırıyoruz. Herkesin herkesi sevdiği , ay ayıp olur takip etmeli , arkadaş olmalı diye kurallar ! geliştirdiği bir düzende gittikçe daha yalnızlaşıyoruz. Sonra da en korumasız anımızda, kadehteki son yudumda, kendine yetemediğin o anda birden bire bir mutsuzluktur hooop ,atsan atamadığın, kolaysa gel üstesinden. Kişisel geliştir dur kendini nasıl kurtulacağım ben bu illetten diye.
Öyle zamanlarda kafalarımızın içindeki mutsuzluk üreten o çok değerli ‘’bilgilerin, yargıların,deneyimlerin’’ hepsini çamaşır suyuna yatırmak istiyorum. Sevdiğimiz biriyle konuşmanın yarattığı mutluluğu hatırlarız belki, ne bileyim sonu aşka çıkabilecek bir yola çıkmaya niyet ederken aklımıza mutluluk ihtimali gelir evvela belki o zaman. Belki en yalına ulaşabiliriz, romantik söylenmeler diye ciddiye almadığımız klişe bulduğumuz insan yanlarımızı hatırlarız.
Olmaz mı?
Olmalı .
Olmak zorunda
Yoksa bu kadar mutsuzluğun içinde küçücük, masum, yaşamak için, nefes alabilmek için , yola devam edebilmek için gerekli mutluluğu hiç bulamayacağız.
Aşırı mutsuzlukla yüklenen kalplerimiz felç olacak,anlayacak ama konuşamayacak.
Bu yüzden bir yolu olmalı devam edebilmek için
Yarın için
Nefes için
Şair mutsuzluğu da var mısın demişti ya sevdiğine
Şimdi mutsuzda herkes
Biz birbirimize
Mutlu olmayı dener miydin benimle dersek
Başlamış olur muyduk bir yerden ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder