Herkes önemli olmak istiyor, anlayabiliyorum .
Hepimiz mühim kararların adamaları ve kadınları olma çabasındayız , hayatın her alanında bir en önemli olma savaşıdır sürüp gidiyor. En çok sevilen , en çok kazanan , en başarılı , en saygıdeğer …
Sabahları ve akşamları vahşi bencilliğimiz peşinde tüketiyoruz.
Koca dünyanın tek sahibi olmayı arzulayacak kadar aptallaşıyoruz.
Aptallaştık.
İnsansoyu olarak çok günah işledik bu dünya üzerinde.
Her gün bir kere daha utandığımız cehennem ateşleri yaktık, savaştık , öldürdük ama en büyük günahımız çocukları unutmak oldu .
Onları sokaklarda, savaş meydanlarında , ekmek kuyruklarında , hapishanelerde unuttuk .
Yok saydık .
Sormadık, konuşmadık , paylaşmadık, yaşatmadık …
Bu ülke on altı kilo bedeniyle bir devrin çocukluğunu toprağa verdi, geçmişimizden çıkagelen evlat acılarıyla kol kola; uçurtması gibi havalandı martı kaşlarıyla o çocuk.
Savaşın toz bulutundan sokaklarımıza düşen kahverengi çocuklar trafik lambasındaki kırmızı ile yeşil arasındaki süreye sıkıştırıyor çocukluklarını. Salıncak sırası bekliyor kırmızıya dönmesin o ışık diye dua ediyor belki içinden.
Ama işte her şeye rağmen geçiyor zaman …
Es geçmedi takvimler nisanın yirmi üçünü bu yıl da .
Bu yıl da adam olmayı o deri koltuklarda oturmak sanan bazı büyük adamlar( ! ) koltuklarını adam olacak çocuklara bırakacaklar (!) .
Ankara’nın büklüm büklüm yollarında hayatı tespih yapıp sallayan yetişkinler dünyasında çocuk olmaya çalışacak çocuklar okul bahçelerinde.
Parası olmayan prenses olamadığı için ağlayacak.
En çok para veren sınıf en güzel kostümleri giyecek .
Belki en çalışkana yıllardır değişmeyen ve kimsenin dinlemediği bir şiir okutulacak.
Bahçesi caddeye açılan okulların önünden çöp toplayan çocuklar geçerken şöyle bir kaç dakika bayram yapacak bu yıl da .
Birinin yere düşürdüğü bayrağı beline sıkıştıracak bir esmer çocuk .
O büyük adamlar uzaktan gerinerek bakacaklar işte biz çocuklarını çok seven bir milletiz bak onlara bayramlar hediye ettik diyip, bir hafta sonraki başka bir bayram sabahı başka çocukları nasıl zehirleyeceklerinin planlarını yapacaklar.
Bu vicdansız yetişkin dünyada gözünü çocuğundan ve çocukluğundan ayırmayan başka yetişkinler yetemediği her çocuğun gözündeki bir damla yaşta bir kere daha kahrolacak.
Bu sene çocuk olamayacak kadar suçlu hissediyorum kendimi .
Yetemedim ,
yetemedik …
Elinden çocukluğunu alan bu vahşi yetişkinler dünyasından sesleniyorum çocuk ;
Sana sunamadığımız bahar bahçe için
Uçurtmana gök olamadığımız için
Masumiyetin hep en acımasız kalplerin kararı ile yorulduğu için
Sana hak ettiğin çocukluğu veremediğimiz için
Affet bizi çocuk
Affet ….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder