‘’Dünya var olduğu müddetçe devam edecek bu’’ cümlesi ile başlayan sohbetler…
Kendi varlığını tanımlamaya çalıştığın yollarda,sokaklarda,evlerde,barlarda,pis ve ucuz hazır yemek dükkanlarında, temiz ve üstelik ucuz öğrenci restoranlarında , vapur iskelelerinde ,sisli ve kalabalık caddelerde, sıkışık trafikte içine sıkışılan otobüslerde ve hatta rüyalarda söylenmişler
üzerine konuşmalar.
Keşfedileni keşfetmeye çalışmak değil bu, dünyanın en klişe durumu olan insan olma halinden başlayarak kadınlık ve erkeklik hallerini anlamaya, tanımaya, tanımlamaya çalışmak.
Senden önce yaşamış birilerinin mesela bir kitabın satır arasına sıkıştırdığı yol arkadaşlığı. Üzerinden onlarca yıl geçen ama tekrar edilen bilindik acılar .
Dünya’nın koca bir mezarlık oluşu.
Tüm ölümler ve ölecek olanlar .
Hatta doğum ve ölümün ta kendisi …
Bazılarının üzerine düşünülmesine gerek olmadığına inanacak kadar net sınırlarla çizdiği tüm olgular bazılarımızın üzerine tüm hayatı boyunca konuşup tartışabileceği derin bilinmezler.
Sorularımız gençliğin kavak yelleri , neşemiz gençlik hevesi…
Sadece cevap vermek için soru sorulmaz ki oysa.Amaç mevzuyu soru sorabilecek kadar kavramak değil midir ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder