Çam Ağacı

Bir gün ağaçlar “Bizim de bir kralımız olsun” demişler.
Bunun için önce zeytin ağacına sormuşlar:

- “Zeytin ağacı; bizim kralımız olur da bizi yönetir misin?”

Zeytin ağacı kaşlarını çatmış:

- “Benim şerbet gibi yağım var. Herkes beni çok sever. Neden ağaçların kralı olayım?” demiş.

Ağaçlar düşünmüşler:

- “İncir ağacına gidelim. O büyüktür, heybetlidir. Krallığa yaraşır” demişler.

- İncir ağacı; bizim kralımız olur da bizi yönetir misin?” diye sormuşlar.

İncir ağacı iri yapraklarını bir aşağı bir yukarı sallamış. Sonra

- “Benim ne işime kral olmak? Bal gibi meyvemi bırakıp da sizi mi yöneteceğim?” diye kızmış.

Gide gide meşe ağacına varmışlar.

- Meşe ağacı; ne olur, sen kralımız olmayı kabul et!

Meşe ağacı damla damla gözyaşı dökmüş.

- Benim ömrüm çok kısadır. Çünkü insanlar beni keserler. Benden size kral olmaz” demiş.

Ağaçlar yorgun düşmüşler. Umutlarını da yitirmişler. “Her halde biz kendimize bir kral bulamayacağız” diye ağlamaya başlamışlar.

O sırada önlerine bir kozalak düşmüş. Meğer çam ağacının tam altında duruyorlarmış.

Hepsi birden “Çam ağacı; sen ağaçların en güzelisin. Bizim kralımız ol” demişler.

Çam ağacı onların bu isteğini kıramamış; kralları olmuş.

O gün bu gündür, tüm ağaçların kralı çam ağacıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...