Bir zamanlar aslan olmayı isteyen bir eşek varmış. Ona sahibi Karakaçan dermiş. Bu eşeğin kötü bir varmış. Çok tembelmiş. Bütün gün gezer, yatar, uyur ve hayal kurarmış. Hayalinde ormanlar kralı aslan olurmuş. Bütün hayvanlara krallık yaparmış.
Bir gün sahibi bir aslan postu getirmiş. Karakaçan bu işe çok sevinmiş. Aslan postunun içine girmiş.
— Nihayet eşeklikten kurtuldum. Şimdi ormana gidip aslan gibi yaşayabilirim, demiş.
Doğruca ormanın yolunu tutmuş. Az gitmiş, uz gitmiş. Dere tepe düz gitmiş. Sonunda yorulmuş ve bir ağacın altında uykuya dalmış.
Sabah uyandığında bir de bakmış ki, ormandaki bütün hayvanlar başına toplanmışlar. Onun aslan postuna bürünmüş bir eşek olduğun anlamışlar. Eşek:
— Ben ormanlar kralı aslanım, demiş. Hemen kralınıza selam verin!
— Madem aslansın, aslanlar gibi kükre bakalım, demiş tilki.
Eşek başlamış, “aii aii aii” demeye. Öyle komik olmuş ki, diğer hayvanlar gülmekten kendilerini alamamışlar.
Bu olanlara çok kızan kurt, onu kovalamaya başlamış. Kaçarken Karakaçan’ın aslan postu da yere düşmüş. Arkasına bakmadan kaçmaya başlamış. Evinin yolunu zor bulmuş.
O günden sonra sahibinin verdiği işleri mutlulukla yapmış. Elindeki ile yetinmenin en güzeli olduğunu anlamış.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Rare Disease Day and the promises of personalized medicine
O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...
-
Pakistan dizileri Hint dizilerinden farklı. Onlar gibi coşkulu olmuyor genelde. Bu yüzden yarım bıraktıklarım hayli fazla. Ama bu dizi ...
-
Pakistan dizisi önyargımı biraz olsun kıran bir dizi izledim geçenlerde. Baştan söyleyeyim Hindistan dizilerindeki gibi rüzgarlar essi...
-
W e discussed a Japanese pachinko machine in an earlier post , a pinball machine, as an example of the difference between randomness and det...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder