Yaz gelse …
Ama insanı yakmayan, huzur veren, sakinleştiren, en turuncu haliyle…
*Eceabat\Çanakkale |
Günlerin geç başladığı zamanlar …
Şöyle karpuz kokusu sarsa mutfak balkonlarını ,terasları ,bahçeleri ; kocaman karpuz kasesinin içine daldırsak çatalları . Gezsek görsek biriktirsek anları anıları . Sonra anason kokusu kavunla karışsa yaz ya bu kimse dertten koymaz bi küçüğü sofraya nasılsa…
hatta dostlarla şöyle uzaklarda bu andan uzak bir yerde bi büyük koysak sofraya , bir de müzeyyen abla çalsa belki pikap bulamayız ama teknoloji yetişir imdada… içimizden biri kahkahalarının gemisine doldursa hepimizi açılsak hayaller ülkesine doğru … bir diğerimiz o anın mükemmelliğinden bahsetse… biri kaybettiği her şeyi mucizevi bir şekilde buluverse içinde … yanımızda olmayanlara selam yollasak gökteki yıldızlarla… dünden bugünden ama en çok yarından konuşsak ; en umutlu halimizle döksek kelimeleri denize … olacak desek, yapacağız, olacağız hem bak olduk işte yaptık… bak yaz geldi; bak burnunda anason kokusu bak dostlar etrafında bak kahkahalarından yaptığın gemidesin işte desek …
Ah bir yaz gelse de madan destina ya gitsek , masa kurulurken beklesek , dostluğun şarkı olmuş halini mırıldansak dostlarla …
Yine mi güzeliz yine mi çiçek desek …
Ah bir yaz gelse de görsek …
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder