ÇÖZÜM

  Her şey değişiyor; değişemeyen ,değişimin her defasında başka konuklarla ve başka konularda girivermesi hayatımıza. İnsanlar değiştikçe  zamanı da dünyayı da değiştiriyoruz ve bir gün geliyor hayata çocukluk döneminin yeni bitirmiş genç bir kadın bir soru soruveriyor ortaya '' inanıyor musun sahiden aşka gerçekliğine tekilliğine '' sorunun cevabını vermeden zihnime düşüyor masallarını kaybettiği belli ki o artık inanmıyor beyaz atlı prenslere,prenseslere ... 
  Peki ya siz inanıyor musunuz bir kadının ya da bir adamın gerçekten sevebileceğine aşka ,Allah'a, umuda, yarına ....
   Evet hepimizin bildiği gibi karmaşık bir ülkeye açıyoruz gözlerimizi her sabah, dünyanın başka bir yerinde korkunç etkiler yaratabilecek  KORKUNÇ olaylar sıradan olma korkunçluğuyla her gün yeniden çarpıyor yüzümüze. Ölümden bir oyun gibi bahsediliyor, insan bedenleri ,hayatları üzerinden rakamlar veriliyor herkes o kadar bir tarafa ait ki kendi tarafından olmayanı dinlemeye tenezzül etmiyor. 
  Tüm bunlar olurken toplum yapısı da değişiyor usul usul ; cebinde binlerce dolar harçlıklarıyla! gece kulüplerinden eğlenen yirmilikler, sabahın ilk anlarında  henüz kendilerinin de  yeni tanıdıkları bedenleri ile mutluluk sanılanın ardında giderken başka bir yer de yaşıtları öğrenciler tutuklanıyor ,  çocuklar gelin diye bir oyunun içine itilip kabusa sürükleniyorlar ve bütün bunları hepimiz biliyoruz. Sorunları tespit etmek de çok şahaneyiz de çözüm denince derin bir sessizlik ...
    Aşkı , renkleri , gençliği, öğrenmenin hazzını, hayal etmenin o mükemmel hafifliğini, seyahat etmenin  gücünü , cesaretin gururunu tanımamız gerekirken savruluyoruz. Ölüyoruz, sömürülüyoruz, cebimiz dolduruluyor ve düşünmekten emekli ediliyoruz daha hiç başlamadan . Hayallerimizi kaybediyoruz daha gençliğin ilk nefeslerinde . 
  
 Peki tüm bunlar olurken sorunlar yüzlerce , hatta binlerce iken çözüm ne olacak , nereden başlanacak ?
  
 Yeni nesil bizim eserimiz olabilecek mi?
  
 Değiştirebilecek miyiz önce kendimizi sonra ülkemizi belki de dünyayı?
   
 Gençlerin hayal kurabildiği , yaşayabildiği , masallara her zaman bir nebze inanıldığı bir dünya yaratabilecek miyiz sahiden ?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...