Taşan Su Sürahisi ve Multifonksiyonel Mutfak Robotu
Sevgili okuyucularım, Derbeder bir savruluşun bana getirdikleri dışında tırnakların son durumu fena! Saç diplerim çıkmış durumda! Kaş bıyık derseniz hiiiçç sormayın derim! :) Erenköyde açtığım Ada Bistrou'yu hayırlısıyla kapattım. Sahi yemek yapmak benim neyim bacılar, analar, dayılarrrr!! :)) Evde güzel yemek yapmaya benzemiyor ki bir cafe işletmek hatta yemeklerini yapmak.. Bende kolları sıvadım Ya Allah! diyerek kendi alanımda sevimli mi sevimli aşırı enerji yüklü bir pastane açtım! Pasta Canavarı Pastanesiiiiiii.. Eveeeetttt! Doğru duydunuz! Nasıl ya di mi?! :)) Heheyyytt! Korkaklar, hasetler ve gözü değenler çatlasın anacığımm!! Ben bileğimin hakkıyla buraya geldim. Ne baba parası ne koca parası yedim! Sıfırdan bir imparatorluk inşa ediyorum. Kolay mı? Offff.. Ölümüne kanayan yaralarla, büyük anti-sosyallikle, Depresyonik gecelerle geçiyor hayatım diyebiliriz. Böyle bazen kendi kendimi gaza getirme yöntemleri deniyorum, evet! İnanır mısınız, zor hatta inanılmaz derecede zor ama her sabah kalktığımda içimde öyle bir ümit ve öyle bir hayat dolu hissediyorum ki.Bedenim çökse bile beynim ve ellerim bir şekilde çalışıyor..Beni başından beri takip eden çok sevgili okuyucularım bilirler ki, A noktasından B noktasına geldim ben. Hep dedim ki, eğer bir şeyi gerçekten isterseniz ona ulaşabilirsiniz. Bu her ne olursa olsun. Herşey ilk olarak istemekle başlıyor. Size inanmasalar bile unutmayın; inanmayanlar asla inananları durdurmadı!.. Amatörce başladığım Pastacılık serüvenimde artık profesyönel bir mutfak faresi oldum. Hatta kuzenim Serra'nın deyimiyle multifonksiyonel mutfak robotu demek aslında çok daha doğru diyebilirim. Başardım yahu! Bundan daha kısa ve öz ne diyebilirim bilmiyorum. Size hayatta mucizelerin gerçekleşebileceğini göstermeye çalışıyorum her fırsatta. Öyle ağır anlar yaşadım ki, size buradan anlatamayacağım, öyle yalnız hissettim ki kendimi bu yolda, kelimeler kifayetsiz kalır. Bana kimse yardım etmedi. Kimse bana yol göstermedi. Yalvardığım zamanlar oldu. Her seferinde elim bomboş duvara bakarken buldum kendimi. Sonra Vivaldi'mi açtım klasik olarak, gözlerimi kapadım ve hayal ettim. Şimdi bakıyorum, hayal ettiğim her noktadan geçmişim. "Aaaa imkansız" diye bir şey olmamış hiç! Bu arada içimden yardım etmeyip düşene birde sen vur mottosunu güden sevgili vatandaşlara sessiz küfür ettiğimi duydunuz mu? :)))) Çok ayıp banaaaa!! :))) Yargılamayın beni lütfen. Sizinde başınıza gelmiştir elbet veya gözlerinizi kısıp içinizden ver Allah ver diye yağdırmışsınızdır. En azından desarj olma yöntemi diyelim. Şimdi düşünüyorum da, Einstein babanın dediği gibi, iyi ki de yardım etmemişler çünkü şu anda her ne isem, ne yaptıysam ve nereye geldiysem sadece kendim yaptım! Bununla da gurur duyuyorum. Bize küçüklüğümüzden beri isyan etmenin çok kötü bir şey olduğu öğretildi. Evet! Bu sınıra geldim bende. Aksini söylersem yalan söylemiş olurum. Hoş hangimizin hayatı mükemmel ki.. Hangimiz gelecek hakkında düşünürken paniklemiyoruz ki. Şu anda kabullenmiş olsam da herşeyi, bunları yaşadığımı size inkar edemem. Çünkü sevgili okuyucularım, hakkaten ağladım, zırladım, bağırdım, çağırdım ve öyle bir haykırdım ki dünya sağır oldu be! Ama gel görelimm başardımmmm!!! Bu da şüphe duyanlara kapak olsun! :) Şu anda sosyal mecrada 7000'e yakın takipçim var. Hiç fena değil. Hoşşşş.. Ramazanda iştah açıcı tatlı resimleri koymamdan dolayı biraz tepki alsamda, Dostlar; koymak zorundayım napimmm!! Para kazanmam lazım, hayatımı idame ettirmem lazım! Eğer satış yapamazsam yaptığım şeylerin ne anlamı kalır. Eğer bu yüzden bana birazcık olsun negatif bir şey besliyorsanız, gönülden özürler özürler özürlerrrrr.. Ben sizi anlıyorum da, kurban olayım siz de beni anlayın! :)
Eğer kendinize inanırsanız, ama böyle şüphe duymadan, bir an gelecek ve bütün dünya sizin istediğiniz gibi şekillenek. Mükemmel olmak zorunda değilsiniz. Hiçbirimiz değiliz. Ben öyle miyim? Hayırrrrr.. Ama şunu unutmayın, biz bütün herşeyimizle, eksikliklerimizle, saçmalıklarımızla ya da hatalarımızla mükemmel canlılarız. Mükemmeliği kusursuzluk değil de kusurlarımız oluşturuyor. Bana mail atan veya mesaj atan güzel insanlara söylediğim gibi; lütfen yılmayın ve kimsenin sizi yıldırmasına göz yummayın!.. Hayat bir çırpıda geçiyor. Bir şeyi başarmak kolay değil. Kim kolay dedi ki zaten. Alın işte benim son günlerdeki durum özetim; saç baş dağılmış, ayakta durmak için yemek yiyen, vitamin bombardımanı yaşarken fiziksel olarak çöküş yaşamam, uykusuzluk gibi bilimum şeyler yaşıyorum. Bunların yanında yardım için el uzattığım herkesten ret yememde cabası. Peki ben neredeyim şu anda?! Hayata inat, herşeye inat açtım yahu Pastanemi!! Yaptım! Biraz fazla bıdı bıdı yaptım biliyorum ama 2-3 haftadır özellikle neredeyse hiç uyumama ve aşırı strese verin lütfen. Birde tabi yaşadığım herşeye ve hayatımdan çıkardığım bir sürü gereksiz insana. Ayrıca vefasızlara ve nankörlere verin.. Affınıza sığınıyorum şimdilik. Size söz bundan sonraki yazılarım böyle taşan su sürahisi gibi olmayacak! :) Sevgili okuyucularım, size anlatmak istediğim şey; oturun bir masaya, yazın çizin hesaplayın herşeyi.. Sonra bodozlama dalın ne yapmak istiyorsanız. Bırakın inanmasınlar, bırakın yanınızda kimse olmasın, bırakın hayat üstünüze gelsin. Eğer siz inanırsanız, göreceksiniz dünya değişecek. Önemli olan o adımı atmak. Zorlukları da ehhhhh hadi be diyip elinizin tersiyle itin. Ben öyle yaptım işe yarıyor! :)
Bu Arada 15 Eylülde 11:20de MSA-Mutfak Sanatları akedemisinin Tanışma Günlerinde yer alacağım. Profesyonel anlamda pastacılık eğitimi almak veya bilgilenmek isteyen herkesi bekliyorum oraya..
Kendinizi sevin ve inancınızı yitirmeyin..Haydi breeee!..
Bon Appetit!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Rare Disease Day and the promises of personalized medicine
O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...
-
Pakistan dizileri Hint dizilerinden farklı. Onlar gibi coşkulu olmuyor genelde. Bu yüzden yarım bıraktıklarım hayli fazla. Ama bu dizi ...
-
Pakistan dizisi önyargımı biraz olsun kıran bir dizi izledim geçenlerde. Baştan söyleyeyim Hindistan dizilerindeki gibi rüzgarlar essi...
-
W e discussed a Japanese pachinko machine in an earlier post , a pinball machine, as an example of the difference between randomness and det...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder