Ben mi? Nasıl Yani Yaa? Neee? Hadi Canım!!

Eğer blogumu okuyorsanız, benim için şafak 26 olduğunu mutlaka biliyorsunuzdur sevgili okuyucularım. Geriye sayım; okulumun başlamasıyla bitiyor! :) Ahhh! Bu nasıl bir heyecandır ve nasıl bir cümbüştür? Hatta şenlik edasıyla pır pır eden yüreğim nasıl dizginlenir bilemiyorum! :) Eğer yolunu biliyorsanız, lütfen benim gibi heyecanlı bir kişiliğe bunu açıklamaya çalışın! :) Bu blogu yazmaya başladığımdan beri birkaç ay geçti ve ben gün geçtikçe B noktama yaklaşıyorum! Evet! Sizde buna şahit oluyorsunuz! Düşüncelerin somutlaştığının küçük bir kanıtıyım ben! Bu işe başladığımda benimle alay eden çok kişi oldu. Nasıl olur da bir kişi, bir hayalini hiçbir şeye dayanmayarak yapabilirdi değil mi? İsteyerek ve inanarak, nasıl bir şeyi elde edebileceğimi anlayamadı çoğu kişi. Ben bu işe başladığımda, öyle sandığınız gibi bilgim ve ya pratiğim yoktu. Didindim, uğraştım, panikledim, çılgınlar gibi çalıştım ve tabi ki her kadın gibi sızlandım! Offf.. Hemde nasıl! :) Fakat bir an olsun bile yapamayacağıma inanmadım! Bir an bile.. Herşey yetenek ve çok çalışmakta gizliydi sadece.. Amacımı tekrar hatırlatmam gerekiyorsa, ben bir hayal kurdum ve bunun olabileceğine inandım! Elimde ne param vardı ne imkanım! Çalıştığı iş yeri kapatılmış ve ortada kalmış biriydim. Abuk subuk işler yaptım. Bakmayın, kolay şeylerden bahsetmiyorum. Ağladığım çok zaman oldu. Ben ne yaptım? Hayalimin peşinden gittim. Kolay oldu mu? Kesinlikle hayır!!! Milyon tane beni gaza getirici kitap okudum. Dedim size, pek hırslı bir insan değilimdir. Ailemin ve arkadaşlarımın tam zamanlı bir iş bulmam için yaptıkları psikolojik baskılara kaplan gibi sert bir şekilde karşı çıktım. Elimde koskocaman bir HİÇ ile başladım küçük serüvenime! Salonumda duran kara tahta da hala "Mucizeler mümkündür!" yazıyor mesela. Her gece yatmadan önce ona bakıp gülümsüyorum. Hayatın bütün karamsarlığına rağmen optimistik düşünce yapımı hiç bozmadım. Her gün hayalime bir adım daha yaklaşacağımı biliyordum. Gün geçtikçe daha başarılı oldum. Başarılı oldukça siparişler gelmeye başladı. Duyuldukça duyruldu daha çok sipariş aldım. Sonunda okulun önkayıt parasını biriktirmiştim! Diyorum size sevgili okuyucularım, elimde bir kuruş bile yoktu! O kadar parayı nasıl ödeyecektim! Ardından daha çok sipariş ve tatammmm!!!! Hadi mucizelere inanmayın bakalım! Eh! Örneğim işte! Bundan daha iyi kanıt olur mu?! :) 20 Eylül itibariyle Mutfak Sanatları Akedemisi, Uluslararası Profesyonel Pastacılık ve Ekmekçilik Eğitimi (MSA) öğrencisiyim! İlk B noktam tamamlanıyor. Herşeyden önce bunun için heyecanlıyım! O yol bir şekilde açılıyor sevgili okuyucularım. Siz bile şaşırıyorsunuz..
Çoğu arkadaşım, çeşitli kurslara gidip Butik Pastacı oldu. Ya kendi dükkanlarını açtılar ya da bir yere girip çalışmaya başladılar bile. İnanmayacaksınız, son zamanlarda duyduğum herkes pastacı!!! Babam bana, ben kendi dükkanımı açana kadar çoktan herkesin açacağını söyledi bu akşam. :) Sizde böyle bir durumda kalsaydınız ne yapardınız? Eskiden olsa ben, sinirlenip hayata küserdim! Oysa simdi, hepsini gönülden tebrik ediyorum! Hatta gurur duyuyorum! !Özellikle Semacığımı gönülden tebrik ediyorum! Beyaz Fırında çok başarılı işler çıkartıyor. Herkes istediği ve sevdiği şeyi yapıyor. Bundan daha güzel ne olsun! Herkesin yolu farklı sevgili okuyucularım ve herkes ne iş olursa olsun, kendi nasibini yiyiyor! Nitekim bende öyle olacağım. Kendime daha değişik bir proses belirledim. Okuldan mezun oldum, hemen bir yer açayım gibi bir düşüncem yok! Herşeyden önce mutfaklarda pişip Pastry şef olmam gerekiyor! Gerekiyorsa, ayaklarım kanasın yorgunluktan! Benim baş koyduğum yol bu! Nokta! Tamam..Tamamm.. Bazen panikliyorum!! İnsanım yani! Daha mutant olmadım! :)) Nasıl olacak? Ne yapacağım? gibi düşünce öbekleri beynimde yankılanıyor! Ne yapıyorum biliyor musunuz? Kendime güzel bir Türk Kahvesi yapıp güzel bir müzik açıyorum. Gözlerimi kapatıp gülümsüyorum. Marie Curie teyze ne demiş: "Korkulacak hiçbir şey yoktur. Anlaşılması gereken şeyler vardır!" Olay sadece, her B noktasına geldiğinizde yeni bir B noktası belirlemek. Sonra bırakın kendinizi ve olayların oluşmasına izin verin. Eğer ben hayalimi gerçekleştirebiliyorsam, siz neden yapamayasanız?! Hadi söyleyin, hala mucizelere inanmıyor musunuz? Hala mı??!!
Bon Appetit!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Rare Disease Day and the promises of personalized medicine

O ur daughter Ellen wrote the post that I republish below 3 years ago, and we've reposted it in commemoration of Rare Disease Day, Febru...