
Bu hafta yapılmayanı yapma girişimlerim devam ediyor sevgili okuyucularım! Bugün,
İspanya ve
Arjantinde meşhur olan
Rainbow Cake'i, Türkiyede ilk kez yapmış biri olarak biraz böbürleniyorum!
Biraz bana hak verin! İlk sen değilsin diyenler olabilir fakat ben, araştırdım ve inanın bir kişi bile bulamadım! Kendisi
özel bir yöntemle yapılıyor. Bence hiç zor değil! Sadece biraz zaman alıyor yavrucak :). Resmen bir eksperiment oldu benim için. Baş koyduğum şeyleri yapabiliyor olmak ise;
huzur verici! Kek, fırında
1 saat kadar bir süre piştikten sonra soğudu ve kalıptan çıkarıldı. Sonuç;
fosforlu renklere sahip bir kek!
Ahhh! Hele tadıııı.. Babam garip tradisyonel bir kişilik olduğu için yemekten çekindi ama dayanılmaz baskılarım sonucunda yedi tabi ki. :)) Başında duran ve devamlı
"Vizyonunu genişlet babaaaaaaa!" diyen bir kızı susturmanın tek yolu;
onu bir çırpıda yemektir! :) Beğendi mi? Hemde çok! Mutfakta duran annemden şöyle bir ses geliyordu;
"Vayyyyyyyyyyyyyy!" Düşünsenize! İnanılmaz bir haz değildir de nedir bu?! Üstüne her zamanki gibi
Çaaaaakkk yapıldı ve küçücük hoplandı! :)) Zafer turu gibi! :) Koşmuyorum merak etmeyin! Hala yürüyorum! Okula ne kaldı ki şurada!
2.5 ay sonra eğitim başlıyor ve hala para birikimi devam ediyor. Siparişlerim sağ olsun. :)
Yalnız Huston, bir problemimiz var! Rainbow Cake'imin homojen karışımı tam bittiğinde zavallı
Mixerim intihar etti! Görseniz halini yavrumun.. İlk önce sağ kol
ınnnnnn ınnnnn ın! diyerek durdu ve onu gören sol kol aynı sesi çıkartarak bu acıya bir son verdi! Durduğu anda elimin titremesini tahmin bile edemezsiniz sevgili okuyucularım! Gözlerim doldu ve manga karakterleri gibi gözlerimin yanından göazyaşları fışkıra fışkıra ağlamaya başladım.
"Mixerim öldüüüüü!Mixerim öldüüüü!" diye çığıran bir mahlukat gibi mutfakta yerde dizlerimin üstüne çökmüş hafif obsesif bir biçimde ağladım itiraf ediyorum! Söylemem gerekirse, kendisi çocuğum gibi olur ve son nefesini benim ellerimde vermesi de ayrı bir acı tabi! :( En azından annemin ellerinde ölmedi! Yoksa vay haline annemin! Gönül ister
KitchenAid'ime kavuşayım ama onun için biraz daha zaman var. :) Yarın Kuzenler buluşmasından önce ilk iş, yeni bir Mixer almak olacak! Gözüme kestirdiğim ve şu anda indirimde olan bir tane vardı. Hemen saldırışa geçmeliyim! Yoksa iki elim bağlı gibi hissederim ve sanırım çıldırabilirim! :) Gökkuşağı zaferinden ve ufak çaplı sinir krizinden sonra annem doymadı ve geçen gün yaptığım
Peynirli Çöreklerden yine istedi. İşin en güzel yanı ise, el alışkanlığı elde ediyor olmam. Reçeteye bakmadan bir çırpıda yapmak ve cicilerin fırından ne zaman çıkacağını bilmek inanılmaz bir duygu sevgili okuyucularım. Söylemiştim size değil mi?
Eğer inanırsanız, herşey mümkündür! Ben bir şeye inandım ve hiçbir şeyin beni durdurmasına izin vermeyeceğim! Çünkü hayat böyle güzel.. Ben mutfaktayken..Bon Appetit!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder